25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma-Mücadele Günü nedeniyle Büyükşehir Belediyesi, Kent Konseyi ve Kadının Sesi Gazetesi'nin ortaklaşa düzenlediği Aysun-Ali Kocatepe'nin katıldığı etkinlik düzenlendi.
Kanatlı AVM’nin önünde toplanan kadınlar ESPARK AVM’nin önüne kadar yürüdüler. Etkinliğe kent merkezi nüfusu 600 bin olan Eskişehir’de 200 kadar duyarlı kadın katıldı.
Oysaki etkinliğin yapılacağı nerede ise 15 gün öncesinden çeşitli kanallarla duyurulmaya çalışıldı. ‘Ben duymadım’ diyen varsa,’bir tek adreslerine mektup gönderilmedi’ demek doğru olur. Ağızlarını açtıklarında ‘Kadına yapılan şiddet ve kadın ölümlerini’ protesto eden! Bazı sivil toplum örgütlerinin, CHP dışındaki siyasi parti örgütleri yoktu bu etkinlikte.
Etkinliğe katılmayan kadınların, ‘eşlerinden şiddet göreceklerinden mi korkarak gelmediler?’ diye yorumlayanlar olmuş.
Ben bu iddiaya katılmıyorum. Organizasyonu daha tarafsız, siyasi uzantısı olmayan bir kuruluş yapsaydı katılımın daha fazla olabileceğini düşünüyorum. Önümüzdeki yıl tüm siyasi partilerin kadın kollarında görev yapan kadınlardan oluşturulacak bir platform, bu etkinliğin organizasyonunu üstlenirse katılım daha fazla olacağı inancındayım.
GELELİM TARTIŞMALARA
Tepebaşı Belediye Meclis Üyesi, Büyükşehir Belediyesi eski Sosyal İşler Daire Başkanı Jale Nur Süllü, 25 Kasım günü yapılan etkinlikle ilgili facebook’ta bir paylaşımda bulundu.
“İnadına ‘eşit dünya’ ve ‘bundan böyle düşünerek atım adımlarınızı” diye başlayan paylaşımda dikkat çeken satırlar şunlardı:
“Kadın erkek arasındaki eşitsizliğin işin fıtratında olduğunu söyleyenlere inat "Eşit Bir Dünya".
Artık kadın cinayetlerinin, çocuk gelinlerin olmadığı, kadın Bedenin cinsel obje olarak kullanılmadığı, kadın milletvekili oranının % 50'ye ulaştığı bir eşit bir Türkiye eşit bir dünya ne güzel olurdu değil mi? Ancak ne yazık ki gerçekler böyle değil. Kadın ve Aileden Sorumlu Bakana daha dün sordurulmayan "Kadın cinayetleri sayısı" sorusunun cevabı 2014 yılı son 11 ayda 264, son 12 yılda ise 7000 kadın cinayeti. Son 4 yılda ise 181 bin çocuk gelin. Hele hele bir yılda çocuk gelin sayısındaki artış. 20 bin. Ne ürkütücü bir rakam değil mi? TBMM'deki kadın vekil oranı ise sadece 14.42. İşte bunlar Türkiye Gerçekleri.”
Burada Jale Hanım gayet samimi duygularını ifade etmiş. Katılırsınız katılmazsınız. Ama bu ifadelere birileri tepki göstermiş.
“KADIN-ERKEK DİYE AYRIM YAPMAYIN”
Jale Nur Süllü’nün facebook sayfasında paylaştığı yazılara tepki gösteren erkekler olmuş. Jale Hanım kendi düşüncelerine katılmayanları eleştirmemiş. Sinan Kılıç adındaki bir erkek Süleyman Sevinç’in yazdıklarına cevap vermiş.
Süleyman Saraç ye yazmış:
“Kadın cinayeti diye bir şey olmaz. Kadınlardan cinayet işleyip de cezaevinde yatan yok mu? Kadınlardan kendi çocuğunu bile öldüren binlercesi var. Kadın erkek diye ayırım yaparak değil genel insanlık adına yanlışları işaret edin. Ne demekmiş kadın hakkı. Siz burada ayrımcılık yapıyorsunuz. Birileri kendine nüfus elde etmek için yok kadın hakkı yok eşcinsel hakkı. Mesela partilerde erkek kolları diye bir şey var mı? Bu kadın kolları nereden çıkıyor? Eşitsek sizde askerlik yapın. İsveç’te, Norveç de, İsrail de kadınlar askerlik yapıyor. Bizde askerlik yapmak istiyoruz eşit şartlara sahibiz diye mücadele verinde ciddiyetinizi görelim. İnsanlar böyle şeyleri kullanıyor. Birileri kendine nüfus elde etmek için yok kadın hakkı yok eşcinsel hakkı falan filan uğraşıyor saf insanlarda bunları yiyor.”
