İçi çok rahat olan bir milletvekili…

CHP Eskişehir Milletvekili ve Parti Meclis Üyesi Gaye Usluer önceki gün ES TV ekranlarına çıktı ve birçok konuda çarpıcı açıklamalar yaptı.
Neydi o konular?
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi tartışmaları, kömürlü termik santral meselesi, taşeron yasası, CHP’deki Tüzük Kurultayı, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve erken seçim tartışmaları, Zeytin Dalı Operasyonu, Atatürk Ortaokulunun imam hatip ortaokulu olarak değiştirilmesi olayı, Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın kadınları tiyatro sahnesinden indirmesi iddiası ve Atatürk tişörtü giydiği için meclise alınmayan Eskişehirli yurttaşımıza gösterilen tavır…
 
                                                                     *
 
Usluer’in görüşlerini aktardığı konulardan iki tanesini sizlerle paylaşmak istiyorum.
 
                                                                      *


İlki CHP’nin Tüzük Kurultayı…
Hatırlayın…
Tüzük Kurultayı’nda 47 milletvekili bir deklarasyon yayınladı ve tüzükte değişmesi gereken ya da eksikleri tamamlanması gereken bazı maddeler üzerine öneriler sunuldu.
Tabi bu deklarasyona imza atan isimlerden bir tanesi de Gaye Usluer’di.
Söz konusu deklarasyon, CHP Genel Merkezi’ne karşı alınan bir tavır olarak görüldüğü için, Usluer’in de CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na muhalefet yaptığı iddiaları çokça konuşuldu.
 
*
 
Bakın o iddialara karşılık olarak Gaye Usluer ne dedi:
 
            KILIÇDAROĞLU’NA KARŞI BİR TAVIR MIYDI?

• Usluer: “Bizim gösterdiğimiz bu tavır ulu orta dışarıda parti aleyhinde çalışma yapmak değil. Parti içinde… Şimdi bizim Tüzük Kurultayı’ndaki 47 imzalı bildirgede bir karşı çıkış yoktu. Daha demokratik bir tüzük isteği vardı ve bu isteğin ortak deklarasyonuydu. Tabii ki bizim tüzüğün tamamıyla ilgili bir derdimiz yoktu. Ama tüzüğün bazı maddeleriyle ilgili farklı düşüncelerimiz vardı ve Tüzük Kurultayı’nda da bu farklı düşüncelerimizi gerekçeleriyle birlikte önergeler halinde sunduk. Yani bizim bu deklarasyonumuzu genel merkez ve genel başkanımız bir tavır olarak algılamamıştır diye düşünüyorum. Bu bir parti içi muhalefet, parti içinde bir hizip hareketi asla ve asla değildir. Yani bu 47 kişinin bir araya gelmesi daha demokratik bir tüzük talebidir.”

 
*
 
Programın bir bölümünde Usluer’e, CHP İl Başkanı Sinan Özkar’ın, “Ortak deklarasyon yayınlayan 47 milletvekili nedeniyle yüzde 5’in dışındaki adayların ön seçimle belirlenemediği görüşünü” değerlendirmesini de istedik.
Tabi Özkar’ın bu yöndeki ifadelerinin aslında, o bildiriye imza atan Gaye Usluer’e de bir gönderme olduğunu vurguladık.
 
*
 
Gaye Usluer’in az önce okuduğunuz soruya verdiği cevabı aktarmadan önce, Sinan Özkar’ın parti kamuoyunda çok tartışılan söz konusu o ifadelerini okuyalım:
 
            GÜVEN OYLAMASI HALİNE Mİ GETİRDİLER?

