Görüşler
İki devlet
"9. Sütun” adlı kitabımızda yer almıştı aşağıdaki yazımız...
Günümüze öyle yakışıyor ki!
…….
1990’ın mart ayı...
Avrupalı milletvekilleri Antalya'da toplanıyor...
Daha ilk günlerde Türk gazetelerini didik didik inceliyorlar. Manşetler:
"Güneydoğu’dan insan manzaraları..."
Avrupalı milletvekilleri, Güneydoğu olaylarına rahatlıkla bakıyorlar.. Önerileri açık:
"Terörle mücadele ederken, insan haklarına uygun hareket etmek gerek..."
Bu sözler cumhurbaşkanı uçağı ile ağırlanan Avrupa Topluluğu Komiseri "Abel Matutes"in...
Sinyor Matutes’in AT konusundaki Türkiye ile ilgili görüşleri şöyleydi:
"Bırakın demokrasi standardını falan, sizin endüstri hedefleriniz bile bize uymuyor. Biz çelik endüstrisini tasfiye ederken siz son yıllarda çelik üretimini arttırdınız. Bu birbirimizi yıpratmak olacak. Hem AT için, hem sizin için belirsiz bir macera..."
Bir de tarih veriyor AT için:
“Belki ikibinli yıllarda..."
…….
Aynı günlerde Güneydoğu’daki olayları sergileyen fotoğraflarda çoluk-çocuk işaret ve orta parmağını ayırarak gösteri yapıyordu...
"Churchill"in zafer işareti değildi bu!
"İki, yani iki devlet!.."
Avrupalı parlamenterler de bu görüntülere şu görüşle katılıyorlardı:
"Türkiye büyük ülke, iki devleti kaldırır!"
…….
Aradan 23 yıl geçmiş...
Önce "iki dil", sonra "özerklik..."
Ardından "açılım..."
Kaçılım, saçılım, "akiller" falan derken, Erdoğan Barzani’nin yanında noktayı koydu:
"Kürdistan..."
Fazla eleştirmeye gerek yok!
AKP’nin adı bile yokken çocuklar istemişti:
“İki, yani iki devlet!..”
Cumartesi öyküsü
Şehitlerimizin anısına saygıyla
-İlkokul Öğrencisiydim. Yüzünü hep asık gördüğümüzden olsa gerek, okul müdürümüzden çok korkardık. Bir sabah asık suratlı müdür dershaneye geldi. Ama hiç alışık olmadığımız biçimde sevecendi... Ayağa kalkan sınıf öğretmenimizin kulağına usulca bir şeyler söyledi.
Öğretmenin yüzü değişmişti! Gözlerinin yaşla dolduğunu görebiliyorduk. Sonra bize doğru yönelerek benim iki sıra arkamda oturan bir arkadaşımızın yanma gitti. Saçlarını okşayarak elini tuttu ve beraberce sınıftan çıktılar.
Sınıf olarak şaşkındık, bütün olanlardan hiçbir şey anlamamıştık. İlerleyen saatlerde teneffüs aralarında kulağımıza çalınan konuşmalardan babasının havacı olduğunu öğrendik. Galiba uçağının düştüğünü söylüyorlardı.
"Böyle bir olayı yaşamıştım galiba!"
Bir sabah evimizi ansızın dolduran mavi kalabalığı anımsamıştım. Ve annemin uzun sessizlikleri bölen haykırışlarını, beni birilerinin kucağına alıp evin bahçesine çıkardıklarını...
"Ne olduğunu anlamıyordum..."
Herhalde birkaç ay önce doğmuş olan ikiz kardeşlerimle ilgili bir şey olmalıydı…
"Sonra öğrendim, babam şehit olmuştu..."
Ona saygı duydum, onu sevmeyi öğrendim. Ben yetişirken o belki yanımda değildi ama, beni yetiştiren aslında onun ta kendisiydi...
Tüm şehitlerimizi minnet ve şükranla anarken, aziz hatıraları önünde saygıyla eğilirim...
Prof. Dr. Cengiz Kuday
Kötü niyet hiç yoktu, ama!
