Trabzonspor karşısında alınan 1-0’lık mağlubiyet camiada sert rüzgarların esmesine neden olmuştu. Kasımpaşa karşısında alınan galibiyet ise bu sert rüzgarı dindirmeye yetti. Camia adına sadece bu sezonu anlamlı kılacak olan Türkiye Kupası. Ligde hedefsiz kalan Eskişehirspor gibi herkesin tek umut bağladığı nokta bu. Maalesef lige bu kadar erken havlu atmak futbol potansiyeli olan bir kente hiçte yakışmıyor.
İstanbul’da oynanan karşılaşma rakip için hayati, bizim için ise sadece ligin 31’inci hafta karşılaşması kadar basitti. Galibiyet, ne yalan söyleyeyim bana göre çok sürpriz oldu. Ersun Yanal’ın çıkardığı ilk 11’i görünce onun çaresizliğini bir kez daha gördüm. Oyuncularının son haftalarda ki inanılmaz düşüşü ile rotasyon kararı verdi ancak kadronun geniş olmayışı nedeniyle forvetsiz bir taktik ile sahaya çıktı. Ama maçı, ne taktik nede oynanan oyun değil sadece Diego aldı. Bu galibiyetin mimarı Diego’dur. Hem 2 gol attı hem de defansta kritik hamleler yaptı. Bu takımın ağabeyleri gibi görünmeye çalışan Necati Ateş gibi oyunculara da yüreğiyle oynadığı mücadele ile çok iyi bir ders verdi. Kısacası bu galibiyeti yüreğiyle oynayan Diego aldı.
Yazımın başında dediğim gibi son 3 haftaya hedefsiz girmek Eskişehirspor’a hiç yakışmıyor. Şuan Avrupa kupalarına gitme hesapları yapmak yerine ligi en iyi sırada nasıl bitiririz hesaplarını yapıyoruz. Açıkçası bu takımın ligi iyi bir yerde bitireceğini sanmıyorum. Herkes gibi bende kupaya umut bağlıyorum. Kasımpaşa maçında alınan galibiyet sadece kupa maçı öncesi moral oldu. Pazar günü Beşiktaş ile oynayacağımız karşılaşma ise kupa maçının provası olacak. Ancak şimdiden söyleyeyim bu oyun Beşiktaş’a karşı yetmez…