Prof. Dr. Turan Akman Erkılıç

İkinci Yüzyıla Çağrı Bildirisi’nde toplum yönetimi ve eğitimle ilgili neler var?

Bilindiği gibi 25-26 Temmuz tarihlerinde ana muhalefet partisi kurultayını yaptı. Kurultayın ilk günü genel başkan Kılıçdaroğlu kurultayda yaptığı konuşmada ‘İkinci Yüzyıla Çağrı Bildirisi’ni açıkladı. Bildiri, adı üstünde yeni döneme ilişkin ipucu veren on üç maddelik bir bildirge niteliği taşımaktadır kuşkusuz…

9 Ağustos 2020 09:28
A
a
Sütiş Eskişehir
Bilindiği gibi 25-26 Temmuz tarihlerinde ana muhalefet partisi kurultayını yaptı. Kurultayın ilk günü genel başkan Kılıçdaroğlu kurultayda yaptığı konuşmada ‘İkinci Yüzyıla Çağrı Bildirisi’ni açıkladı. Bildiri, adı üstünde yeni döneme ilişkin ipucu veren on üç maddelik bir bildirge niteliği taşımaktadır kuşkusuz…
Bildirgede ağırlıklı demokratik sosyal hukuk devletinin yeniden inşası hedeflenmektedir. Anlaşılan geniş bir demokrasi ve hukuk ittifakı amaçlanmaktadır. Bir bakıma anayasada önemli değişimin amaçlandığı beliren bildirgede genel politika, ekonomi ve eğitimle ilgili değişik noktalar var. Pazar (26 Temmuz) günkü gazetelerde yer alan bildirgede yer verilen görüşleri şu biçimde özetlemek ve yorumlamak olanaklı:
Bildirgenin bir bakıma devletin yeniden yapılandırılmasını amaçlayan olası ittifakları da dikkate alan bir biçem taşımakta olduğu açık.  Bildirgedeki onüç maddenin her bir maddesi temalar açısından şu biçimde gruplanabilir. Şöyle ki bildirgede devlet yapısı, demokrasi, hukuk -adalet liyakat, eğitim, ekonomi politika ve genel dış politika olmak üzere beş değişik alt ana konu belirginleşmektedir.
 
Devlet yapısı ya da doğrudan politik yapı denilecek boyutta öne çıkan konu ve öneriler şu biçimde özetlenebilir: Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş; yasama, yürütme ve yargının ayrıklığı yani kuvvetler ayrılığı, partili cumhurbaşkanlığı sistemine son verilmesi, siyasi ahlak yasasının çıkarılması amaçlanmaktadır. Seçim yasasının değiştirilmesi ve barajın kaldırılması ve kadınların temsil edilmesine de ayrıca vurgu yapılmaktadır.
 
Burada demokrasi, hukuk -adalet liyakat temasıyla belirtmeye çalıştığım boyutta ise şu noktalar öne çıkmaktadır. Öncelikle hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesi temel alındığını belirtelim. Düşünce, ifade, örgütlenme ve basın özgürlüğü bir başka odak noktasıdır. Mesleki örgütlenme ve STK’ların güçlendirilmesi de yer verilen konular arasındadır. Toplumsal barış ve huzur için demokratikleşme de işlenen ve vurgulanan bir başka bağlam olarak öne çıkmaktadır. Özellikle kamu yönetiminde sıkça dile getirilen liyakat konusuna vurgu yapılmış olması dikkat çekmektedir.
 
