Ağustos sonu veya Eylül ayı içerisinde CHP’nin İl ve Odunpazarı, Tepebaşı İlçe Kongreleri yapılacak.
Ersen Yeniceli, milletvekili genel seçimleri öncesi Nihat Çuhadar’ın milletvekili aday adaylığı için istifasından sonra, parti içinde yaşanan sıkıntının ardından CHP Genel Merkezince İl Başkanı olarak atanmıştı.
Ramazan’dan sonra CHP’de önce delege seçimleri yapılacak. Daha sonra da ilçe teşkilatlarının kongreleri. Büyük ihtimalle Ağustos sonu veya Eylül başında da il kongresi.
Kongrelerde seçilecek yönetimler, muhtemelen 2019’da yapılacak olan belediye ve milletvekili genel seçimlerine götürecek CHP’yi.
Hatta belki de milletvekili ve belediye başkan adaylarını belirlemede söz sahibi olabilecekler. Bu nedenle yönetimlere seçilecek isimler bugünden çok büyük önem taşıyor.
Hemen hemen son iki yıldan beri eğer Yılmaz Büyükerşen 2019 seçimlerinde yeniden aday olmazsa, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın aday olacağı konuşuluyor. Sadece konuşulmuyor, Ahmet Ataç açık ve net olarak söylüyor.
“Yılmaz ağabeyim ‘buraya kadar’ derse eğer, onun bıraktığı yerden ben devam etmek istiyorum”.
Diğer taraftan dedikodular doğru ise, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’ta, 2019’da Büyükşehir Belediye Başkanı olmak istiyor.
Yine dedikodulara göre, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’de Kazım Kurt’u destekliyor.
Kazım Kurt’un ağzından bugüne kadar; ‘Büyükşehir Belediye Başkanlığına ben de adayım’ diye bir söz çıkmadı.
Bu; ‘Kazım Kurt Büyükşehir’e aday olmayacak’ anlamı taşımaz.
Mutlaka gönlünden geçiriyordur.
Hepimizin gönlünden pek çok istekler geçiyor.
Ancak bunların belki de bir veya ikisi gerçekleşiyor.
2019’da Belediye ve Milletvekili seçimleri birlikte yapılacak.
Bu seçim CHP için diğer seçimlere göre daha çatırtılı olacak.
Nedeni ise, milletvekili ve belediye başkan adaylarının ön seçim veya temayül ile belirlenecek olması. (Son dakikada genel merkez kararını değiştirmez ise)
“ATAÇ’MI? KURT’MU?”
Dün yıllarını CHP’ye vermiş iki eski dost ile Hamamyolu Caddesinde karşılaştık.
Ayaküstü sohbet ettik.
Yönetimlerde de bulunmuş olanı,’vaktin varsa parkta beş dakika oturalım mı?’ diye sordu.
Ben konuşmanın beş dakika ile sınırlı kalmayacağını bile bile teklifi kabul ettim.
“Sadi Bey size göre koalisyon hükümeti kurulabilir mi?” diye sordu.
“Ben kurulacağı inancındayım. Gönlümden geçen AK Parti+CHP hükümeti. Ama bu meclis başkanlığı seçimlerinden sonra biraz zora girdi diye düşünüyorum. Meclis Başkanlığı seçimleri AK Parti-MHP yakınlaşmasını sağladı gibi. AK Parti-MHP hükümeti kurulma olasılığı daha da fazlalaştı gibi” dedim.
“KİMİN ŞANSI DAHA YÜKSEK?”
“Büyükşehir Belediye Başkanlığına Yılmaz Hoca bir daha aday olmayacağını söyledi. Bu nedenle bu koltuğa bugünden iki talip var. Birisi Kazım Kurt, diğeri ise bilinen isim Ahmet Ataç. Sizce hangisi aday olur?” diye sordular.
Cevabım:
“Yaş ve kıdeme baktığımda Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ı daha şanslı görüyorum. Adayları örgütler belirler ise bu kez şans Kazım Kurt’tan yana. Kurt, örgütçü. Yıllarca örgüt içerisinde yer aldı. Ama üye bazında ön seçim yapılırsa Ahmet Ataç’ı şanslı görüyorum. İnsanlar Ataç’a karşı biraz daha yaş ve kıdemine bakarak duygusal bakıyorlar” oldu.
“ÖNCE ATAÇ, SONRA KURT”
Ben fikrimi söyledikten sonra, CHP’li dostlara sordum.
‘Sizce kimin şansı daha fazla?’.
“Bizde senin gibi düşünüyoruz. Ahmet Başkan üç dönem Tepebaşı Belediye Başkanlığı yaptı. Tepebaşında gerek yaptığı hizmetler, gerekse sosyal etkinliklerle Tepebaşına imzasını attı, markalaştırdı. Kazım başkan bir dönem daha Odunpazarında kalıp pişerse. Ahmet Başkandan bayrağı teslim alabilir. Yılmaz Hoca 2019 seçimlerinde kimin nereye aday olup olmayacağı konusunda karışacağını sanmıyoruz.”
Milletvekilliği ve belediye başkanlığı seçimlerine daha 4 yıl var. Bugünden 4 yıl sonrasının hesapları yapılmaya başlanmış.
Bugünden hesaplar yapılmaya başlandığına göre, 4 yıl sonra seçim takvimi yaklaştıkça kim bilir neler yaşanacak?
4 TL SAÇ TIRAŞI MI OLUR?
Son günlerde erkek kuaförlerinden çok fazla yakınma gelmeye başladı. Önceki gün telefon eden bir okurum, iki erkek kuaförü adresi verdi. Bu adreslerdeki kuaförlerin camlarındaki yazıyı görmemi rica etti ve şöyle yakındı:
“Sadi Bey bu kuaförler müşterilerini göz göre aldatıyorlar. Birisi ‘saç tıraşı 4 TL”, diğeri ‘saç sakal 10 TL’ yazmış. Her iki kuaföre de bir ay ara ile gittim. 4 TL saç tıraşı yazan kuaför, tıraştan sonra 10 TL, saç sakal 10 TL diye yazan ise 15 TL aldı. Bu bir tuzak. Dükkanlarının camlarına yazdıkları rakamlar aldatmaca.”
Adreslere bizzat gidip baktım. Okurumun haklı. Camdaki yazıdaki fiyat ile tıraştan sonra istediği rakam bir birini tutmuyor.
Berberler ve Kuaförler Odası Başkanı Fethi Özkara’ya telefon ederek, okurum anlattıklarını anlattım.
“Kuaförler neden fiyat tarifesi asmıyorlar? Camlarındaki fiyat tarifeleri ile tıraştan sonra istedikleri fiyatlar farklı. Camdaki yazının nerede ise iki misli tıraş parası alıyorlarmış. Bu aldatmacayı siz engel olamıyor musunuz?” diye sordum.
“Sadi Bey oda olarak bizim yaptırım gücümüz yok. Biz kendilerini Esnaf Odaları Birliği tarafından verilen fiyat tarifesine uymaları konusunda uyarıyoruz. Fiyat tarifesinde sadece saç kesme 10 Lira 50 Kuruş. Ben üyelerimizden fiyat tartışmasının önüne geçmek için verilen fiyat tarifesine uymalarını rica ediyorum.”
Berberler ve Kuaförler Odası’nın ‘aldatmacanın’ önüne geçmek adına yetkisi olmadığına bu konuda yetkili kim ise Sanayi ve Ticaret Müdürlüğü mü, Belediye Zabıtası mı, her kim ise insanların aldatılmasının önüne geçmek için gerekli uyarıyı veya cezai işlemi uygulamalı.