Helal olsun Gaye Usluer!

CHP’nin 9-10 Mart tarihlerinde yapılacak Tüzük Kurultayı öncesi ciddi bir gelişme yaşandı.
Partinin kırk sekiz milletvekili, “Demokratik tüzük, demokratik CHP, demokratik Türkiye istiyoruz” başlığıyla uyarı niteliğinde olan bir bildiri yayımladı.
 
*
 
İktidar partisini eleştirerek ve CHP’nin iktidar partisine karşı yapılan hatalarla dolu muhalefet anlayışına vurgu yaparak başlayan bildirinin asıl nedeni ise şöyle açıklandı: “Maalesef Tüzük Kurultayı’na giderken süreç de önerilen taslak da, ülkemizin demokrasi mücadelesinin ihtiyaç duyduğu adımları da örgütümüzün demokratikleşme beklentilerini de dikkate almamıştır.”
 
*
 
Buradan hareketle şunu anlayabilmemiz mümkün:
 
Açıklama yapan kırk sekiz milletvekili…
 

• Mensubu oldukları partilerinin, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidarı boyunca bir arpa boyu kadar yol alamadığını ifade ediyor.
• Ayrıca genel merkezin bu anlayışla devam ettiği takdirde, iktidar partisinin ivmeyi daha da arttırarak ülkeyi yönetmeye devam edeceğini altını çizerek vurguluyor.
• Dahası, muhaliflerin önüne set çekebilmek amacıyla alelacele yapılan ve gündemi genel merkezin yüzde yüz kontrolü altında planlanan “Baskın bir kurultayın” demokrasiden uzak, partiyi daha da yozlaştıran ve iktidarın ekmeğine yağ süren bir uygulama olduğuna işaret ediyor.

 
*
 
Aynı milletvekillerinin imzalarının bulunduğu sert ama doğru bir yaklaşımla hazırlanmış bildirinin can alıcı noktalarını paylaşmak istiyorum:
 
            DEMOKRASİ YIKIMI

• Ülkemiz Saray Rejimi’nin baskıcı, faşizan, Cumhuriyetin tüm değerlerine saldıran siyaseti sonucunda bir demokrasi yıkımıyla karşı karşıyadır. Buna karşı toplumun katılımıyla, Cumhuriyet değerlerine yapılan saldırıya cepheden karşı çıkan bir siyasi anlayışla, katılımcı demokrasiyi yüceltmek, tarihsel olarak bu değerlerin öncüsü Cumhuriyet Halk Parti’sinin sorumluluğudur. 

 
DAYATMA VURGUSU

• Biz Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri, sizlerin temsilcileri olarak üyesine ve örgütüne inanmayan, onun iradesini yadsıyan bir anlayışın partimize dayatılmasına asla izin vermeyeceğiz. 

 
KURULUŞ FELSEFESİ…

• Tüzük Kurultayı sürecinde, partililerimize dayatılan, üyelerimizi ve örgütümüzü hiçe sayan anti-demokratik anlayışa karşı biz Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri olarak üyelerimizi, örgütlerimizi, parti emekçilerini, yani partimizin asıl sahiplerini partimizin kuruluş felsefesinden ve tarihsel köklerinden koparılmasına izin vermeden, tüm tarihsel birikimine, demokratik geleneğine ve kendi söz haklarına sahip çıkmaya davet ediyoruz.

 
DEMOKRASİ YOK!

• Unutulmamalıdır ki; Demokratik bir Türkiye’yi var etmek için tek yol demokratik bir CHP’dir. Demokratik bir CHP’nin var olmasının ön şartı da ‘sözün ve kararın’ üyenin olduğu bir tüzüktür. 

 
*
 
Söz konusu milletvekillerinin yukarıdaki açıklamalarından ne anlaşılıyor?
 
Söyleyeyim:
 

• CHP, demokratik bir parti değildir. Mevcut yönetim ise CHP’nin bu halinden memnundur. O nedenle Türkiye, demokrasiyle kucaklaşamamaktadır! Yani aslına bakıldığında CHP’nin, sözde muhalefet ettiği iktidar partisinden hiçbir farkı yoktur.

