İKİSİ YETTİ!

Ersun Yanal’ın Eskişehirspor’da teknik direktör olarak başlamasının üzerinden 10 hafta geçti. Geçen 10 haftada alınan sonuca bakalım. 2 galibiyet, 2 beraberlik ikisi kendi sahasında olmak üzere 6 mağlubiyet.

10 maçta toplanan puan 8.

Bu başarı mı?

Başarısızlığın daniskası.

Ersun Yanal’ın kalitesine yakışmayan bir başarısızlık.

İyi ki Michael Skibbe ile Eskişehirspor takımı ilk yarı 28 puan toplamış.

Eğer bu puan alınmamış olsaydı bugün Eskişehirspor ligin dibine çoktan demir atmıştı.

Aradan 10 hafta geçti beklenen başarı gelmeyince bir takım mazeretlere sığınıyor Ersun Hoca.

Ersun Yanal Karabük maçından sonra basın toplantısında şunları söyledi:

''Şartlar ve koşullar ne olursa olsun sonuçlar mazerete uğramamalı. Ancak son bir aydır ciddi bir problemle karşı karşıyayız. Futbolcularla sahada bir arada olamıyoruz. Olumsuz hava koşuları nedeniyle çalışmak için fırsat bulamıyoruz. Yenilgiden dolayı tepkiler mutlaka olacaktır. Şu anda en zor şartlarda, koşullarda oynayan takım biziz. En zor şartları ve koşulları lehimize çevirmeye gayret ediyoruz. Uzun zamandır antrenman yapamıyoruz. Bize saha lazım, koşul lazım. Şu anda biz yönetim ve futbolcularla birlikte bir çabanın içindeyiz.''

İyi de antrenman sahasını kardan temizletmek teknik direktörün görevi.

Yönetime gideceksin, antrenman sahasının temizlettirilmesini isteyeceksin.

Kaldı ki bu zor şartları sadece Eskişehirspor yaşamıyor.

Türkiye genelinde kar, buz var.

Bu olumsuz hava şartlarından sadece Eskişehirspor etkilenmiyor.

Bunlar basit mazeretler.

Elinde Erkan Zengin gibi geçen sezonun kralı varken, sen de hala onu görmezden geliyorsun. 68. dakikada oyuna aldığın Erkan nasıl futbolcu olduğunu attığı gol ve oynadığı futbol ile gösterdi. Sezon başında büyük umutlarla alınan Mehmet Yıldız gibi bir golcüyü hadi Skibbe tanımıyor ve yedek kulübesinde oturtuyordu.

Ersun hocam sendemi Mehmet Yıldız’ın ‘YILDIZ’ olduğunu bilmiyordun?

Bilmiyorsan, Pazar günü öyle bir ders verdi ki, belki de gitmesine izin verdiğin için pişman olmuşsundur!

Kendi silahın ile vurulmak çok daha acı olsa gerek.

Eskişehirspor’un ilk dört takım arasında kalma umudu vardı.

Hadi diyelim olmadı ama ilk 8 garanti idi.

Hafta sonu oynanacak Fenerbahçe maçını da kaybederseniz o hayal de yok olup gidecek.

Siz hala iyi oynadığınızı, bireysel hatalar sonucu mağlup olduğunuzu söyleyin durun.

Ey yönetim.

Sezon başında Webo yerine tercih ettiğiniz Boyd nerelerde?

Skibbe’nin ısrarla alınmasını istediğini Gekas’ı, elinizde Batuhan gibi golcünüz! Var diye mi almadınız?

Karabük’ün Norveç’ten bulup getirdiği, daha önce adını bile kimsenin duymadığı Jamaika Milli Takımı'nda da forma giyen Luton Shelton’u gördünüz.

Peşine 5 futbolcu taktı gidiyor, yetişebilmek mümkün değil.

Shelton ile Mehmet Yıldız galibiyetin mimarları.

Bu tür futbolcuları rakip takımlar bulup getiriyor, Eskişehirspor’a gelen ise oynamadan milyonları alıp gidiyor.

Son söz olarak eğer Fenerbahçe maçını da kaybederse Ersun Yanal, Eskişehirspor’un başında teknik patron olarak bir dakika bile durmamalı.

Eğer istifa etmemekte ısrar ederse, kalan maçlarda taraftarın baskısı istifaya zorlayacaktır.

*-************

‘HEPİMİZ ANKARA’DA BULUŞMALIYIZ’

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, geçmişte ESDER’in birkaç defa gerçekleştirdiği ancak arkasını getiremediği uygulamanın yeniden harekete geçirilmesi için önderlik yapabileceğini söyledi.

Neydi bu proje?

Başta Eskişehir Valisi olmak üzere Eskişehir’in 6 milletvekili, belediye başkanları, rektörleri, sivil toplum örgütlerinin başkanları, tüm partilerde üst düzey yöneticilik yapan Eskişehirli siyasetçiler, Eskişehirli bürokratlar, hatta Ankara’daki Eskişehirli büyük yatırımlar yapan iş adamları, bir araya gelirlerdi.

Bu toplantıda, "Eskişehir’in sorunları, bu sorunların çözüm yolları, öncelikli yatırımlar neler olmalı” masaya yatırılırdı.

Yapılacaklar sıralanır, öncelikli olan belirlenirdi.

Ondan sonra bu yatırımı hangi bakanlık yapacaksa milletvekilleri, vali, belediye başkanları, sivil toplum örgütlerinin başkanları ve üst düzey bürokratlarla o bakan ziyaret edilirdi.

Başlangıç olumlu idi.

Ankara’da bir toplantıyı izlemek üzere beni de davet etmişlerdi.

Ancak üç-beş toplantının ardından gerisi getirilemedi.

Şimdi buna benzer bir çalışmayı Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Eskişehirli hemşerimiz Mustafa Destici başlatacağını söyledi.

‘İlkini ben başlatmak istiyorum. Valimize, milletvekillerimize, belediye başkanlarımıza, rektörlerimize, sivil toplum örgütlerinin başkanlarına, Ankara’daki üst düzey bürokratları, tüm siyasi partilerin genel merkez teşkilatlarında yer alan yönetici sıfatındaki siyasetçileri de davet edeceğim. Bu toplantıda Eskişehir’in sorunlarını tartışalım. Bu toplantıların birde sekretaryası olmalı. Onlar bundan sonraki toplantılar ile çağrıları, ilgili bakanlıklara sunulacak projelerin hazırlıklarını yapmalı. İllaki ben organize edeceğim diye dayatmam yok. Bunu iktidar partisinin milletvekillerinden birisi üstlenirse ona da kabulüm. Veya bir başkası. Önemli olan bu tür toplantıların organize edilmesi. Bu toplantılar ayda bir yapılmalı. Bir ay Eskişehir’de bir ay Ankara’da da olabilir.’

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’nin bu projesi, Eskişehir’de yapılan adına ‘kravatsız toplantılar’ denilen toplantıların bir benzeri.

Ancak genişletilmiş.

Ben bu tür toplantının Eskişehir’e çok önemli kazanımlar kazandıracağına inanıyorum.

İşin içine bürokratları, hatta Ankara’da önemli işler yapan Eskişehirli iş adamları ile müteahhitler de alınabilinirse, bu birliğin Ankara’da açamayacağı kapı, ulaşamayacağı bakanlık, bakan yardımcısı, müsteşar olmayacağına inanıyorum.

Yeter ki bu birlik sağlansın.