Hayatımız vermek üzerine…

Şinasi Kula yazdı

9 Şubat 2017 09:18
A
a
Sütiş Eskişehir
Yol verilmesi gerekenlere yüz vermek
Gösterip vermemek, sadece umut vermek
Değmeyeceklere yanıt vermek
Kendi arkada kalıp, birilerine gaz vermek
Ota da boka da konup gönül vermek
Gönüllü gönülsüz omuz vermek
Dövecekmiş gibi selam vermek
Bülbül gibi ötüp sır vermek
Aylar sonrasına randevu vermek
Yemeklere tat vermek
Sanatı kullanarak ruh vermek
Hastasına itina ile can vermek
Sevdiklerine bir ömür emek vermek
Malını pahalı ya da ucuza vermek
Bir insana şans vermek
Hayatını değiştirecek fırsat vermek
Pireye kızıp yorganı gözden çıkarınca
Koca bir ormanı ateşe vermek
Mustafa Kemal gibi ışık vermek
Ya da Hitler gibi korku vermek
Kadın olup, Cumhuriyetin tüm
Kazanımlarını altın bir tepsi içinde
Tüm haklarını enayice iade edip
Erkek egemen dünyaya hediye vermek
Yapamayacağın iş için söz vermek
İki kişiden biri olup susmak veya
Elini taşın altına koyup ses vermek
Bir hastanın yaşaması için kan vermek
Sır vermeyip ser vermek
Ülkesi uğruna, bağımsızlık uğruna
Yaşanası bir dünya uğruna can vermek
Değmeyecek topluma hayatını vermek
Velhasıl kelam;
Almaktan her daim kutsaldır vermek…
Aynen böyle demişim bir yazımda
Lakin unuttuklarım da olmuş saygın okurlar!
Çıkarlar uğruna inançlardan ödün vermek
Atatürk devrimlerinden tavizler vermek
Parlamenter sistemi kişiye vermek
Laik, demokratik Cumhuriyete zarar vermek
Ve sonunda karar vermek
Olmak ya da olmamak diye
İşte bütün mesele bu…
 
 SİZİN SESİNİZ
Dubalara Yazık Oluyor!
 
Mehmet Ömürlü kardeşimiz yine fotoğraflamış bir sorunumuzu. Hocam yayınlar mısın diyerek yollamış. Yayınlamazsak görevimizi yapmamış oluruz zaten…
Bazen gördüklerimiz karşısında ses çıkartmamak görmezden gelmek suça ortak olmaktır. İşte bende her gün gördüğüm bu sorunları yetkililere iletmek suça ortak olmamak için yapılan hataları gösteriyor ve yetkililere duyuruyorum. İstiklal mahallesi Çınar sokakta araçların parkını engellemek amacıyla yolu ikiye bölen dubaları sürücüler eze eze üstünden geçerek yok ediyorlar. Ben ilk gün söylemiştim bunlar bizim sürücülere dayanmaz ezer geçerler diye, maalesef haklı çıktım! Özellikle büyük araçların her gün bunu yaptıklarını görüyoruz ve dubalar bir bir yok oluyor. Bunlar milletin vergileriyle paralarıyla yapılıyor acaba bu sürücülerden kesilse bir daha bu bencilliği yaparlar mı? Neden dubaları eze eze geçiyor, karşısından araç geldi mi normal geçen kamyon karşıdan gelen olmadı mı? Yazık günah bu kadar da bencil olmayın! Her sabah büyük araçla giren bu sürücüleri görmek mümkün birde görmesi gereken yetkililer görsün yaptığınız işleri denetlemesini de yapın ki bu bencil sürücülere ceza kesin bir daha yapmasınlar…
 
OZANCA
 
Eskişehir'de
 
Sen Eskişehir gibi gülseydin
yüzümden yüzüne bir nehir akardı.
Sesimizde üşüyen bir harf yalnızlığı,
şehrin kederine yürürdük birlikte,
gülseydin Eskişehir gibi sen.
 
Sen Eskişehir gibi dokunsaydın
lületaşından tenine bir gidiş olurdum.
Bütün saatlerin sevmeye kurulmuş akrebinde,
zehir olup içerdik akan zamanı,
dokunsaydın sen Eskişehir gibi.
 
Ben şimdi, Eskişehir’de sana eski’yim
tren garında yere düşmüş bir bilet gibi.
Sahipsiz, yalnız ve pusulasız,
peronların yalnızlığına asılıp,
bekledikçe eskiyor eskiyorum… Rahmi Emeç
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi