1978 Yılında kurulmuştu…
Sporseverler onu ilk kez “Ankara Belediyespor” olarak tanıdı…
1984 Yılına gelindiğinde “Ankara Büyükşehir Belediyespor” adını aldı…
1998 Yılında tekrar isim değişikliğine giderek “Büyükşehir Belediye Ankaraspor” oldu…
Futbolun ülkemizde de giderek endüstriyel bir sektör haline gelmesiyle, asli görevleri amatör spor branşlarına hizmet etmek olan bazı uyanık belediyeler bu pastadan pay kapma savaşına girdiler…
Ne var ki evdeki hesap çarşıya uymadı. Bırakın pay kapmayı, aksine milyon dolarların döndüğü bu pazarda ayakta kalabilmek için mevzuata uydurup belediye kaynaklarından büyük paralar aktarmak zorunda kaldılar…
Ankaralı futbolseverler geleneksel olarak başkentin iki köklü takımı Gençlerbirliği ve Ankaragücü’ne gönül vermişti. Taraftar desteğinden de mahrum olan bu kulüp artık taşıma suyla dönen değirmene dönmüştü…
2005 Yılında giderek büyüyen malî yük taşınamaz duruma geldi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi bünyesinden çıkartılan Ankara Leoparı (logosu aynen böyle) “Ankaraspor A.Ş” adı ile özelleştirildi…
2009 Yılında, aynı ligde mücadele ettiği Ankaragücü ile şaibeli yakınlaşmasını, sportif rekabeti engelleyici ve etik dışı bulan TFF bir yıl süreyle müsabakalardan men ederek bir alt lige düşürdü…
Kısacık ömründe çeşitli gel-gitler yaşadı. Bu arada 4 kez de adı değiştirildi…
Ve PTT 1. Lig’inde mücadele edeceği 2014-2015 sezonunu öncesinde isim değiştirmeye doymayan bu kulübümüz 5 nci kez yeni ismiyle tanıştı…
* * *
Ancak bu defa yalnızca ismi değil, “mavi-beyaz olan renkleri mor-sarı, leopar olan logosu da mor renkli hilallerden” oluşuyordu…
Ve 623 yıl hüküm süren görkemli bir imparatorluğun ismini almışlardı…
Artık “Osmanlıspor” adıyla liglerde boy göstereceklerdi…
16. ve 17 yüzyıllarda gücünün doruğuna ulaşan, üç kıtada 22 milyon kare toprağıyla altı asır hüküm süren muhteşem bir imparatorluk son yıllarında Avrupalılar tarafından “hasta adam” yakıştırmasına maruz kalmıştı…
Sanayi devriminin farkına varamadan, sanatta, bilimde ve eğitimde Avrupa ülkelerinin çok çok gerisinde kalınca kaçınılmaz son tecelli ediyor o dev gibi imparatorluk tarihin derinliklerine gömülüyordu…
Bu gün tarih kitaplarında zaman zaman coşkuyla okuduğumuz ancak sonu hüzünle biten destansı bir imparatorluğun küllerinden bu gün geleceğe güvenle bakan genç bir cumhuriyet yükseliyordu…
Peki, Osmanlı futbolla ne zaman tanıştı?
Tarihler şöyle yazıyor. Sürekli yayılmacı politika izleyen İngilizler Osmanlı İmparatorluğunun ticaret limanlarına yerleşerek 1875 yılından itibaren Selanik, İstanbul ve İzmir’e futbolu da getirdiler…
Osmanlıda o yılların anlayışına göre, futbol oyunu İslam gelenekleriyle bağdaşmadığından bu spor dalının öncüleri hep Müslüman olmayan azınlıklar oldu...
Özellikle İzmir ve Selanik'deki Rum, Ermeni, İngiliz ve İtalyan asıllılar, kendi aralarında kurdukları takım ve kulüplerde futbol oynamaya başladılar...
1875 yılında Selanik'te, 1877'de İzmir'de futbol, azınlıkların oynadığı, Müslümanların da seyrettiği bir oyun olarak dikkati çekti.
Ve 1899 yılından itibaren de birçok Türk takımı kurulmaya başladı…
O yıllarda ve daha sonraki yıllarda dahi “Osmanlı” adı bir kulübe verilmediği halde aradan geçen 140 yıl sonra neden böyle bir isme gerek duyuldu?
Ecdadımızı inkâr mı ediyoruz? Hayır!
Mazimizi unuttuk mu? Hayır!
O halde niye?
* * *
35 Yılda 5 kez adını değiştiren bir kulübün, sürekli polemiklerden beslenen, üstelik şark kurnazı özelliğiyle temayüz eden bir siyasetçinin elinde oyuncak haline gelmesi “siyasi popülizm” den başka ne amaç taşıyabilir…
“Osmanlıspor” isimden murat, geçmişe duyulan özlem midir, iktidara şirin gözükme kaygısı mıdır yoksa yeni bir demagoji yaratmak mıdır?
“Osmanlı” adını Cumhuriyete karşı bir alternatif olarak sunma çabası mıdır?
Bu isim değiştirme histerisinin arkasında ne yatıyor, doğrusu çok merak ediyorum…
Malum zat 30 yıldır Cumhuriyetin Başkentinde Belediye Başkanlığı mı yapıyor yoksa Osmanlının Payitahtında şehremini olduğunu falan mı sanıyor…
Yanıtı her ne ise, futbolseverler bu sezon PTT 1. Liginde bir “Osmanlıspor” takımı izleyecekler…
Yasalı, yaptırımlı, alınan her türlü tedbire rağmen her geçen sezon artarak statlarımızı etkisi altına alan toplu küfür ve kötü tezahüratın gergin geçen bir “Osmanlıspor” maçında tribünlerden yayılacak sinkaflı nağmeleri düşünmek dahi istemiyorum…
Tabi bu ismi koyan yöneticilerimiz mutlaka çok iyi düşünmüşlerdir…
Ama önümüzdeki sezondan itibaren “Asakir-i Mansure, Nizam-ı Cedit, Yeniçeri-spor, Enderun-spor, Jöntürk-spor” gibi takımlar liglerimizde arz-ı endam ederlerse fazlaca şaşırmadan “Hoş geldin Osmanlıspor” diyorum…