En coşkulu tribün…
- Kongre, hükümetin yaptığı oldukça modern bir spor salonu olan Yenikent spor salonunda gerçekleştirildi ve katılım oldukça yüksekti. İzdiham niteliğinde bir kalabalık olduğunu söylersek yanlış olmaz. Dahası, salonun dışında da yoğun bir kalabalık vardı. Öyle ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önce otobüsün üstüne çıkarak dışarıdaki kitleye hitap etti, daha sonra kongre salonundaki kalabalığa.
- Salon içi ve dışı süslemeler ile giydirmeler yerindeydi.
- Hem salon içinde hem de dışında led ekranların kurulması, izleyicilerin kongreyi rahatlıkla takip etmesini sağladı.
- Tribünler iyi hazırlanmıştı. Sloganlar profesyonel bir biçimde, anlık gerçekleşen olaylara göre birlik içerisinde atıldı. Öyle ki gençlik kolları tarafından sloganların listesine ve hangi tribünün hangi sloganda nasıl bir yol izleyeceğine ilişkin dağıtılan bir de pusula vardı. Buna ek olarak en coşkulu tribün, Odunpazarı tribünüydü.
- İnsanların acıkma ve susama durumu da göz önüne alındı ve belli aralıklarla yemek ve su servisi yapıldı.
Dikkat çeken noktalar…
- Dündar Ünlü Eskişehir’de iktidar partisi nazarında tarihe geçti. Çünkü Eskişehir teşkilatında il kongrelerinde üst üste iki kez seçilen başkan yoktu. Ünlü’den önce sırasıyla Fikret Dönmez, Osman Yüksel, Salih Koca ve Süleyman Reyhan birer kez seçildi. Ünlü ise ikinci kez seçilmesiyle birlikte bir ilke imza atmış oldu.
- İktidar partisinin üye sayısı bir yıl önce 81 bin iken bugün 104 bin olarak açıklandı. Bu da üye sayısının bir yılda yüzde 20 oranında arttığını gösterdi.
- Kongre salonunda sırasıyla Türk bayrağı, Atatürk, Recep Tayyip Erdoğan ve iktidar partisinin logosunun görseli vardı.
- Kongre salonunda, tıpkı Odunpazarı ve Tepebaşı ilçe kongrelerinde olduğu gibi Başbakan Binali Yıldırım’a ait herhangi bir görsel yoktu.
- İki dev branda oldukça dikkat çekiciydi. Bir tanesinde, “Tarık Bin Ziyad gibi… Yaktık gemileri Odunpazarı’nı geri alacağız reis” yazarken; diğerinde, “Tepebaşı 5500 sokak sorumlusu ile 2019 seferine hazırdır başkomutanım” yazıyordu.
- Polis kongre salonu ve çevresini adeta abluka altına almış, kuş uçurtmuyordu.
- Ses düzeni-akustik ve salon ısısı oldukça iyiydi.
- Tepebaşı ilçe kongresinde, işitme engelli katılımcıların da kongreyi takip edebilmeleri için sahnede işaret dili uzmanı vardı. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı bir kongrede bunun düşünülmemiş olması oldukça dikkat çekti.
- Adnan Menderes, Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu ve Gün Sazak Recep Tayyip Erdoğan tarafından altı çizilerek anıldı.
- Kongre başlarken “saygı duruşu ve İstiklal Marşı” anonsu yapıldı ancak saygı duruşu atlandı. Direkt olarak İstiklal Marşı’na geçildi. Bu durum sanırım teknik bir aksaklıktan kaynaklandı.
- Divanda Gençlik Kolları Başkanı Avukat Fatih Özata’ya da görev verildi. Bu da iktidar partisinin gençlere verdiği önemi gözler önüne serdi.
- Kongrede gövde gösterisi yapıldı dedik ancak şunu da söyleyelim. Salona birçok mahalleden ve ilden ciddi sayıda katılımcı araçlarla taşındı.
- Mihalgazi ve Sarıcakaya’nın ünlü beyaz örtülü kadınları yine önce çıktı. Hatta Mihalgazi Belediye Başkanı Zeynep Akgün’ün girişimleriyle kadınlar platforma inerek Erdoğan’la fotoğraf çektirdi.
Her seneye bir hezimet sığdıran zat…
Bu bölümde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmalarından dikkat çeken bölümleri okuyalım…
*
- Elbette bu millet, darbe günü sevinç naralarıyla sokaklarda nümayiş yapanları da unutmayacak.
- Eskişehir 2019 için adeta “Ben hazırım” diye haykırıyor.
- Biz, “Ya istiklal ya ölüm” parolasıyla Anadolu’yu yedi düvele mezar eden yiğitlerin, milli mücadele kahramanlarının varisleriyiz.
- Biz, “Millete efendilik yoktur, hizmetkarlık vardır” diyen Gazi Mustafa Kemal’in zihin yapısında olan bir zihniyeti temsil ediyoruz.