•  Özkar: “Ön seçimle ilgili, bazı milletvekillerinin hazırlamış olduğu değişiklik önergesi vardı. Bu değişiklik önergesi şunu içeriyordu: Sadece Siyasi Partiler Yasası’nda yer alan yüzde 5 kontenjan kullanılmasıyla ilgiliydi. Kontenjan şu anda yüzde 15. Yüzde 5’in dışında bütün milletvekilliklerinin, belediye başkanlıklarının, meclis üyeliklerinin ön seçimle belirlenmesiyle ilgiliydi. Oylama biraz kritik, başa baş oldu. Öyle olunca oylama tekrarlandı. O oylamada ezici bir çoğunlukla ön seçim geçerdi. Niye geçmedi derseniz? Bazı milletvekilleri, özellikle genel başkanlığa aday olan arkadaşımızın delegelere karşı dönüp de ‘kaldırın’ ya da kendi oylamasıymış gibi… Diğer arkadaşların da benzer hatası oldu. O delegenin karşısına çıkıp da genel başkana karşı bir güven oylaması havasına sokarsanız, delege, dünyanın en iyi tüzük hükmünü de getirseniz ret eder. Onu, o arkadaşlar o hale getirmemeliydi. Yoksa şu anda Cumhuriyet Halk Partisi’nde yüzde 5’in dışında bütün adaylıklar ön seçimle belirlenebilir olacaktı.”

 
*
 
Şimdi de Özkar’ın bu açıklaması karşısında Usluer’in verdiği cevabı okuyalım:
 
 
            ÖN SEÇİME KARŞI OLANLAR HESAP VERECEK!

• Usluer: “Şimdi Sinan Bey’in açıklamasını açıkçası dinlemedim. Onun için hani… Direkt dinlemediğim bir şey üzerinden yorum yapmam doğru olmaz diye düşünüyorum. Ama orada bir oylama yapıldı. Oylamanın sonucunda aslında yeterli çoğunluk bence vardı. Ama sonrasında, sayıldı, bir sürü bir şeyler oldu. Ama ben kendi adıma çok rahat ve huzurluyum. Çünkü ben merkez yoklama ile milletvekili olan bir CHP milletvekiliyim. Ama biliyorum ki bu şehrin CHP’li üyeleri, bu şehrin yaşamını CHP’ye adamış kişileri yıllardan beri ön seçim istiyorlar. Ben demiyorum ki buradan, Eskişehir’de ön seçim olursa ben birinci çıkacağım. Ön seçime girerim, boyumun ölçüsü neyse görürüm. Benim milletvekili olarak tarihi bir sorumluluğum vardı. Ben bu sorumluluğu Türkiye’deki tüm üyelerimiz nezdinde yerine getirdim. İçim çok rahat. Bundan sonra ön seçim çıkmadıysa, ön seçimin hesabı, ön seçim çıkmasın diye oy veren kişilere sorulacaktır. O kişiler hesabı verecektir. Yine diyorum: Gaye Usluer olarak benim içim rahat. Hem Eskişehir’e hem de Türkiye’ye karşı borcumu ödedim diye düşünüyorum.”

 
*
 
Usluer yukarıda okuduğunuz açıklamanın başında Sinan Özkar’ın o konuşmasını dinlemediğini ifade ediyor ancak “Sanki dinlemiş ve iyice irdelemiş” gibi bir açıklama yapıyor. Zira açıklamasının ilerleyen bölümlerinde kurduğu cümleler, Özkar’a cevap niteliği taşıyor.
 
*
 
Gelelim bir diğer konuya…
CHP’deki Cumhurbaşkanı adayı tartışmaları.
 
*
 
Usluer’den, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun; eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e dönük ifadelerini de değerlendirmesini istedik.
 
*
 
Bu noktada Kılıçdaroğlu, Abdullah Gül’le ilgili özetle şunu söylemişti: “Abdullah Gül tarafsız bir Cumhurbaşkanlığı yaptı.”
Yılmaz Büyükerşen’le ilgili de; çok iyi belediye başkanı ve ahlaklı bir siyasetçi olduğu, Türkiye’nin önde gelen isimleri arasında yer aldığı, eğitim, sanat ve kültür alanında önemli işler yaptığı şeklinde açıklamalar yaptı.
 
