Prof.Dr. Alper Çabuk

Hortum

Ülkemizdeki son aylarda yaşanan kuraklığın ardından, birçok şehrimizde görünen sağanak yağışlar, özellikle İzmir’de ciddi can ve mal kaybına yol açan su baskını ve seller, Şubat ayındaki rekor sıcaklıklar, hava sıcaklığının bu haftadan itibaren 20 dereceye yakın düşüşü, yine İzmir’deki filmlerde gördüğümüz türden hortum…

15 Şubat 2021 08:55
A
a
Sütiş Eskişehir
Ülkemizdeki son aylarda yaşanan kuraklığın ardından, birçok şehrimizde görünen sağanak yağışlar, özellikle İzmir’de ciddi can ve mal kaybına yol açan su baskını ve seller, Şubat ayındaki rekor sıcaklıklar, hava sıcaklığının bu haftadan itibaren 20 dereceye yakın düşüşü, yine İzmir’deki filmlerde gördüğümüz türden hortum…
 
Yaşadığımız seller, hortum ve kuraklık sistemsel olarak birbirleriyle çok ilişkili.  Diğer taraftan dünyada da durum benzer. Yağmur ormanlarında, Avustralya'da, ABD'de, Sibirya'da ve daha birçok yerde yaşanan orman yangınları, 2020 yılında sayısı otuzu bulan ve rekor kıran kasırgalar, rekor seviyelere yükselen hava sıcaklıkları ve Kuzey Kutbu'nda buzulların hızla erimesi iklim değişikliklerine bağlı.
 
Geçen yazımda Paris Anlaşmasının iklim değişikliklerine bağlı olarak ortaya çıkacak sorunların çözümünde ve gezegenimizin kurtarılmasında önemli rol oynadığını ve Amerikan Başkanı seçilen kişinin politikalarının gezegenimiz açısından önemli olduğunu vurgulamıştım. Beş yıl önce, 195 ülke tarafından kabul edilen, 22 Nisan 2016'da imzaya açılan Anlaşma, 55 ülkenin onayının ardından, 4 Kasım 2016'da da yürürlüğe girdi. 2021 yılına geldiğimizde görünen o ki, yasal bağlayıcılığı olan ilk evrensel anlaşmanın gezegeni kurtarıp kurtarmayacağını, anlaşmadaki taahhütlerin yerine getirilmesi ve dünyayı en fazla kirleten ülkelerin iklim değişikliyle mücadelede ne tür adımlar atacağı gösterecek. Dünyayı en çok kirleten ülkelerin başında Çin ve ABD geliyor. İlk onda ise sırasıyla, Çin, ABD, Hindistan, Rusya, Japonya, Almanya, İran, Güney Kore, Suudi Arabistan ve Endonezya yer alıyor. Anlaşmada küresel sıcaklık artışının yüzyıl sonuna kadar 2 santigrat derecenin altında tutulması ve dünya genelinde karbon salınımının 2030'a kadar yüzde 50 azaltılması, 2050 yılına kadar ise sıfıra indirilmesi hedefleniyor. Ancak buna karşılık UNEP verileri, 2015'te atmosfere 50 milyar ton sera gazı salımı yapılırken, Paris İklim Anlaşması'nın dördüncü yılı olan 2019'da bu miktarın yaklaşık 55 milyar tona çıktığını gösteriyor. Bu, böyle devam ederse, yüzyılın sonundaki hedeflenen en fazla iki derecelik artış hedefine 2050 yılına kadar ulaşılabilir.  Diğer yandan küresel su seviyeleri, Grönland ve Antarktika'da buzulların hızla erimesiyle artmaya devam ediyor ve Dünya Meteoroloji Örgütüne (WMO) göre, 2016-2020'nin şimdiye kadarki en sıcak 5 yıl olarak kayda geçmesi bekleniyor. Diğer yandan ise 2050'ye kadar sel riski altındaki kişi sayısının 1,6 milyara çıkması, 2,7 ila 3,2 milyardan fazla kişinin ise su kıtlığı ile karşı karşıya kalma riski bulunuyor.
 
Gıda ihtiyacının 2050'ye kadar en az yüzde 70 artacağı göz önünde bulundurulduğunda, dünya genelinde tarım üretiminin de artırılması gerekiyor. Ancak uzmanlar, iklim değişikliğinin etkileri, yüksek sıcaklıklar, aşırı hava koşulları, kuraklık, artan karbondioksit seviyeleri ve deniz seviyelerinin yükselmesinin gıda kaynaklarını tehdit ettiği konusunda uyarıyor. BM'e göre, bugün 500 milyon kişi çölleşmenin meydana geldiği bölgelerde yaşıyor ve bu bölgelerde yaşayanlar, her geçen gün iklim değişikliklerinden daha fazla etkileniyor. Dolayısıyla, insanlığın 2050'ye kadar yeteri kadar gıdaya ve suya erişimi de iklim değişikliğiyle mücadelede atılacak adımlara bağlı olacak.
 
Yaşadığımız seller, hortumlar, kuraklık gibi meteorolojik afetler, her geçen gün biraz daha etkisini artıracak ve çok daha fazla insanı olumsuz etkileyecek.  Bu konuda ülkemizde ve dünyada, hem iklim değişikliklerinin azaltılması için gerekli çalışmaların yapılması, hem de çok hızlı şekilde yerel ve merkezi yönetim düzeyinde gıda, su ve enerji güvenliğinin sağlanması ve afetlere karşı dirençliliğin artırılması amacıyla uygulamaların hayata geçirilmesi gerekiyor. Bugüne kadar yaşadıklarımız, küresel iklim değişikliklerinin etkilerinin daha sadece ön izlemesi.
 
Herkese sağlıklı ve güzel günler dilerim.
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi