İçki ruhsatı meselesi şehrimizde öyle bir hale getirilmeye çalışıldı ki, sanki bu ruhsatı vermek, onaylamak büyük bir gaf, büyük bir ceza, büyük bir emniyet sorunu gibi algı yaratıldı kafalarda.
Özellikle Odunpazarı Belediyesi’nin birkaç işletmeye bireysel olarak verdiği ruhsatların sonrasında ortaya atılan iddialar, emniyetinde içinde olduğu bir dizi yanlış açıklama son derece nahoştu. Zira en temel hakları baskı altına alan bir hava oluştu kısa sürede.
Şimdi birileri çıkıp “Ben sosyal demokrat bir belediye için oy verdim, muhafazakâr bir belediye isteseydim, ona oy verirdim. Bu oy vermeyen diğer insanlara saygısızlık, güç gösterisi, dışlama ya da hassasiyetlerini hiçe sayma hakkını vermiyor bana, ancak benim arzu ettiklerim ve yaşam tarzıma da başkaları müdahale edemez. Ben ister ticari faaliyet gösterecek bir işletmeci olayım, ister alkol alan bir vatandaş, yasaların uygun gördüğü bir hak için beni vebalı gibi, suçlu gibi, tu kaka gösteremez, baskı kuramaz veya ticaret yapmamı engelleyemezsiniz. ” deseydi şayet bu söylem haksız, yersiz, gereksiz diyebilir miydiniz?
Yasalar zaten nerelere ruhsat verilip, verilemeyeceğini az çok belirliyor. İnsanlar da göz göre göre yanlış yapacak değiller. O zaman bu ruhsat meselesi neden bu kadar büyüyor anlamıyorum.
Ha Belediye 5 seneliğine bu görevi aldı, ruhsatını verdi v.s. eğer insanlar bundan rahatsız oluyorsa bir daha seçmez, memnunsa zaten devam der. Her zaman sandık diyen, halkın iradesi diyenler iş bu hale gelince de bu söylemleri hatırlamalı bence.
“Çok merak ediyorum”
Bu ruhsat meselesi ile ilgili gündem henüz soğumadan çok merak ettiğim bir hususu sormak ve paylaşmak istiyorum. İnanın sonucunu çok merak ettiğim bir husus bu.
Şair Fuzuli Caddesinde belki de benim ömründen daha uzun süredir hizmet veren bir restoran var. İçki ruhsatı da olan bu restoran 2 dükkân yana taşınacak. Faaliyetine 3, 5 metre ötede devam edecek. Bunun için taşınacağı dükkâna tadilat v.s. yaptırıyor. Yeni hizmet vereceği 2 numara ötedeki dükkânı için içki ruhsatı alması gerekecek. Belki başvurdu, belki de başvuracak bilemiyorum. O zaman ne olacak, neler söylenecek asıl merak ettiğim bu.
İki dükkân ötesi için ve 35 yıldır hizmet veren bir işletme için “Hayır” demek yakışık, etik olur mu? Güvenliği sağlamak zor olur diyenler olur mu? Onlara 35 senedir 2 dükkân yanda hizmet verirken, o güvenlik nasıl sağlandı diye sorulmaz mı?
Sanmıyorum, aksi olursa büyük hata olur ama diyelim ki olumsuz bir sonuç çıktı? Bu ekmekle oynamak olmaz mı?
İşin aslı bizler yıllardır iktidar partisi belediyeleri bile sıkıntısızca ruhsat verirken, İktidara bağlı Turizm Bakanlığı yakınında cami, külliye olan işletmelere bile turistik tesis sıfatı olduğu için içki ruhsatı veriyorken, sosyal demokrat oylarla seçilmiş bir belediye’nin birkaç işletmeye verdiği ruhsatı konuşuyor olmamız garip değil mi ?. O zaman neden bir işletmenin akıbetini bile merak ediyoruz. Sahi neyi tartışıyoruz. Farkında mıyız?
Ülker Can sessiz ama derinden…
Ak Parti Milletvekili Ülker Can, Tekirdağ İl Koordinatörlüğü’ne getirildi. Ak Parti Genel Merkezi’nde farklı komisyonlarda görevleri de olan Can’ın Tekirdağ gibi Ak Parti’nin zayıf olduğu bir yerde örgütleşmeden, başarı çıtasını yükseltmek için yapılacak çalışmalardan sorumlu olacak olması bence önemli bir mesaj. Ülker Can az konuşan ama çok iş yapan bir isim. Eskişehir’de kendisine iletilen sorunlarla ilgili birçok iş başardığını biliyoruz. Hatta reklamı sevmediği için bunların çoğunu paylaşmadığını ve bu tutumundan dolayı eleştirildiğini de biliyoruz. Tüm bunlara rağmen Can’ın sessiz ama iş bitirici kimliği Genel Merkez tarafından da iyi gözlemlenmiş olacak ki, görev almıyor, kendisine görev veriliyor ve genel seçimlere giden yolda bu kendisi için iyi bir gelişme. Süleyman Soylu’nun tevdii ettiği bu görevde Ak Parti’nin Eskişehir’de en çalışkan buna rağmen en sessiz vekili Can’a başarılar diliyoruz.