İş seyahatinden gece yarısı döndüğümde aşırı gök gürültüsü ve yıldırımdan korkan çocuklarım, annelerinin koynuna girmişlerdi. Ben de o gece mecburen salondaki kanepede iki büklüm yattım.
Ertesi sabah iki çocuğumu karşıma aldım:
"Annenizin yanında yatmanız güzel de" dedim!
"Bir daha olmasın, ben uyuyamadım."
Birkaç hafta sonra tekrar bir iş seyahatinden döndüğümde, çocuklar ve karım havaalanında beni karşılamaya gelmişlerdi. Çıkış kapısında gördüğümde oğlum yolcu bekleyen kalabalığı yararak bana doğru koştu. "Babaaa" dedi bağırarak:
"Sen yokken bu sefer annemle kimse yatmadı!"
Olur da tutarsa!
Karı koca yurtdışı gezilerinde o ülkenin ünlü "Dilek Kuyu"suna bozuk para atmışlar.
Adam hemen gözlerini kapatıp, "Hayatım vedalaşalım istersen" demiş:
"Kuyu anlattıkları kadar meşhursa, belki gerçekten tutar falan!.."
Günün şiiri
Boşluktaki adam
Hep ondan çoğalır kağıtlarda
Hep o Meryemsi duruşundan
Döker el kadar Avrupalı yüzünü
Paylaşır milyonla aç adam
Masal ister milyonla aç adam
Soylu ister kral ister, değildir kendi
Ve gelsin bir kral, kral pazarından
Ve gelsin üç prens, kral pazarından
İlginç olur masalları soylu kişilerin
Bir ergen odanın kolay köşesinde
Acıkmaz usanmaz umutsuzlanmaz
Yoncasının dört yaprağı vardır
Binlerce gözüyle boşluktaki adam
Uzanır düşsel bir incelikten
Onu kendi gecesine alır...
Gülten Akın (Varlık-1959)
Büyükerşen'i ziyaret etti mi?
Melih Aşık yazıyor:
- Başbakan'ın Diyarbakır Belediyesi’ni ziyareti olay oldu.. Merak edip Eskişehir Belediyesi’nin eski danışmanlarından "Tarık Erden"e sorduk :
"Başbakan hiç Eskişehir Belediyesi'ni ve Başkan Büyükerşen'i ziyaret etti mi?"
Cumhurbaşkanı ziyaret etmiş. Başbakan hiç gelmemiş. Bir twitter izleyicisi dedi ki:
"Usulünce davet edilirse Başbakan da gelir ziyaret eder..."
Tarık Erden'in yanıtı:
"Sayıştay denetçileri de davet edilmiyorlar ama 3 ayda bir geliyorlar Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'ne..."
Günün İncisi
Dürüstlük pahalı bir hediyedir, ucuz insanlardan beklemeyin.
Warren Buffett
Kolsuz Yaşar’dan
En eski atamız "yamyam" çıkmış.
"Birbirimizi neden yediğimizin kanıtıdır abi!..”
Gerilim
Gizli yol haritası:
"Çıraklık döneminde medya.."
Kalfalık döneminde yargı..
"Ustalık döneminde, önce ordu arkasından Kürdistan..."
Günün Sözü
Kaçırdığımız fırsatların acısı, kırılan kolun acısından fazladır.
Hanri Benazus
Özdeyiş
Bir fikrin tutsağı değil, sahibi olun...
Günün Balı
Güzellikleri, güzelle paylaşmak, güzeli daha da güzel yapar.
Günün Olayı
Sizce tesadüf mü?
Erdoğan, ülkesini emperyalist işgale teslim etmeyen Esad ile düşman, "İşgaldi emperyalizm işbirlikçisi" Barzani ile dost...
Akif Kökçe
Günün Biberi
Boşanmak isteyen çiftler "90 dakikadan az olmamak üzere 4 kez" psikologla görüşecekmiş.
Sorunu çözmek istiyorlarsa bu görüşmeleri boşanmadan değil, evlenmeden önce yapsınlar...
Gülhan Elmas