Ekonomi bağlamında şu konulara dikkat çekilmektedir. Kamu İhale Kanunu, israfın önlenmesi, hasta garantili şehir hastaneleri ve geçiş garantili köprü geçişlerinin gözden geçirilmesi ve kamulaştırılması özellikle belirtilmektedir. Devlet harcamalarının denetlenmesi açıklık şeffaflık ilkelerine bağlılık vurgulanmaktadır. Sayıştay denetimi ve kamu harcamaları ile hesap verebilirlik dile getirilmektedir. Güçlü stratejik planlamaya yer verileceği ayrıca belirtilmektedir. Güçlü sosyal devlet ve aile destekleri sigortasına geçileceği; devlette verimlilik merkez yerel dengesinin kurulacağı ifade edilmektedir.
*                      *                  *
Eğitim konusunda ise şu başlıklar dikkat çekmektedir.
* Eğitim sistemi tüm bileşenlerin ortak çabasıyla yeniden yapılandırılacaktır.
* Üniversitelerde her türlü düşünce özgürce tartışılabilecek, her türlü bilimsel çalışma yapılabilecek ve YÖK kaldırılacak.
* Tüm organize sanayi bölgelerinde iş garantili yatılı teknoloji liseleri kurulacak.
* Gençlerin işsiz kalmasının önüne geçilecektir.
*                      *                  *
Bu geçişte öncelikle yazının girişinde bildirgede yer alan sosyal, ekonomik, politik ve hukuki konuları neden işlediğimizi vurgulayalım. Öncelikle eğitimin diğer toplumsal kurumlardan ayrık olmadığını belirtelim. Kuşkusuz eğitimin politika, hukuk, ekonomi ile birlikte bütünleşik incelenmesi ve değerlendirilmesi bir gerekliliktir. Zaten bize de akademide bu konuların birbirinden ayrılmayacağı parça bütün sistem yaklaşımı içinde irdelenmesi gerektiği eğitim bilimi ve yönetimi derslerinde hep öğretilir.
Yukarıdaki mantık çerçevesinde bakıldığında şu noktalar vurgulanabilir:
* Demokratik devlet ve toplum anlayışını benimsemeyen anlayıştan demokratik değerleri hedefleyen eğitim programı çıkmaz kuşkusuz… Bu açıdan bildirge iyi bir başlangıçtır.
* Hak, hukuk ve adelet kaygısı olmayan bir anlayıştan laik eğitim önerisinin çıkmayacağı açıktır…
* Devletin her şeyini satalım anlayışından fırsat ve olanak eşitliği kaygısı olan bir eğitim bildirgesi çıkmayacağı belirgindir…
* Hesap verebilirlik anlayışını kabul etmeyen genel bir bildirgeden eğitim kurumlarının özerk ve hesap verebilir olmasını beklemek ham hayaldir…
* Toplumda katılımcılığı temel almayan bir bildirgeden okulda demokrasi, üniversitede özerklik ve akademik özgürlük çıkmayacağı açıktır…
Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Peki buradan nereye varabiliriz; neler söylenebilir hangi yorumlar yapılabilir?
Sosyal demokratların olası seçim senaryoların şöyle böyle dile getirildiği bir dönemde kurultaylarında olası programları genel olarak açıklamaları iyi bir başlangıçtır. Komşuluk, ittifak, dayanışma, sivil toplum, barış, verimlilik, hesap verebilirlik, sosyal devlet ve yeni devletçilik gibi kavram ile belgilerin yoğun kullanımı olası programın hukuk, demokrasi, parlamenter rejim, verimli ekonomi, sosyal adalet, liyakat, bölgede barış ve dostluk üzerine oturacağının ip uçlarını verilmektedir denilebilir…
 
Yukarıda belirtilmeye çalışılan ilkelerin eğitime uyarlanmasının yansımaları şunlar olabilir. Katılımcı yönetim, fırsat ve olanak eşitliği, bilimsel ve demokratik eğitim… Bu kavramlara ayrıca özerk üniversite, pragmatist program da eklenebilir. Bütün sorun, bildirgede belirlenen temel konuların içlerinin doldurulması ve hayata geçirilmesidir.
* Özcesi bildirgede ifade edilen retoriğin pratiğe nasıl aktarılacağı asıl önemli ana sorundur.
* Pratikte alt gelir grup aile çocuklarının yani kimsesizlerin kimsesinin eğitim yoluyla nasıl olunacağı somut örnekleriyle açıklanmalıdır.
* Önerilenlerin eğitim pratiğinde ete kemiğe nasıl bürüneceği parça parça ortaya konulmalıdır.
* Yoksul alt sosyoekonomik grupların çocuklarının daha iyi yetişmeleri için hangi tür okullarının pratiğe konulacağı önemli tartışmalı konulardır ve yanıt beklemektedirler.
* Din ve vicdan özgürlüğü ve laliklik bağlamında din eğitimi nasıl yapılandırılacaktır?
* STK’ların güçlendirmesi ve yönetime katılımlarının ilke, teknik ve yöntemleri iyi tartışılmalıdır. Uygulamanın eğitim yönetimini olumlu olumsuz nasıl etkileyeceği iyi gözden geçirilmelidir.
* Mesleki teknik eğitim ve buna bağlı olarak teknoloji liseleri nasıl birer okul olacaklardır? Amaç ve işleyişleri mezunlarının istihdamı nasıl olacaktır? Bu sorular muhakkak açık açık yanıtlanmalıdır.
* Üniversitelerin yönetimi ve akademik özgürlük ile etkili verimli üniversitelerin nasıl oluşturulacağı şimdiden planlanmalıdır…
* YÖK neden ve nasıl kaldırılacaktır? YÖK’ün yerine getirdiği iş ve görevler nasıl hangi kuruma veya yerinden yönetimde üniversitelere nasıl bırakılacaktır?
*                      *                  *
Tüm sosyal ve politik çizgiler nasıl bir politik gelecek plandıklarını ve buna bağlı olarak nasıl bir eğitim modeli önerdiklerini seçimler yaklaştıkça açıklayacakları kuşkusuzdur. Sırası yeri geldikçe onlara da yer vereceğimiz bilinmelidir.
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi