Komşumuz Kütahya'da bulunan Zafer Havalimanı'nı bilirsiniz hani şu 50 milyon Avro, yani yarım milyar liralık maliyete yapılan, ancak devletimizin 208 milyon Avro, yani 2 milyar Türk lirası para vereceği havalimanı...
Hah işte; orası satılıyor...
Diyeceksiniz ki, "Nasıl yani yarım milyar liraya yapılan havalimanına devletimiz neden 2 milyar ödeyecekmiş ki?" siz de haklısınız. Fakat bu sorunuza cevap veremeyeceğim. Çünkü nedenini biz de anlayamadık...
Devletimiz bir özel şirketle anlaşıp, hava limanını yaptırıp sonra da, "Bu havalimanını sen işlet, paraları cebine at, merak etme; yolcu gelmezse fazladan parasını ben veririm" demiş. Yani devletimiz, "Yolcu garanti birader, sen rahatına bak" ifadelerinde bulunmuş. Ve – sıkı durun – tam 1 milyon 280 bin yolcunun her yıl o havalimanına geleceğini garanti etmiş. "Eğer bu miktarda yolcu gelmezse, paran bende, gelir alırsın kardeşim" demeyi de ihmal etmemiş.
Peki 1 milyon 280 bin yolcu garantisi verilen Zafer Havalimanımıza kaç yolcu gelmiş dersiniz? Tamı tamamına 7 bin 400 kişi... Maaşallah yetkililerimiz ne de güzel hesap yapmışlar öyle? Tabii kabahat büyüklerimizde olamaz. Hem biz kim oluyoruz ki devletin malını sorguluyoruz? Tüyü bitmemiş yetimin hakkını sorgulama yetkisini bize kim verdi? Efendilerimiz uygun gördükleri yere uygun gördükleri harcamaları yaparlar. Biz kullara düşen itaatli olmaktır. 1 milyon 280 bin yolcu garantisi verildiyse ve yalnızca 7 bin 400 yolcu geldiyse, bu gelmeyen yolcuların suçudur. Gazeteciler kabahatlidir, pandemi suçludur. CeHaPe zihniyeti yüzünden olmuştur. O kadının partisi yapmıştır. Uluslararası "Mor Kukuletalı Satanistler Birliği" efendimizi zor durumda bırakmak için yapmıştır...
Her neyse... Şimdi bu havalimanını işleten kuruluş, "Garanti paralar da kurtarmıyor, büyük zarar ediyoruz" diyerek havalimanını satışa sunduğunu açıkladı. Artık havalimanının önüne A4 kağıda, "Sahibinden satılık, az kullanılmış havalimanı" Yazıp, tükenmez kalemle bir de telefon numarası eklediler mi tamam olur?
Tabii işin bir de Eskişehir'i ilgilendiren kısmı var. Anadolu Üniversitesi'nde Profesör Büyükerşen zamanında yapılan sivil hava alanımız daha sonra az bir masrafla genişletilmiş, büyük yolcu uçaklarının inmesi yönünde bir engel kalmamıştı. Hatta her yıl Belçika ve sair Avrupa ülkelerinden kentimize gelen gurbetçiler, bu havalimanından faydalanmak için gün sayıyorlardı. Hatta bu havalimanının önemli bir hava lojistik üssü olacağı ileri sürülüyordu. Bildiğim kadarıyla Mehmet Aksoyek gibi kentimizin yetiştirdiği kıymetli havacıların da bu konuda yapılmış çalışmaları vardı.
Ancak tam o sırada açılan Zafer Havalimanı işleri bozdu. "Ekişehir Hasan Polatkan Havalimanı çalışırsa, Kütahya'ya yaptığımız yerin müşterisini çalar" diye düşünüldü ve aksaksız gitmekte olan iç hat seferleri bile, görünmeyen bir el tarafından engellendi. Yani Hasan Polatkan Havalimanı öldürülmüş oldu.
2 milyar lira para havaya savruldu, hem Kütahya'ya bir faydası olmadı, hem de Eskişehir'deki tıkır tıkır çalışan Hasan Polatkan Havalimanı kaderine terk edildi. O 2 milyar lira Kütahyalı işadamlarımıza kredi olarak verilse, yüzlerce fabrika açılır, komşumuz Kütahya'da işsizlik diye bir dert kalmazdı. Üstelik devletimiz ödediği 2 milyarı faiziyle geri alırdı. Eskişehir'in Hasan Polatkan Havalimanı da katledilmemiş olurdu.
Tebrik etmek lazım... Gerçekten bu kadar beceriksizliği "İnek Şaban" filmlerinde bile göremezsiniz.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...