‘EŞİT DÜNYA İSTİYORUZ’
Birçok demokratik etkinliklere katılımı ile dikkatimi çeken, İl Genel Meclisi üyeliği de yapan Seyhan Ertuğrul Yalçın ise paylaştığı yazı ile son noktayı koymuş.
“Sevgili Arkadaşlar şimdiye kadar sustum. Lütfen bu sayfada yorum yaparak hayallerimizi körletip bizi üzmeyin. Etkinliğimizi uygun görmedi iseniz beğenmezsiniz. Biz insanların karşısına hep karamsar tablolarla çıkmak istemedik. Eşit Dünya istiyoruz dedik. Çok mu şey istedik. Herkesin düşüncesine saygımız sonsuz.”
Seyhan Hanıma aynen katılıyorum. Bir birlerimizin düşüncesine saygı gösterir isek, günün birinde birçok noktada birleşeceğimize inanıyorum. Sabretmesini bilelim.
‘ŞEFFAF BAŞKAN’
Dün Tepebaşı Ziraat Odası Başkanı Süleyman Buluşan’ı ziyaret ettim. Cuma günü yapacağımız TV programı hakkında ön görüşme yaptık.
Konu konuyu açar derler. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Eskişehir ziyaretinden söz açıldı.
Bu ziyarete Süleyman Buluşan’da Tepebaşı Ziraat Odası Başkanı sıfatıyla davet edilmiş.
‘Kaç yıldan beri başkanım ilk kez CHP bu tür etkinliklere beni davet etti, ilk kez bu kapıdan bir CHP yetkilisi girdi. Bu beni şaşırttı’ dedi.
Ve şunu ekledi.
BENİ NİYE DAVET ETTİLER ANLAMADIM?
‘Davete icabet ettim. Davet saatinde Yunus Emre Kültür Merkezi’ne gittim. Kapıdan girerken kimse karşılamadı. Sen kimsin diye sormadılar bile. Solondaki koltukların yarıdan fazlası boştu. Toplantıya herhalde çiftçilerin içinde bulundukları sorunlar hakkında benden bilgi isteyecekler diye düşünerek hazırlıklı gittim. Ancak kimse bana bir şey sormadı. Toplantı da CHP’nin oyları nasıl artırılır? Bunun için ne yapmak gerekir? Bunlar konuşulmaya başlandı. Benim bulunmanın amacının dışında bir konu konuşulduğu için de toplantının yarısında çıktım.’
Süleyman Buluşan haklı, çiftçinin-üreticinin içinde bulunduğu sıkıntı sorulmayacaksa niye davet ettiniz?
Süleyman Buluşan’ın bu anlattıkları bile CHP’nin içinde bulunduğu durumu özetliyor.
‘KAZIM BAŞKANA
TEŞEKÜR EDERİM’
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un pazaryerlerinin durumu hakkında görüşmek üzere Pazarcılar Odası, Seyyar Tuhafiyeciler Odası, Ziraat Odaları gibi kuruluşları davet etmiş. Onlarla pazarların sorunları ve çözüm önerilerini konuşmuşlar.
Şeffaf bir toplantı olmuş. Toplantıya katılan sorunları ve çözüm önerilerini anlatmış.
Süleyman Buluşan, Klıçdaroğlu’nun da katıldığı Yunus Emre Kültür Merkezi’ndeki toplantı ile Kazım Kurt’un yapmış olduğu toplantıyla mukayese etti.
‘Toplantıya niçin davet edildiğimizi anladım. Mesela bir konu hakkında Zabıta Müdürü bir görüş ifade edecekti. Önce bizleri dinleye meyi tercih etti. Her şey gündeme geldi. Şeffaf bir toplantı oldu. Bu nedenle Kazım Kurt başkanıma pazarların sorunlarının çözümü konusunda bizim görüşlerimizi aldığı için teşekkür ediyorum. Keşke Yunus Emre Kültür Merkezi’deki toplantı da bu yöntem izlenseydi’ dedi.
Herhalde bu yazıyı okuyan CHP’liler, bundan sonra yapacakları etkinliklerde bu sıkıntıları dikkate alırlar da, toplantı amacına ulaşır.