İktidar ve muhalefet partilerini bekleyen tehlike

Eğip bükmeden hemen kitabın ortasından başlarsak eğer…

14 ve 28 Mayıs’ta gerçekleşen Milletvekilliği Genel Seçimlerinin yanı sıra Cumhurbaşkanlığı seçiminde beklenen performansı gösteremeyen muhalefet partileri, yurttaşta hem hayal kırıklığı hem de geleceğe dair bir umutsuzluk yarattı.

Muhalefet deyince akla hemen tabii ki CHP ve İYİ Parti geliyor.

Yöneylem Sosyal Araştırma Merkezi, 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin ardından Türkiye halkının nasıl hissettiğine dair bir araştırma yaptı. 

Ülke genelindeki 27 ilde 26-29 Eylül tarihlerinde 2 bin 398 kişiyle bilgisayar destekli telefon görüşmeleriyle yaptığı araştırmanın sonuçlarını yayınlayan Yöneylem Araştırma, öz kaynaklarla gerçekleştirdiği araştırmanın güven aralığını yüzde 95, hata payını ise artı-eksi 2 olarak duyurdu.

Katılımcılara  “Son dönemde siyasi konular hakkında düşündüğünüzde kendinizi nasıl hissediyorsunuz?” sorusu yöneltildi. 

Ankete göre, yurttaşların yüzde 27,7’si çaresiz, yüzde 25,5’i bıkkın, yüzde 22’si öfkeli, yüzde 16,1’i umutlu, yüzde 5,4’ü heyecanlı, yüzde 3,3’ü ise soruyu yanıtsız bıraktı.

Bu verilere göre, yurttaş “çaresiz, bıkkın ve öfkeli” dersek sanırım yanılmış olmayız.

Araştırmaya katılanların mayıstaki genel seçimde oy verdiği partilere göre dağılımına bakıldığında…

CHP’lilerin yüzde 95’i ve İYİ Partililerin yüzde 94,5’i bıkkın, öfkeli ve çaresiz.

Benzer durum, yüksek oranlı olmasa da AK Parti ve MHP’nin seçmeni için de geçerli.

Mayıstan bugüne geçen sürede muhalefet daha çok kendi içindeki tartışmalara, seçim ve kurultaylara odaklanırken, iktidar AK Parti ise yurttaşı oyalama taktiğini seçti.

Geçinebilmek için her türlü tasarrufu yapmasına karşın adeta yaşam mücadelesi vermek durumunda kalan…

Yoksul halk kitleleri ile dar ve sabit gelirliler arasında sayabileceğimiz asgari ücretli, emekli, işçi ve memur kesimi ise ne iktidardan ne de muhalefet partilerinden umutlu…

Türk-İş’in son açlık sınırı verilerine göre, 4 kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı 13 bin 334 lira.

Yoksulluk sınırı olarak kabul edilen… 

Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise 43 bin 433 lira.

Bekar bir çalışanın yaşama maliyeti de aylık 17 bin 336 lira.

Büyük çoğunluğu oluşturan en düşük maaşa sahip emekli 7 bin 500, asgari ücretli ise 11 bin 400 lira alıyor.

Gel çık işin içinden…

Ayakta durmaya çalışan, geçim sıkıntısıyla mücadele eden, en gerekli gıda maddelerini bile karşılamakta zorluk çeken dar ve sabit gelirli kesim, derdine çare olacaklara karşı ümidini yitirdi.

Yöneylem’in araştırmasında çıkan “bıkkın, öfkeli ve çaresiz”lik durumu, bu tabloyu net bir biçimde ortaya koyuyor.

Ne iktidar vadettiği refah artışını ne de muhalefet iktidara gelme konusunda ürettiği siyasette başarı sağlayabildi.

Üstelik umut olarak ülkeye çağrılıp Hazine ve Maliyenin başına geçirilen Mehmet Şimşek, krizin faturasını ödetmeye çalıştığı yurttaşa yeni vergileri, daha cebe girmede eriyen maaşları reva gördü, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan ise sabır diledi.

Hasılı…

Ne kadar aday odaklı olursa olsun…

Bu yerel seçimler farklı sonuçlar üretebilir.

Canı burnundaki yurttaş, yaşadığı zorlukların ve çaresizliğinin faturasını yerel de olsa bu seçimde iktidardaki Cumhur İttifakı’nı oluşturan AK Parti ve MHP’ye sandıkta kesebilir.

Değişim, dönüşüm, özü başım derken…

Muhalefetteki başta CHP ve İYİ Parti’yi bekleyen tehlike ise seçmenin sandığa gitmemesi olur.

Bu ortamda, umutsuz, çaresiz ve bıkkın yurttaşın sesi sandıkta yankılanır.

Benden söylemesi…