Cumhuriyet’in ilan edilmesinin üzerinden henüz 7 yıl geçmiş…
Kurtuluş Savaşının tüm acılarını yaşamış Anadolu’nun yoksul halkı yaralarını sarmaya çalışıyor…
Emperyalizmin son temsilcilerini 9 Eylül 1922’ de İzmir’de denize döken genç cumhuriyet’in inançlı kahramanları bu kez yurt içinde savaşa devam ediyor…
Düşman bu kez daha da güçlü, savaş daha büyük…
Ama ne pahasına olursa olsun “yoksulluk ve cehalet” denilen en büyük düşman mağlup edilecek, “memleket mutlaka medeni ve asri olacak!”
Böyle diyor “Halaskâr Gazi Mustafa Kemal Atatürk…”
* * *
Ve yıl 1930…
O yılların zorlu koşullarında yaşanan onca yoksulluğa rağmen sanayide, sanatta ve eğitimde hızlı adımlar atan Eskişehir bu kez Demirspor’la sesini duyurmaya başlıyor…
Eskişehir’in gençleri ata sporumuz güreşle birlikte, futbol, basketbol, voleybol, halter, bisiklet, eskrim, atletizm gibi olimpik sporlarla yakından tanışıyor…
Demirspor giderek büyüyen bir spor ekolü oluyor ve kısa sürede ülkeye onlarca Türkiye, Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu armağan ediyor…
Ve yıl 1940…
Demirspor kurulalı henüz 10 yıl olmuş ama futbolda büyük patlama yapıyor…
İstanbul hegemonyasına dur diyen ilk Anadolu takımı olarak o zamanki adı “Milli Küme” olan ligin finalinde Ankara’da Fenerbahçe’yi 3-1 yenerek 1940 Yılının Türkiye Şampiyonu oluyor…
* * *
Demirspor birçok branşta büyük başarılara imza atmaya devam ediyor. Önemli şampiyonlar, büyük isimler yetiştiriyor. Sporun lokomotifi olarak tarihi misyonunu başarıyla yerine getiriyor…
Yıllar birbirini kovalıyor. Ülkeyi yöneten çeşitli iktidarlar spora farklı pencerelerden bakınca özellikle kamuda sportif faaliyetler her geçen gün daha da zorlaşıyor…
Hızla değişen yasalar ve mevzuatlar sonucunda kesilen gelir kaynakları birçok kamu kulübü gibi Demirspor’un da elini kolunu bağlıyor…
* * *
Bir gerçeğin altını çizelim…
Endüstriyel futbolun yeni kurum ve kurallarıyla giderek her tarafa kök saldığı ve paranın egemen olduğu bu dünyada oyunu ya kuralına göre oynayacaksınız ya da silinip gideceksiniz…
Transfer piyasasında harcanan inanılmaz paralar, bu sektördeki mütevazı bütçeli kulüplerin ayakta kalabilmelerinin ancak altyapılarının düzenli üretim vermesiyle mümkün olacağını haykırıyor!
* * *
Adı “Bölgesel Amatör Lig” olan ancak profesyonelliğin dibine kadar hüküm sürdüğü bu ligde beş sezondur Eskişehir’i temsil eden Demirspor nihayet yol ayırımına geliyor. Ya sponsor desteğiyle lige devam edecek ya da amatör kümelere dönerek yaşamını idame ettirecek…
Eskişehirspor için Bozüyükspor’la başlayan pilot takım uygulamasının fiyasko ile sonuçlanmasından sonra karşısına yeni bir fırsat çıkıyor…
Bu kez kendi şehrinin köklü takımına el uzatma şansını yakalıyor…
* * *
Bölgesel Amatör Lig’i uzun zamandır izliyoruz…
Futbol kalitesi yönünden 3. Lig’den aşağı kalır tarafı yok. Kıyasıya mücadelelerin yaşandığı, kalitenin her sezon giderek yükseldiği bir lig…
Yani iki yıldır kış uykusuna yatmış bir görüntü veren Eskişehirspor’un Akademi Liglerindeki yetenekli gençlerinin futbollarını geliştirebilmeleri, mücadele güçlerini yükseltmeleri ve A Takıma daha hazır halde gelmeleri için aranan ortam kendiliğinden oluşuyor…
Özetle; Demirspor kadar Eskişehirspor’unda böyle bir birlikteliğe ihtiyacı var…
Unutmayalım Eskişehirspor’un geleceği için bu birliktelik çok önemli!
Karar için fazla zaman kalmadı…
“Haydi, uzatın ellerinizi!”
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...