Eskişehir’de kurulması planlanan
kömürlü termik santral mücadelesi devam ediyor.
Konuya ilişkin uzun uzadıya bilgi vermeye lüzum görmüyorum; zira kamuoyu, devam eden mücadele sürecinde neler yaşandığını çok iyi biliyor.
*
Ancak tek bir şey söylemek istiyorum.
O da şu…
MHP teşkilatı, söz konusu zehir santralini istemediğini net ifadelerle açıkladı.
AK Partililer ise hiçbir platformda “istiyoruz” demedi.
Dahası, dönemin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı
Burhan Sakallı, “benim büyükşehir belediye başkanı olduğum bir şehirde şehrimin ve hemşerilerimin hayrına olmayan hiçbir iş yapılamaz” dedi.
Hatta aynı Sakallı daha da ileri gitti ve CNN Türk’ten Buket Aydın’ın yönlendirdiği “önümüzdeki yıllar içinde Eskişehir’e termik santral yapılması olası mı” şeklindeki soruya “olası değil” cevabını verdi.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın Eskişehir’de yaptığı konuşmada kullandığı şu sözleri de anımsatmakta fayda var: “Tarımsal verimi artırmak için Alpu, Günyüzü, Ayvalı ve İnönü ovalarını sit alanı olarak koruma altına aldık!”
*
Özetle, AK Partilisinden MHP’lisine, CHP’lisinden İYİ Partilisine kadar herkesin ortak görüşü, uzun mücadeleler sonucunda belli oldu: Sit alanı olan Alpu Ovası’na termik santral kurulmamalı!
Ha, henüz Ankara geri adım atmış, santralden vazgeçmiş değil.
O halde mücadelenin devam ettiğini bir kez daha vurgulamak istiyorum.
*
Şimdi, yeni bir mücadele süreci daha başlıyor!
Selden kütük kapma derdinde olanlar, Covid-19 salgınıyla mücadele kapsamında milli seferberlik ruhuyla hareket ettiğimiz şu günlerde, Sivrihisar’ın Kaymaz mahallesine ‘zehir havuzu’ yapmak istiyorlar!
*
Peki, nedir bu zehir havuzu?
Anlatayım…
Biliyorsunuz, Sivrihisar’da
altın madeni var.
Çıkartılan altın,
siyanürle ayrıştırılıyor.
Haliyle bir atık meydana geliyor.
İşte o atık için, depolama tesisi gerekiyor.
Bir tane var.
Ancak şirket, bir yenisini daha yapmak istiyor.
Bu anlamda ÇED raporu hazırlanmış, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sunulmuş.
Bakanlık ise söz konusu raporu onaylamış!
Daha önceki deneyimlerimizden ÇED raporlarının nasıl hazırlandığını, başka işler için hazırlanmış raporların daha başka işler için ne şekilde kullanıldığını gayet iyi biliyoruz!
Bunun farkında olan Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği, 426 dilekçeyle, ÇED raporuna itiraz etti.
*
Tabii, sadece Çevre Derneği ilgilenmiyor konuyla.
Kaymaz Muhtarı
Bayram Canıgür, “Kaymaz’da halk kanserden ölürken birde siyanürlü atık havuzu bizim ölüm fermanımız olacaktır, hayvancılığımız ve tarımımız yok olacaktır” diyerek adeta isyan ediyor.
CHP Eskişehir Milletvekili
Utku Çakırözer ise “vatandaş evlerinde karantinada iken raporlar halkın görüşüne sunuluyor. Bunu da anayasaya göre vatandaşın sağlığını, doğayı çevreyi korumakla birinci sorumlu olan devletin kendisi yapıyor” diyor.
Eskişehir Baro Başkanı
Mustafa Elagöz de, “hazırlanan olumlu ÇED raporlarının aslında ne kadar güvenilmez olduğunu daha önceki deneyimlerimiz bizlere göstermiştir. Alpu’da yapılması planlanan kömürlü termik santral projesini unutmuş değiliz. Söz konusu ÇED raporuna karşı Eskişehir Barosu olarak dava hazırlığı içerisinde olduğumuzu buradan Eskişehir kamuoyuna bildiriyoruz” şeklinde konuşuyor.
*
Zehir havuzuna karşı duruşun, ilerleyen zamanlarda Eskişehirli tüm yurttaşlara ve duyarlı kurum ile kuruluşlara sirayet edeceğinden eminim.
*
Yazımın sonuna yaklaşırken, söz konusu zehir havuzu yapıldığı taktirde başımıza neler geleceğini aktarmak istiyorum.
Bir kere zehir havuzunun yapılacağı yer, Kaymaz Mahallesinin dibinde. Ayrıca mahallelinin, hayvanlarını otlattığı bir yer tercih edilmiş; bir bakıma mera alanı.
O nedenle…
- İnsan sağlığı büyük tehdit altında olacak.
- Toprağa zarar vereceği için tarım yapılamayacak.
- Suyumuz kirlenecek.
- Hayvancılık iyiden iyiye sona erecek.
*
Son söz: Her ne kadar Covid-19 salgını gündemde olsa da, biz Eskişehir’de yaşayanlar, bu meselenin
takipçisi olacağız ve konuyu diri tutmaya gayret göstereceğiz.
Gerekiyorsa, gözünü para hırsı bürümüş zihniyetin canlı varlığını tehdit eden zehir havuzu kurma girişimini, her bir yurttaşımıza tek tek anlatacağız.