Daha önce de ifade ettiğim gibi, yerel seçimlerden karlı çıkan iki parti CHP ve MHP oldu
Daha önce de ifade ettiğim gibi, yerel seçimlerden karlı çıkan iki parti CHP ve MHP oldu. Türkiye genelinde pek çok belediye el değiştirdi. Eskişehir'de AK Parti'nin kalesi olarak görülen Alpu'nun CHP'ye geçmesi, Çifteler'in MHP'ye geçmesi ve 70 yıldır sağcılar tarafından yönetilen Seyitgazi'nin CHP'ye geçmesi sadece küçük örnekler. Bugün AK Partili olan isimlerin 25 yıldır yönettiği Ankara ve yine 25 yıldır yönettiği İstanbul gibi mega şehirler de CHP'ye geçti. Şimdi özellikle CHP'li belediyelerin önünde zorlu bir süreç başlıyor. Zira net bir şekilde ortada ki, AK Partili belediyelerin borçları dağlar gibi yığılmış. Bu durumda ekonomik krizi de hesaba katarsak CHP'li belediyelerin ilk işi, personelinin maaşlarını ödemek olacak. Tıpkı 13 aydır maaşlarını alamayan Alpulu belediye işçilerinin maaşını Gürbüz Güler yönetiminin ödemek zorunda olduğu gibi. İşleri zor elbette. Fakat hemen karamsarlığa da kapılmamak lazım. Mesela Gogol'un 'Ölü canlar' kitabına nazire yaparcasına belediye bütçelerinden maaş alan, ancak ismi olup cismi olmayan kişilerin maaş bordroları da hesaptan düşecektir. Muhtemelen bu durumun neticesini hemen hissetmeye başlayacağız. Hani sosyal medyada dolanan bir takım AK Trollerin sayısında da ani bir azalma beklemeliyiz... Özetlemek gerekirse ortada bir sorun varsa, çözüm de bulunur.
Hemen enseyi karatmamak lazım... Hatırlanacağı gibi Kazım Kurt da Odunpazarı Belediye Başkanı olduğu zaman benzer sorunlarla karşılaşmıştı. Sonradan Büyükşehir'e adaylığını koyan Burhan Sakallı zamanında işçiler maaşlarını 2 aylık gecikmeyle aldıklarında, kendilerini şanslı hissediyordu. Ancak Kurt yönetiminde maaşlar tıkır tıkır ödendi. Üstüne Odunpazarı Belediyesi'nin borçları da ödendi ve şu anda Türkiye'nin en az borçlu belediyelerinden biri yaratıldı. Demek ki isteyince oluyormuş...
Çekirge hep zıplamaz...
Açık konuşmak gerekirse, zorlu Osmanlıspor deplasmanından pek umutlu değildim. Maçtan önce birisi "Maç berabere bitecek, kabul eder misin?" deseydi, bu teklife balıklama atlardım. Ancak futbolcularımız beklentilerin çok üzerinde bir performans göstererek, şampiyonluğa oynayan rakibine 4 tane gol attı. Hem de rakibin kendi sahasında... Kuşkusuz alınan üç puanın psikolojik bir etkisi de var. Şampiyonluğa oynayan bir takımı, kendi evinde bile hezimete uğratabiliyorsak, her takımı yenecek güçteyiz demektir. Biz Türkler biraz duygusal bir milletiz. Moralimiz çok çabuk bozulup, çok çabuk düzelebiliyor. Osmanlıspor galibiyeti de beklenen etkiyi çabucak yarattı ve üzerimizdeki kara bulutların dağılmasına neden oldu. Şimdi görece kolay maçlara çıkacağız. İlk rakibimiz Elazığ... Bugün kendi evinde Altınordu ile zor bir maça çıkacak olan Gakkoşların maç eksiğiyle 20 puanları bulunuyor. Ligde zor günler geçiren Elazığ maçını kazanırsak, rakibimizi iyice ateş hattına atarız. Dolayısıyla Eskişehir'de oynanacak olan maç, bizim için olduğundan çok daha önemli rakibimiz için. Bu maçta 1 puanın bile işimize geleceğini unutmamak lazım. Maç berabere mi gidiyor? Bırakalım rakibimiz düşünsün... Eğer transfer tahtası açılmasaydı, ben yine kümede kalabileceğimizi öne sürüyordum. Kaldı ki transfer tahtasının açılması, işimizi daha kolaylaştırdı. Ben Elazığ karşısında puan veya puanlar alarak, ligde kalma yolunda önemli bir aşama kaydedeceğimize inanıyorum. Sezonun başından beri söylüyorum; "Bu takım
küme düşmeyecek..." Ancak seneye de aynı şekilde gidemeyiz. Mutlaka borçlarımızı insaflı bir seviyeye düşürüp, yeni transferlerle kümede kalmayı garantileyecek bir kadro kurmalıyız. Zira çekirge bir sıçrar, iki sıçrar...
Galiba haklı çıkıyoruz
Zam haberlerine bir yenisi daha eklendi ve son dakika gelişmesine göre Türkiye’de bazı sigara fiyatlarına zam geldi. Buna göre 13 buçuk lira en pahalı marka sigara 2 lira zamla birlikte 15 buçuk liraya yükseldi. Tabii daha ucuz sigara markaları da zamlardan nasibini aldı. Yapılan açıklamalara göre sigara fiyatları ortalama yüzde 15 oranında zamlanmış oldu. Bilindiği gibi seçimlerin bitmesiyle birlikte, uzun süredir zam yapılmayan benzin fiyatları da artırılmıştı. Hükumetimiz 1 Nisan şakası yapmak yerine 2 Nisan şakası yaparak benzinin litre fiyatının 19 kuruş daha artmasını karara bağlamıştı. İsterseniz "Zam" demeyelim. Hükumet kontrolündeki 'Havuz gazetecileri' gibi konuşalım ve "Fiyat güncellemesi" diyelim. Fakat ne dersek diyelim netice değişmiyor. Yapılan zamlar vatandaşın belini büküyor. Seçimlerden önce "1 Nisan'dan sonra ekonomik kriz derinleşecek. Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir buhrana hazırlıklı olun" demiştik. Maalesef haklı çıkmaya başladığımızı görüyoruz. Keşke haksız çıksaydık...