Hem tebrik hem teşekkür

Koza Birlik Başkanı Ramazan Işık ve Koza Birlik Genel Müdürü Aysel Akbaba Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e tebrik ziyareti gerçekleştirdi. Siyasetçiler seçimleri kazandıktan sonra, tebrik ziyareti gerçekleştiren çok olur. Ancak Koza Birlik'in tebrik ziyaretini hem, 5'inci kez seçim kazanan Büyükerşen'i tebrik hem de büyükerşen'e teşekkür ziyareti olarak değerlendirmek lazım. Yılmaz Büyükerşen'in kırsal kalkınmaya ilişkin önemli yatırımlarından biri de ipek böcekçiliğini geliştirmesi. Bu kapsamda Büyükerşen yönetimi 200 bin kadar dut fidesi dağıttı. Hem de ücretsiz olarak. Bir zamanlar Eskişehir'de ipek üretiminin olduğunu, köylümüzün bu işten gayet güzel paralar kazandığını işitirdik. Ancak artık "Sanayileşme" mi demek lazım, yoksa "Vurdumduymazlık" mı bilemeyeceğim; ipek üretimini yapamak hâle geldik. Tabii tarım ilaçlarının kullanılmasını da unutmayalım. Dut üretmek için kullanılan bütün tarım ilaçlarının, ipek böceklerini öldürdüğünü sonradan fark etmişiz.
Biz insanlar bazen kendimizi çok akıllı zannediyoruz. Ancak Allah'ın bağışladığı doğal dengeyi bozmanın ne büyük bedeller ödettiğini sonradan fark ediyoruz. Yani "Daha çok para kazanalım" diyerek tarım ilaçları kullanıp, sonradan da daha az para kazandığımızı fark ediyoruz. Neyse ki yaptığımız hatalardan da ders alıyoruz. Büyükerşen yönetiminin bu konuda attığı adımlar çok önemli. Nitekim Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin bu alanda Türkiye’ye örnek olduğunu ifade eden Aysel Akbaba, destek sayesinde Eskişehirli üreticinin artık kapama dut bahçelerini tekrar aktif hale getirmeye başladığını belirtti. Hem Büyükşehir yetkililerini tebrik ederiz, hem de çiftçimize kolaylıklar dileriz...

AK Parti yerinme CHP gerinme 

Yağlı güreşte cazgırlar pehlivanlara, "Altta kaldım diye yerinme, üste çıktım diye gerinme" diye nasihatte bulunur. Şimdi bu nasihati kopyalayıp, AK Partili ve CHP'li dostlarımıza yapıştırıyoruz.
6 Mayıs Operasyonu'ndan sonra pek çok AK Partili dostum, "Bu seçimlerde daha büyük fark yiyeceğiz, Reis büyük hata yaptı" diyor. CHP'liler ise mağduriyetin de getirdiği motivasyonla, "Bu seçimlerde Tayyip Erdoğan'ı da, O'nun atadığı YSK'yı da yeneceğiz" görüşünde. Yani AK Partililer yeriniyor, CHP'liler ise geriniyor. Fakat kendilerine küçük bir sır vereyim; bu seçimler kelimenin tam anlamıyla 'Bıçak sırtında' geçecek. CHP'liler kücük bir çocuğun bulduğu "Her şey çok güzel olacak" sloganına kendilerini pek bir kaptırmışlar. Elbette seçimler CHP için güzel neticelenebilir. Fakat bu işin de öyle kolay olmayacağı anlaşılıyor. Yapılan kamuoyu yoklamaları 31 Mart seçimlerinde (İstanbul'da elbette) HDP seçmeninin yüzde 9'unun sandığa hiç gitmediğini, yüzde 15'inin AK Parti'yi desteklediğini, yüzde 76'sının ise İmamoğlu'na oy verdiğini gösteriyor. Yani bu işten kârlı çıkanlar CHP'liler olmuş. Ancak önümüzdeki seçimlerde HDP'nin AK Parti'ye destek vermesi olası. Tabii HDP – AK Parti koalisyonunun MHP seçmenini nasıl etkileyeceğini de bilemeyiz. Ancak bu seçimlerin 31 Mart'ın bir tekrarı olmayacağı da anlaşılıyor. Kartlar yeniden dağıtılıyor; elinize nasıl bir dizilim geleceğini şimdiden bilemezsiniz...

Tatili kaptık 

Parlamenter demokrasinin yok edilmesiyle birlikte göreve gelen bakanlarımızdan biri de Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk idi. AK Parti ile zerre kadar alakası olmayan Sayın Selçuk'un Bakan olduğunu öğrendikleri zaman, birtakım AK-Gazetecilerin methiyeler düzdüğünü dün gibi hatırlıyorum. Sonuç ortada elbette. Milli Eğitim'in hiç bir sorunu çözülemedi. Ancak Sayın Bakanımız Nisan ve Kasım aylarında öğrencilerimizin tatile çıkacağını belirtmiş. Özetlemek gerekirse, "Çok şükür! Bu günleri de gördük. Artık Japonlar düşünsün, Almanların uykusu kaçsın. Eğitim sistemimiz göklerde" diyebiliriz. Tabii Kasım tatilinin – tesadüf bu ya – 10 Kasım'a denk gelmesi, Nisan tatilinin de yine tesadüfen 23 Nisan'a denk gelmesi olası. Şimdi birilerinin bana, "Bu Akyıl 
yine ortalık karıştırıyor" demeleri mümkün elbette. Onlara şu soruyu yöneltmek isterim, "Tatiller 10 Kasım ve 23 Nisan'a denk gelirse şaşırır mısınız?" Af buyurun duyamadım efendim? Ne dediniz?.. Her neyse... Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Faik Alkan da Milli Eğitim Bakanlığı’nın uygulamaya koymayı düşündüğü yeni tatil sistemini eleştirmiş. Alkan, “Sorun tatil değil bilimsel eğitim” ifadelerinde bulunmuş. Kendisine kelimesi kelimesine katılıyoruz. Evrim Kuramı'nın yasaklandığı, Tarih'in uyduruk hikâyelere dayandırıldığı bir ortamdayız. Bir takım tarikatlerin eğitim sisteminde cirit attığını da biliyoruz. Böyle bir eğitim sistemiyle Türkiye'nin 'Muassır Medeniyetler' seviyesine gelmesi olası mı? Amaaaan boş verin şimdi muassırı filan. Tatili kaptık ya o bize yeter...