Geçtiğimiz hafta,“AK Parti başkan Sakallı’yı harcadı” diye yazmıştım. Bu yazıma nedense Ak Parti’den bir tek kişi bile arayarak “Yok böyle bir şey bunu da nereden çıkardın. Biz Burhan Başkanı’nın sonuna kadar arkasındayız” diyen olmadı.
Demek ki ortada böyle bir sıkıntı var. Hani dışarıdan birileri söylemiş olsaydı belki dikkate almazdım.
Ama eski ve bugün görev başındaki AK Parti’li belediye meclis üyeleri anlatınca ister istemez dikkate almak zorundasınız. Öyle yabana atılacak sözler değil eski ve bugün görevde bulunan belediye meclis üyelerinin söyledikleri.
Bu yazının üzerinden nerede ise bir hafta geçti. Ne il başkanı ne de bir yönetim kurulu üyesi, “Yok böyle bir şey. Biz Burhan Başkan’ın yanındayız, arkasındayız. Kendisine her zaman gereken desteği veriyoruz. Vermeye de o koltukta oturduğu sürece devam edeceğiz” diye bir söz söylemedi.
Sustuklarına göre demek ki eski ve bugün görevde olan belediye meclis üyelerinin anlattıkları doğru.
Bu suskunluğun nedenini araştırdığımda, AK Parti’li (isim vermeyeceğim) milletvekilleri, il başkanı ile Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı’nın arasının pek de iyi olmadığını öğreniyorum.Bunları üst üste koyduğumda Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı’ya, bu dönemin sonunda verdiği hizmetlerden dolayı teşekkür edilerek, “İki dönem üst üste hizmet yaptınız, çok yoruldunuz. Bu dönem sizi dinlendirelim” denileceği iddialarını sanki doğruluyor. Bu iddialar doğru değilse İl Başkanı Süleyman Reyhan veya milletvekillerinden birisi cevap verecek olurlarsa hem ben hem de kamuoyu doğrusu neyse öğrenmiş olur.
“Bunları söyleyenlere inanmak o kadar güç ki”
AK Parti’nin Mavi Ada Davet Salonu’nda yaptığı “6. Bölge Yerel Yönetimler Toplantısı’nın ardından ‘İnsanların hem gözüne hem de gönlüne girin” diye Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun sözlerini başlığa taşıdığım yazı yazmıştım.
Köşemim müdavimlerinden DSP eski İl Başkanı Ali Osman Dönmez, yazımı okuduktan sonra mail göndermiş. Kendisine ilgisinden dolayı teşekkür ediyorum. Hiç yorum yapmadan göndermiş olduğu maili aynen köşeme koyuyorum. Takdir siz okurlarım.
“Sadi Bey yazınızı okudum. Ben de kendi görüşlerimi içeren bir yazı gönderiyorum. Köşenizde değerlendirirseniz memnun olurum. Yazınızdan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun söylemiş olduğu sözlerden bir paragraf alarak yazıma başlamak istiyorum.
(Teklif, tenkit ve tavsiye.
Bunun açılımı şöyle.
*Bir proje hazırladığınızda önce vatandaşlarında teklifi olup olmadığını sorun.
*Yapacağınız projeleri önce kendiniz tenkit edin. Kendi kendinize tenkit yaparsanız o proje başarılı olur.
*Yine proje hakkında gerek belediyelerde çalışanlar gerekse halkın tavsiyelerini alın. Bunu dikkate alın.)
Bunları söyleyenlere inanmak o kadar güç ki... AKP ve siyasetçiler istediklerini istedikleri gibi söyleyebiliyorlar. Pek de inandırıcı olmuyorlar.
Doğal olarak bunu direkt Atatürk Stadyumu’nun başına gelenlerle örtüştürdüm. Doğruyu bulabilmek adına.
Yeni stadyum konusunda vatandaşların teklifi olup olmadığı tartışılmadı bile. Halk hiç önemsenmedi yok sayıldı. Oysaki yerel bir gazetenin yaptığı bir anket Eskişehir halkının yüzde 65’nin stadyumun yerinde kalması yönündeydi. Hatta seyirci pankart açtı. Değil kişilerin kendilerini tenkit etmesi halkın eleştirileri bile dikkate alınmadı. Halk stadyumun yerinde kalmasını istedi. Dayatmacı politika sonrası bari stadyumun olduğu alan yeşil kalsın dedi. Daha önce de söylediğimiz gibi stadyum konusunda maalesef Eskişehir için en kötü seçenek seçildi. Halkın tavsiyelerinin dikkate alınmadığı dolayısıyla 3’üncü seçeneğin pek önemli olmadığı duruma göre konuşulduğu ortada. Koskoca Marsilya eski stadıyla başarıdan başarıya koşuyor. TOKİ ise köşeyi kısadan dönmek için epey çaba gösteriyor. Herkes sportif başarı derken Türkiye önce para önce rant demektedir. Sporda bile önce rant diyenler Avrupa kupalarında tepkisiz halk sayesinde başarısız olsalar bile hiç kimse tarafından sorgulanmayacaktır.”
GÜNÜN FIKRASI
Meryem Ana
Temel askerde paraşüt eğitimi alır. Günden güne özel bir odada paraşüt eğitimi almaktadır. Gün gelir ve uçaktan atlama tatbikatı yapılacaktır. Komutanları Temel’e ve arkadaşlarına paraşütün nasıl açılacağını şöyle anlatmış:
- Birinci ipi çekin paraşüt açılmazsa ikinci ipi çekin onda da paraşüt açılmazsa üçüncü ipi çekin onda da paraşüt açılmazsa Meryem Ana’ya dua edin demiş.
Herkes sırayla paraşütten atlamış ve sıra Temel’e gelmiş temel de “bismillah” deyip atlamış. Sırayla ipleri çekmeye başlamış 2 tanesini çekince açılmamış son şans olarak üçüncü ipi çekmiş onda da paraşüt açılmayınca komutanı yanından paraşütle geçerken ona
- Uuyyy komitanum hau karinun adi
neydu?