İki yağmur damlası gibiyiz...

Emperyalizmin maşası olarak tek amaçları bu toprakları fethetmekti.  Sonları hüsran oldu. Türk ulusunun büyük direnişi karşısında arkalarında kan ve gözyaşı bırakarak geri çekilmek zorunda kaldılar...

Aradan geçen yaklaşık 1 asır sonra dün akşam başka bir Yunanlı bu kez topraklarımızı değil ama kalplerimizi fethetti...

Evet, tahmin ettiğiniz gibi “Theofanis Gekas”dan bahsediyorum...

Türkiye serüveni Samsunspor’la başlamış, Akhisar Belediye ve Torku Konyaspor ile devam etmişti. Attığı gollerle, oynadığı bütün takımlarda hep ön plana çıkan futbolcu olmuştu...

Ve bu sezon ilerlemiş yaşına rağmen Eskişehirspor’un gol ümidi olarak alınmıştı. Ancak futbol çevreleri bu transfere dünkü maça kadar sürekli kuşkuyla baktı...

 Yalnızca “Skibbe” ısrarlıydı. Haklı da çıktı...

Çünkü “Yaş otuz beş, yolun yarısı eder / Dante gibi ortasındayız ömrün” dizelerinin sahibi “Cahit Sıtkı Tarancı”ya sanki ince bir mesaj gönderircesine oynadığı futbol ve attığı gollerle “belki yolun yarısındayım ama futbolun baharındayım” diyordu...

Dün akşam, gol atmanın yaş işi değil, akıl ve beceri işi olduğunu bir kez daha gösterdi...

Tabi ki yalnızca gol atmakla kalmadı. Bir santraforun nasıl oynaması gerektiğinin de adeta dersini verdi. 35 yaşın tecrübesi ve olgunluğuyla, doğru zamanda doğru yerlerde bulunarak ustalıkla atılan gollerin adı oldu...

Öyleki; zaman zaman orta sahaya, hatta savunmaya kadar gelip arkadaşlarına yardımcı oldu.  Oyunun son anlarında dahi bir solbek gibi savunmadan top çıkarıp kondisyonunu nasıl efektif kullandığını da gösterdi...

Eskişehirspor yıllardır aradığı golcüyü çok geç buldu. Futbolunun son demini yaşayan  “Gekas” belki her maçta gol atamayacak ama genç forvetlere golün nasıl atılacağını ders gibi gösterecek...

Ancak şu kadarını söyleyebilirim; “Atatürk ile Venizelos”un yıllar önce başlattığı barış ve dostluk iklimine...

 “Aramızda bir mavi büyü, bir sıcak deniz / kıyılarında birbirinden güzel,  iki milletiz” dizeleriyle seslenen “Bülent Ecevit”e...

Ve “Zülfü Livaneli”nin 60.  doğum ve 35. sanat yılını kutladığı mektubundaki;  “Bir Türk olarak sen ve bir Yunan olarak ben iki yağmur damlası gibiyiz” diyen “Mikis Theodorakis”e nazire yaparcasına...

Giderek önemli bir misyonun temsilcisi haline gelen  “Gekas”da golleriyle barış ve dostluk yağmurlarının sevgi damlası olacak gibi...