- Kavgayı, çıkar çatışmasını siyasetlerinin merkezine yerleştirenler, bu salonda yükselen muhabbetimizi bir türlü anlayamadılar.
- Yüksek Hızlı Tren’in AK Parti iktidarı tarafından yapıldığını bilmeyenler var.
- Eskişehir, demokrasinin kenti.
- Koltuk kavgasıyla ömürlerini geçirenler, ülkeye ve millete olan hizmet aşkının sırrına bir türlü varamadılar. Biz siyaseti, ikbal kapısı olarak değil; hizmet vesilesi, istiklal ve istikbal mücadelesi olarak görüyoruz.
- Biz, ana muhalefetin başındaki zat gibi dokuz seçim kaybetmesine, görevde bulunduğu her seneye bir seçim hezimeti sığdırmasına rağmen koltuğa yapışanlardan olmadık.
- İl kongrelerimizden yansıyan manzaralar bugün burada olduğu gibi bu teşkilatlarımızdaki her bir kardeşimin bu şuurla hareket ettiğini gösteriyor.
-
Tarım şehrini koruma görevi Erdoğan’ın!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kongre konuşmasında dikkat çeken bir açıklaması daha vardı ki Eskişehir’de kurulması planlanan
kömürlü termik santral meselesini yakından ilgilendiriyordu.
*
Önce o açıklamayı hatırlayalım: “
Eskişehir ulaşım merkezi olmasının yanı sıra aynı zamanda bir tarım şehridir. Eskişehir’in bereketli topraklarını su ile buluşturmak için 9 baraj, 7 gölet ve 26 sulama tesisi inşa ettik. Böylece Eskişehir’de 105 bin dekarın üzerinde yeni tarım arazisini sulamaya açtık. İnşası süren Gökpınar Barajı ile Eskişehir’in 61 bin dekar arazisi su ile buluşacak. Eskişehirli çiftçilerimize, 258 milyonu hayvancılık olmak üzere toplam 1 buçuk milyar lira tarımsal destek verdik.”
*
Evet…
Sayın Erdoğan’ın ifadelerini yukarıda okudunuz.
Söz konusu hizmetler için hükümete teşekkür ediyorum.
Ancak şunu da hatırlatmak istiyorum.
Eskişehir’e kurulması planlanan kömürlü termik santral projesi eğer gerçekleşirse, hükümetin Eskişehir’e yaptığı tarım ve hayvancılığa dönük yatırımları boşa gidecek.
Çünkü söz konusu santral, bırakın tarım ve hayvancılığı, Eskişehir’i toptan bitirecek.
Kaldı ki Sayın Cumhurbaşkanımız, Eskişehir’in bir tarım şehri olduğunu altını çizerek vurguluyor.
Öyleyse tarım şehrini koruma görevi de en çok Recep Tayyip Erdoğan’a düşüyor.
Cumhurbaşkanı’nın stratejisi
Erdoğan’ın partililerine verdiği şu mesajı da, iktidar partisinin 2019 seçimlerine nasıl bir tavırla hazırlanacağı yönünde ciddi bir ipucu verdi.
Dedi ki Erdoğan:
- Hiçbir ayrıma prim vermeden, kırmadan, dökmeden, kırılmış kalpleri tamir ederek çalışın.
Ve bunun ardından Yunus Emre’nin şu şiirini okudu:
- Ben gelmedim davi için/Benim işim sevi için/Gönüller dost evi için/Gönüller yapmaya geldim.
Harun Karacan neyi tekrarladı?
Genel Başkan Yardımcısı Harun Karacan, Cumhurbaşkanını saymazsak, tüm konuşmacılar içerisindeki en etkili ve coşkulu konuşmayı yaptı. Zaten enerjisi oldukça yüksek olan partililer, Karacan’ın konuşmasıyla birlikte coştukça coştu. Karacan’ın tam bir hatip haline geldiğini önceki yazılarımızda kaydetmiştik. Önünde yine prompter yoktu. Hazırladığı not kağıtları kürsünün üzerindeydi ama yine bakma gereği duymadı. Beden dilini de iyi kullandı. Ancak daha önce bahsettiğim eksiğini yine tekrarladı Karacan. Kürsüden hareket etmedi.
Karacan’ın, konuşmaları sırasında birazda platformda hareket halinde olmasının, konuşmasını daha da etkili hale getireceğini bir kez daha vurgulamak istiyorum.
Partiyi toparlayan adam
İl Başkanı Dündar Ünlü’den bahsedelim biraz da.
8 Ocak 2018’de kaleme aldığım “Partisini cansiperane savunan bir başkan” başlıklı yazımın son bölümü şöyle bitiyordu: “Eğer AKP içerisinde liyakat varsa, Dündar Ünlü gibi
cansiperane partisini savunan bir ismin görevine devam etmesi gerekir. Fakat… Buruşturulup çöpe atılması halinde, AKP’de tıpkı CHP gibi,
‘Kişisel hırs ve intikam duygusuyla başarılı bir adam nasıl yenilir’in örneğini kamuoyuna verecektir.”