 
*
 
 
Devam edelim…
Bu bildiriyi, CHP’nin milletvekillerinin üçte birinden fazlası imzaladı.
Baskılardan dolayı imzalayamayan ancak destek veren milletvekillerini de düşünürsek, CHP’nin antidemokratik bir parti olduğunu düşünen milletvekili sayısının oldukça fazla olduğunu ifade edebiliriz.
 
*
 
İşte o milletvekilleri bildirinin sonunda, Tüzük Kurultayı’nın hangi ilkelere dayanması gerektiğini net ifadelerle kamuoyuna aktardı.
 
*
 
Şimdi, uyarı niteliğinde olan o ilkeleri hep birlikte okuyalım:
 
            AYRIM YAPMADAN…

• Partinin asıl sahibinin üyeleri olduğu gerçeği ışığında, üyeleri arasında ayrım yapmaksızın tüzüğün tüm üyelerimizin hak ve hukukunu mutlaka koruması sağlanmalıdır.

 
ÜYELER BASKIN OLSUN

• Tüzük değişikliği ile üyelerimiz partinin her düzeyde adaylarını belirleme konusunda söz sahibi kılınmalıdır.

 
MYK’YI PM SEÇSİN

• Partimizin yürütme organı olan Merkez Yönetim Kurulu’nun (MYK) tamamı örgüt iradesinin yansıması olan ve partinin kurultaydan sonraki en yüksek karar organı olan Parti Meclisi tarafından seçilmelidir.

 
İL BAŞKANLARI PM’YE

• Üyelerimizin ve örgütümüzün Parti Meclisi’nde gerçek ve etkin temsilini sağlamak için Parti Meclisi üye sayısı 80’e çıkartılmalı; il başkanlarımız veya il kongrelerinden seçilerek gelecek örgüt temsilcilerinin Parti Meclisi’ne doğal üye olarak katılması ile bütün il örgütlerimizin temsilde adalet ilkesi doğrultusunda partimizin karar organında söz sahibi olması sağlanmalıdır.

 
ÖN SEÇİM…

• Partimizin adayları, Siyasi Partiler Yasası’nın yüzde 5 kontenjan sınırlaması dışında, genel ve yerel seçimlerde üyelerin katılımıyla gerçekleşecek ön seçimle belirlenmelidir.

 
İLERİCİ DÜZENLEMELER

• Kadınların ve gençlerin siyasette etkin temsili ve katılımını sağlayacak ilerici düzenlemeler yapılmalı, gençlik kotası yaş sınırı 30 olarak kalmalıdır.

 
KURULTAY’IN HAKKI VERİLSİN!

• Kurultayımız yalnızca Parti Meclisi ve genel başkan seçimine indirgenmemeli; partimizin programının, siyasetinin belirlendiği en yüksek organ olarak işletilmelidir.

 
*
 
Evet…
CHP’nin bu hafta sonu yapılacak olan Tüzük Kurultayı öncesi yaşanan gelişmeyi sizlere aktararak yorumlamaya çalıştık.
 
*
 
Söz konusu bu gelişmeye ilişkin önemli bir detayı da aktararak bitirmek istiyorum.
Bahsettiğimiz bildirinin altına imza atan kırk sekiz milletvekilinden bir tanesi de CHP Parti Meclisi Üyesi ve Eskişehir Milletvekili Gaye Usluer.
Kemal Kılıçdaroğlu genel başkan olduğu sürece belki de bir daha milletvekili olamama pahasına söz konusu bildiriye imza attı.
Partisinin geleceği için imza attı.
Ülkesinin geleceği için imza attı.
Yani…
Memleketin ve CHP’nin geleceği uğruna, siyasi ikbalini hiçe sayarak imza attı.
 
*
 
Bu hareketiyle Gaye Usluer’e ne denir biliyor musunuz?
“Helal olsun!”