Bir yılı aşkın süredir beri gazete köşelerinde Ticaret Odası Başkanı Harun Karacan’ı kimisi Büyükşehir’e, kimisi ise Odunpazarı Belediye Başkanlığına aday olacağını yazıp çiziyor.
Bütün bu yazıp çizilenler karşısında Harun Karacan neden sessiz kalıyor anlamış değilim. Kendisi Eskişehir’de yaşamıyor mu? Yoksa gazete mi okumuyor?
Harun Karacan’ın sessiz kalmasıyla, sanki ‘zamanı gelince görürsünüz’ anlamı çıkıyor.
Ben bir ara kendisine telefon ederek, bir başka konu hakkında bilgi aldıktan sonra, belediye başkanlığına aday olup olmayacağını sormuştum.
“Ben iki dönem için Ticaret Odası Başkanlığı’na aday oldum. Bunu da seçim öncesi söylemiştim. Şu anda Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanıyım, görevimin başındayım” demişti.
“ADAYIM VEYA DEĞİLİM” DEMİYOR
Gazetelerde yazılanlar, sadece gazete sayfalarında kalmadı. Bunları Eskişehir’de herkes konuşmaya başladı.
Ben de bugün durup dururken de bu yazıyı yazmadım. Dün sokakta, caddede karşılaşıp konuştuğum 10 kişiden en az 6-7’si yerel seçimlerde belediye başkanlıklarına kimlerin aday olabileceklerini sordu.
Bunların içinden yine 5’i ‘Ticaret Odası Başkanı Harun Karacan hangi belediye ye aday olacak?’ diye sordular.
Bende;
“Siz ne biliyorsanız ben de onu biliyorum. Harun Karacan ne adayım ne de değilim diye bir açıklama yapmadı. Kendisine sorduğumuzda da kaçamak cevap veriyor. Eğer AK Parti’den ciddi teklif gelirse o zaman düşünür” diye cevapladım.
İçlerinden üçü şunları söyledi:
“Harun Beyi hemen hemen her düğünde, cenazede, açılışta, toplumsal olayların içerisinde görüyorum. İnsanları üzüntülü veya sevinçli günlerinde yalnız bırakmıyor. Bunu geçmişte Tepebaşı ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan Orhan Soydaş da yapıyordu. Harun Bey herhalde Orhan Bey’in bu yaptıklarından halkın memnun kaldıklarını iyi okumuş olacak ki, o da aynısını yapıyor” dedi.
Yani Orhan Soydaş’ın yaptıklarının kopyasını çekiyor demesine getirdi.
Ben o konuda yorum yapmadım.
Gerçekten öyle mi? Değil mi? bilemem.
Bildiğim Harun Karacan eğer gereken desteği bulur ise, siyasete atılarak belediye başkan aday adayı olacak. Ama bunun için daha vakit erken. Önünde 2013’ün Şubat veya Mart ayında yapılacak Ticaret Odası seçimleri var. Bana da söylediği gibi, ETO’ya iki dönem için aday olmuştu. Birinci dönemi bitiyor. Yeniden aday olacak. Kazanırsa ETO Başkanı olarak görevine devam edecek. Karşısına rakip çıkarda seçimi kaybederse o zaman işine bakar. Ama siyasete atılmak, belediye başkan aday adayı olmak için vakit daha erken. Belki o nedenle sessiz kalmayı yeğliyor Harun Karacan.
30 Kasım’da Eskişehir bayrağı teslim alacak
Bakanlar Kurulu Kararı’nın TBMM’den geçmesiyle Eskişehir resmen ‘Türk Dünyası Kültür Başkenti’ olmuştu.
Bu Eskişehir adına gurur duyulacak bir unvan.
Türkiye’de, İstanbul’dan sonra bu unvanı taşıyan ikinci il olacak Eskişehir.
Eskişehir'in 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edilmesinin ardından dünyada benzer uygulamalardaki tecrübeyi bu sürece katmak için yoğun çalışmalar başlatıldı. Bu çalışmalar tüm hızıyla sürüyor.
Yapılan tanıtımların yanı sıra 30-40 sene sonra bile 2013'ü hatırlatacak, Eskişehir'in Türk dünyası başkenti olduğunu unutturmayacak bazı sıfırdan kalıcı eserler yapılacak. Yani 2013 Kültür Merkezi, 2013 Köyü, 2013 Türk Dünyası Bahçesi gibi bazı eserler Eskişehir'e kazandırılacak.
Şimdi sıra ‘Türk Dünyası Kültür Başkenti bayrağını’ almaya geldi. 30 Kasım’da Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in de katılması beklenen tören ile devralacak.
BAYRAĞI DAHA YUKARI TAŞIYACAĞIZ
Türk Dünyası Kültür Başkenti bayrağını teslim alacak Valimiz Dr. Kadir Koçdemir, “Türk Dünyası Kültür Başkentliği bayrağını bir yıl boyunca onur ve heyecanla taşıyacağız ve daha üst seviyelere çıkaracağız. Tüm çalışmalarımızın Eskişehir için bir milat, Türkiye için saygın referans, Türk Dünyası için kolay unutulmayacak bir kucaklaşma olması adına var gücümüzle gayret göstereceğiz” dedi.
KARPUZ DÜŞMÜŞ
Karadenizlinin biri eli belinde dalgın dalgın yürüyormuş. Bu halde yürümesine anlam veremeyen biri de onu seyrediyormuş. Karadenizli belediye otobüsüne binmiş ama hala eli belinde. Yolda inmiş yarım saat yürümüş ama hala eli belinde. Onu izleyen adam dayanamayıp koşup durdurmuş:
-Kardeşim sen deli misin?
-Yooooo değilim arkadaş
-Peki, rahatsız mısın?
-Yoooo...gayet iyiyim
-Seni iki saattir takip ediyorum. Hep elin belinde yürüyorsun. Neden?
Karadenizli bunun üzerine bir çığlık atmış:
-Vay anam karpuz düşmüş...
(Bize mesaj ve ihbarda bulunmak için, sitenin üst ve alt kısmında bulunan mesaj gönder bölümünü kullanabilirsiniz. Herhangi bir haber ya da köşeye yorum yapmak için ise haberin altında bulunan mesaj bölümünü doldurmanız yeterli olacaktır)