Uzun bir aradan sonra düşüncelerimi sizlerle paylaşmak için yazılarımla karşınızdayım, Herkese merhaba. Konu Eskişehirspor olunca akan sular duruyor, alınan bir mağlubiyette; hava kararır, fırtına kopar, şimşek çakar, gök gürler ve kasvet çöker; dünyan kararır, sevgilisinden ayrılmış aşık gibi hayallerin yıkılır dağılırsın. Sonbaharda dökülen yaprakların sebebi olur, Eskişehirspor…
Alınan bir galibiyette ise; rüzgar çıkar, kara bulutlar dağılır, fırtına diner, gök gürlemesi kesilir, kasvet dağılır, ince ince yağmur yağar gök kuşağı çıkar, umutlar yeşerir, kırlarda sevgilisiyle koşturan aşıklar gibi olursun. Şimşek her zaman çakar. Tabiat canlanır mutlu olursun.
Eskişehirspor taraftarın ve şehrin üzerinde bu kadar etkisi olan bir marka iken bunları görmesi gerekenler, göremeyince sıkıntılı bir sezon başlangıcına imza attılar. 2015/2016 sezonda kadro yapılanmasının iyi yapılmaması, geçen sezondaki eksiklilerin giderilmemesi, gerekli mevkilere takviyelerin olmaması takımın şuan ki olumsuzlukları yaşamasına sebep oldu. Sezon başındaki hazırlık maçlarında eksiklikler gün yüzündeyken, çözüm üretemeyen, gerekli tedbiri alamayanlar bu olumsuzluğun baş sorumlularıdır.
Bu güne kadar oynadığımız müsabakalarda istikrarlı bir kadro oluşturamayan, kadro kurarken keyfi davranan, forma dağıtma konusunda hakkaniyetli davranmayan, eldeki kadronun yeterli olmadığını bilmesine rağmen alternatif yaratamayan bir teknik adam. Taraftarın umudunu kestiği, güven bunalımı yaşayan Teknik Direktör Sayın Michael Skibbe’den bundan sonra bir şeyler beklemek hayal olur. Yol yakınken çareler üretilmelidir.
Eskişehirspor’un ligde aldığı sonuçlar taraftarı ve şehri, üst parafta yazdığım duruma sokmuştur. Bu üzücü durumun bir an önce son bulduğu, birlik beraberliğin oluştuğu, umutların yeşerdiği, galibiyetlerin arka arkaya gelmesi dileği ile Eskişehirspor’a Beşiktaş maçında başarılar diliyorum.