*
Böyle bir yazıyı niye yazmıştım?
Çünkü partiyi her şeye rağmen toparlamayı başaran Ünlü’nün, tekrar il başkanlığı için görevlendirilip görevlendirilmeyeceği tartışma konusuydu.
Sonunda görevlendirildi ve tekrar il başkanı oldu.
Bununla birlikte iktidar partisi Eskişehir’de, liyakate ne kadar önem verdiğini de net bir biçimde gösterdi.
*
Ve Dündar Ünlü kürsüye çıktığında etkili bir konuşma yaptı.
Konuşmasının içeriği gayet iyiydi.
Ayrıca konuşması kısa ve net olduğu için kitleyi sıkmadı.
Öte yandan Ünlü’nün iyi bir konuşmacı olduğunu söyleyebiliriz ancak iyi bir hatip olduğunu ifade etmemiz güç.
Çünkü tam anlamıyla hazırladığı metne bağlı kaldı.
*
Son olarak Ünlü’nün kongre sırasında verdiği özel bir demeci aktarmak istiyor ve Ünlü bölümünü kapatıyorum.
Çünkü bu demeci oldukça önemli buluyorum.
Dedi ki Ünlü:
“2019’da koyduğumuz hedefleri gerçekleştirmek için bugün il kongresi bir meş'aledir. Bu meş'aleyi elimize alıp 2019’da yapacağımız yerel seçimlerde ve genel seçimlerde şehirde en yüksek başarıyı elde edeceğiz. Temel hedefimiz yerel seçimler. Yerel seçimlerde bu şehrin anahtarlarını Sayın Cumhurbaşkanımıza teslim edeceğiz inşallah.”
Kongrenin önde gelenleri
Harun Karacan/Genel Başkan Yardımcısı
Mustafa Ataş/Genel Başkan Yardımcısı
Öznur Çalık/Genel Başkan Yardımcısı
Fatih Şahin/Genel Sekreter
Numan Kurtulmuş/Kültür ve Turizm Bakanı
Veysel Eroğlu/Orman ve Su İşleri Bakanı
Nabi Avcı/Eskişehir Milletvekili, Milli Eğitim eski Bakanı
Emine Nur Günay/Eskişehir Milletvekili
Göze çarpan katılımcılar
BBP MKYK Üyesi Ahmet Namık Akdoğan
MHP İl Başkanı Kadir Bıyık
Eskişehirspor’un futbolcusu Erkan Zengin
Genel başkan ayrıdır, lider ayrıdır!
Evet…
İktidar partisi’nin il kongresiyle birlikte İYİ Parti dışında Eskişehir’deki kongreler süreci sona erdi.
Bu anlamda bir kıyaslama yapmamız gerekirse;
en başarılı, en diri, en sistemli kongreler iktidar partisinin kongreleri olarak karşımıza çıktı.
*
Kongreler, partilerin kendilerini kamuoyuna en iyi ifade edebilecekleri ortamlardır.
Bir anlamda fırsattır.
Bu fırsat iyi değerlendirilebilirse, parti içi kenetlenme sağlanabilir ve kamuoyuna ciddi bir gövde gösterisi yapılabilir.
Yine kongreler, parti hedeflerinin aktarıldığı ve bu hedefler doğrultusunda çalışma planlarının hazırlandığı toplantılardır.
Tüm bu anlattıklarıma bakıldığında, Eskişehir’deki iktidar partisi, kongreler sürecinin en iyi partisidir dememiz mümkün.
Ve muhakkak ki bu başarı, 2019 seçimlerine güçlü bir biçimde sirayet edecektir.
*
Kongreye katılan ve birazdan anlatacaklarımı katıldığı kongrede de tescilleyen Cumhurbaşkanı ve İktidar Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gelirsek…
Şunu karıştırmamak gerekir…
Genel başkan ayrıdır, lider ayrıdır.
Genel başkan yönetilir, lider yönetir.
Genel başkan sürüklenir, lider sürükler.
Genel başkan tek başına sorumlu değildir, lider tüm sorumluluğu üstüne alır.
Genel başkan inanır, lider inandırır.
Genel başkan küçük olsun benim olsun der, lider uluslararası düşünür.
Genel başkan, genel başkanlığı sona erdiğinde unutulur; lider uzun yıllar konuşulur.
Genel başkanın, iktidarda olsa dahi ulusal ve uluslararası anlamda ülke yönetiminde olumlu ya da olumsuz etkisi ve yetkisi yoktur; lider ise her olumsuzluğun ve olumlu gelişmenin baş müsebbibidir.
*
Bu anlamda Recep Tayyip Erdoğan sıradan bir genel başkan değil, liderdir.
Ve Türkiye’de şuan için iktidar partisi dışında hiçbir partide lider yoktur.
Sadece genel başkan vardır!