İki konu, bir toplantı

Yaşamın İçinden: Ömer Duru

 Vali Kadir Koçdemir’in daveti üzerine, Odunpazarı’nda Abacı Tesisleri’nde kahvaltıya katıldım.

Hemen belirteyim.

Birkaç kez gittiğim Abacı Tesisleri, gerçekten güzel olmuş.

Gürdal Abacı ve ekibini kutluyorum.

--//--

Vali Kadir Koçdemir’in basına kahvaltı davetinin Eskişehir’in kültür başkentliği ile ilgili, bir başka deyişle,

başkentliğimizi işaret edecek logonun tanıtımı olduğunu öğrendik.

Şunu belirteyim:

Hilallı, kavuklu logonun, çarkıfelekle bağlantı kurularak  kültür başkenti olmamızı işaret etmesini anlayamadım.

 Eğer logonun altındaki, Eskişehir yazısı olmasa, kimse bu logonun Eskişehir’i simgelediğini anlamaz, anlatamaz.

Logo Eskişehir’i tanıtmıyor.

Çünkü görebildiğim kadarıyla, logoyu tanıtan bayan da Eskişehir’i tanımıyor.

“İsterseniz bir basın komitesi kurarız” diyen bu bayan, keşke komiteyi daha önce kurmayı akıl etseydi!

Nasrettin Hoca’yı, Yunus Emre’yi,  lületaşını ve Frigya’yı belki konuşmuş olurlardı.

--//--

Basın görevlisi arkadaşlarla konuştuk.

 Hatta birisi dedi ki:

“Kavuklu logo”nun altındaki Eskişehir yazısı olmadan, herhangi bir vatandaşa, gösterip sorsanız bu nedir diye. Kesinlikle bilemez. Eskişehir olduğu aklına gelmez.”

Bir başka arkadaş ekledi:

“Komite üyelerinin bile…”

Her neyse.

“Kültür başkentliğimiz ve tanıtım logomuz hayırlı olsun. ”

Bu arada Vali Kadir Koçdemir’e verdiği bilgiler için teşekkür ediyorum.

Arkadaşımız Soner Yüksel’in sorularına da keşke açık yanıt alabilseydik.

Kültür başkentliğimizin mali portresini, yönetimin istifaya karşın olmaz denilen yapısının nasıl oluştuğunu…

Olmadı.

Kimbilir, belki de böyle uygun bulundu.

--//--

İstikbal Gazetesi’nden Murat Taşkın ile konuşurken sordum:

“AKP Tepebaşı İlçe Başkanı Vahap Ata ünlü kahvaltıda söylenen sözler için sizin yanınızda bu kadarı da fazla. Olmaz böyle şey gibi sözler etti mi? Yani Yusuf Ziya Cömert’i kınadı mı?”

Vahap Ata benzer sözleri etmiş. Ama sohbet havasında.

Murat Taşkın öyle dedi:

“Vahap Ata bu sözleri sohbet havasında söyledi. Onun içinde yazma gereği duymadım. Yazsam da bir şey değişmezdi. Hem benim gibi diğer arkadaşlar da yazmadılar.”

Evet olay bu.

Vahap Ata, bunu daha açık ve net, partisinin görüşü olarak anlatmış olsaydı hatta kahvaltıda tepkisini ortaya münasip biçimde koysaydı bu tartışmaların hiç birisi olmazdı.

Günlerin getirdiği

-Kazım Ağabey unutmaz—

 Önceki gün Muttalıp Caddesi’nde ki Işıkspor Lokali’ne uğradım. Karşılıkla sohbet ederken, lokal üyelerinden biri “Bizim Kazım Bey ne yapıyor? Seçimden sonra kendisini göremez olduk. Çalışmalarını basından izliyoruz. Bizleri unutmaz, ama işleri çok galiba” deyince, bir başkası şöyle konuştu: “Doğrusun. Hatırlıyor musunuz? Kazım Bey buraya geldiğinde bir söz vermişti. Kendisine Işıkspor’un çok zor şartlar içinde olduğunu, amatör alanda yüzün üzerine genç sporcuya destek verdiğini, maddi yönden kimseden destek görmediğimizi anlatmıştı. Bunun içinde bize destek olmasını, bize destek bulmasını istemiştik. Kazım Bey de ‘Tamam, seçim sonunda size gerekli desteği bulurum. Hatta gerekirse yaparım’ demişti. Unuttu galiba.”

Evet Işıkspor’un mütevazi lokalinde konuşulanlar bunlar. Işıksporlular Kazım Kurt’u yanlarında görmek, çalışmalarına destek olmasını istiyorlar. Kazım Kurt’u çok seven Işıksporlularla yaptığımız sohbeti aktardım. CHP’nin Eskişehir Milletvekili Sayın Kurt’a diyorum ki  “Işıksporlular sizinle sohbeti özlemişler. Sizin çalışmalarınızı basından izleyen hemşehrileriniz, bunları bizzat  duymak da istiyorlar.”  

---Sokak köpeklerinin sefası—

 Sık sık yakınmalar duyuyoruz. Sokak köpeklerinin bazı bölgelerde tehlikeli, olduğuna ilişkin gazetelerde yorumlar

yapılıyor. Bir de bu köpeklerin zaman zaman özellikle geceleri insanlara saldırdığını söyleyenler var. Dün bir vatandaşla konuştuk. Kendisi Opera durağından tramvay ya da otobüsle işine gidip geliyormuş. Dedi ki “Otobüs durağında sürekli dolaşan, hava güzelse durakta yatan başıboş köpekler görürüm.  Burada bulunan köpek sayısı üç ya da dördü geçmez. Çünkü tanıyorum hepsini. Hatta benim gibi bu durakta yatıp kalkan dört beş köpeği tanıyıp, yiyecek verenler de var. Özellikle sabahları burasını ev ve yuvası gibi kabul edip güneşlenen başıboş köpekleri yatarken görenler kendilerine zarar vermeyen bu hayvanlara hiç dokunmazlar.” İki okurumuzun Opera durağındaki başıboş ama insanlara zarar vermeyen köpekler için duyguları böyle. Şimdilik hava güzel. Bu köpekler güneşli günlerde sere serpe yatıp kalkıyorlar. Bunun bir de kışı var. Yarın havalar soğuduğunda kimseye zarar vermeyen bu hayvanların durumu ne olacak?