*
 
Bu hatırlatmayı yaptıktan sonra ilk olarak, Gaye Usluer’in Abdullah Gül ile ilgili görüşlerini aktaralım.
O görüşleri okumadan önce, Gül’ün, Usluer’i, Osmangazi Üniversitesi’ne rektör olarak atamadığını da aklımızın bir köşesine yazalım.
 
*
 
İşte Usluer’in Abdullah Gül’le ilgili görüşleri:
 
            ABDULLAH GÜL’E OY VERMEM!

• Usluer: “Tabi ben çok taraflıyım bu konuda. Çünkü ben Abdullah Gül’ün görevine gelişinin beşinci gününde, atamamış olduğu bir rektör adayıydım. Benim Abdullah Gül’le ilgili tarafsız konuşmam pek mümkün değil. Sayın genel başkanımızın Abdullah Gül’e ‘tarafsız’ deyişini ben de izledim programda. Sanıyorum Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı gördükten sonra, Abdullah Gül tarafsız gibi kaldı. Bazen hani ölümü görüp de sıtmaya razı olmak gibi bir şey var. Gerçekten işin çivisi çıktı. Tabi Abdullah Gül bana göre… O zaman bizim sloganımız da vardı, ‘Çankaya’nın noteri’ diye… Gerçekten önüne geleni imzalıyordu. Görevden ayrılırken ‘tarafsız bir Cumhurbaşkanlığı yaptım’ demişti. Bana göre tarafsız değil. Benim istediğim Cumhurbaşkanı aday; sol-sosyal demokrat ilkelere bağlı, benim inandığım evrensel ilkelere bağlı, benim seçmenimin ve benim tabanımın oy vereceği bir kişi olmalı. Tabii ki herkesin oyu gizlidir. Ama ben Abdullah Gül’e oy vermem. Gene de bunu söyleyeyim. Vermem.”

 
*
 
Ve gelelim Yılmaz Büyükerşen’e…
Bakanlım Usluer’in Büyükerşen hakındaki görüşleri nasıl belirmiş:
 
            YILMAZ HOCA’NIN İSMİ KUVVETLE TELAFFUZ EDİLECEK

• Usluer: “Şimdi Hoca’nın ismi gerçekten parti içinde de geçiyor, Türkiye’de de geçiyor, yurt dışında da geçiyor. Yılmaz Hoca’ya, gerçekten çok enteresan bir şekilde, Eskişehir sınırları dışında tüm Türkiye’de ve Avrupa’da gerçekten bir sevgi var, bir saygı var, bir beğeni var. Dolayısıyla yine bu süreçte de Yılmaz Hoca’nın ismi kuvvetle telaffuz edilecektir. Ama şu anda partinin, benim saydığım o evrensel değerlere sahip çıkacak aday diyorum ya… Partimizin adayı ne şekilde belirlenecek?... Bir süreç var… Tabi buradaki amaçlarımızın birincisi benim biraz önce çizdiğim tablo. O tablonun dışında; tanınırlık, sevilirlik, kabul edilirlik ve sadece CHP seçmeni tarafından değil, ortaklaştığımız diğer katmanlar için de bir isim olması gerekiyor. Bu noktada üst yönetimin belirlediği bir tavır, tutum ve yöntem yok. Ben de bilmiyorum, Parti Meclisi’nin de yok.”

  
*
 
Gaye Usluer’in Tüzük Kurultayı ve Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili görüşlerini okudunuz.
Her iki görüşün de çok tartışılacağını düşünüyorum.
Özellikle Abdullah Gül’le ilgili görüşlerinin, CHP liderinin görüşleriyle tamamen zıt olması münasebetiyle cesurca yapılan bir açıklama denebilir.
Ne diyelim?
Usluer bu açıklamalarıyla başına bela alabilir.
Öyle bile olsa Usluer, şu mesajı veriyor:
“Benim milletvekili olarak tarihi bir sorumluluğum vardı. Ben bu sorumluluğu Eskişehir ve Türkiye’deki tüm üyelerimiz nezdinde yerine getirdim. O nedenle içim çok rahat.”