Eskişehir sağlık dünyası adına geride kalan yılın pek iç açıcı olmadığı ortada
Eskişehir sağlık dünyası adına geride kalan yılın pek iç açıcı olmadığı ortada. Hastane’de kumar oynayanlardan tutun, karışan test sonuçlarına, sürgün ve kavgalardan tutun, personel şikâyetlerine kadar geride kalan süreçte pek çok üzücü gelişme yaşandı.
Bunlar pandemi sürecinin bir yansıması mı, yoksa ilk düğme yanlış iliklendiği için diğerleri de mi doğru iliği tutturamıyor bilemiyorum. Ancak yaşanan süreçte olaysız, sıkıntısız bir hafta geçmiyorsa işin başında ciddi bir yönetim zafiyeti olduğunu söyleyebiliriz.
Dün bu üzücü gelişmelere bir yenisi daha eklendi. Yunus Emre Devlet Hastanesi’nde iki doktor tekme, tokat birbiri ile kavga etti. Kadın doğum polikliniğinde, hastaların gözü önünde büyük bir kavga yaşandı.
Olay polise intikal etti ve kadın doğum bölümündeki doktorlar, çalışanların büyük bir kısmının ifade vermek için karakola götürüldüğü iddia edildi. Haliyle hastanenin kadın doğum polikliniği bir süre hizmet veremez hale gelmiş.
Kavga eden iki doktordan biri geçtiğimiz günlerde geçici görevini tamamlayıp yeniden hastanede göreve başlayan Samet Temel. Diğer doktorun ise kadın doğum bölümünden sorumlu isim olduğu iddia ediliyor.
Neden kavga edildi, sebep neydi, kim haklı, kim haksız önemli değil. Şayet aklı başında, kurumsal hizmet veren yetişkin insanlar, hastanede, hastalar önünde bu kavgayı ediyorsa ikisi de hatalıdır. Ama bu durumu öngöremeyen ve süreçten bir haber olan yönetim de en az iki doktor kadar sorumludur.
Umarım devamı gelmez ama bu tür olumsuz haberler Eskişehir sağlığı adına üst üste yaşanıyor ve bölgenin sağlık merkezi iddiasıyla Eskişehir’e yapılan büyük yatırımlara hiç mi hiç yakışmıyor.
Kahve Açık, Oyun Yasak!
17 gün tam kapanma, 2 haftalık yarım kapanmanın ardından, 1 Haziran itibariyle az kapanma sürecine başladık.
Kararlar içinde doğru bulduğum, desteklediklerim de var elbet. Lakin işin ekonomik yönü göz önüne alındığında atlanan, eksik bırakılan ve adil olmadığını düşündüğüm kararlar da var.
Bu kararlardan biri de kahvehane işletmeleri ile ilgili olan kısıtlamalar. Sorun açılış, kapanış saatleri değil. Sorun kahvehanelerde oyun oynamanın yasak olmasıyla ilgili.
En nihayetinde restoran, cafe, lokantalarda masaya servis hizmeti serbest bırakılmasına rağmen kahvelerde tavla, kağıt, okey gibi oyunlara henüz izin verilmedi.
Haliyle kahveci esnafı bu kararlardan memnun ya da az da olsa mutlu diyemeyiz.
Önceki gün Kahveciler Odası yönetiminden ve uzun yıllardır esnaflık yapan İrfan Özdemir ile konuştum.
Oyun oynamayacak ise insanlar kahveye neden gelsinler diyor? Oyun serbest olmayınca günde 50-100 TL zor kazanırız, bu da bizim ne kiramızı, ne masrafımızı karşılar diye ekliyor.
İrfan Özdemir’in söylediklerine katılmamak elde değil. Bende olsam herhangi bir oyun oynamadan kahveye gitme gereği hissetmem. Gitsem bile 1 çay içer kalkarım. Hele ki havaların güzelleştiği ve açık havada dolaşmanın tam zamanıdır dediğimiz günlerde kapalı bir mekâna neden gideyim?
Sözün özü Kahveci esnafı için yeni kararlar ile hayatlarında bir değişiklik olmadığı ve sıkıntı yaşamaya devam ettikleri ortada. Umarım alınan kararların bazıları yeniden gözden geçirilir ve oyun serbestîsi ile kahveci esnafının da yüzü bir parça güler.