Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) nisan ayı tüketici enflasyon rakamlarını yüzde 3,18, Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise yüzde 5,02 olarak açıkladı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) nisan ayı tüketici enflasyon rakamlarını yüzde 3,18, Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise yüzde 5,02 olarak açıkladı.
Yıllık enflasyonu TÜİK yüzde 69,80, ENAG ise yüzde 124,35 olarak belirledi.
Eğer internet sayfasındaki açıklamayı doğru kabul edersek TÜİK, enflasyon verisinde 81 il merkezinin tamamını da içeren toplam 228 ilçeden fiyat derliyor.
Endeks hesaplamasında Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması kullanılıyor ve bu harcamalar 12 ana grup 43 alt grup altında toplanıyor.
Endekste 404 madde kapsama alınıyor.
Ayda 27 bin 411 işyerinden 564 bin 710 fiyat derleniyor, 5 bin 246 kiracı endeks kapsamında takip ediliyor. İş yeri ve fiyat sayıları mevsimsel yapıya göre yıl içinde değişkenlik gösterebiliyor.
Peki akademisyenlerden oluşan ENAG tüketici enflasyonunu nasıl hesaplıyor?
ENAG’ın bilgilendirme notuna göre, enflasyon hesaplamasında TÜİK’in sepetindeki 418 maddenin 339 adedi var.
Bu toplam madde oranının yüzde 81’i, madde ağırlığının ise yüzde 80’ine eşit.
Geriye kalan 79 maddede ise enflasyonu etkileyen davranışın kesikli olması ya da denetimli ürünlerin yoğunluğu oluşturması nedeniyle kapsam dışına alınıyor.
TÜİK enflasyon oranı ile de birebir karşılaştırma yapabilmek amacıyla, kalan bu 79 ürünün aylık fiyat değişimi, olduğu gibi TÜİK’ten alınarak ağırlıklı bir enflasyon oranı olarak sunuluyor.
Anlayacağınız TÜİK ile ENAG aynı mal ve ürünlerin aylık ve yıllık değişimini hesaplayarak biz tüketicilere bir enflasyon rakamı sunuyor.
10 puanlık uzmanlık sorularım bu satırları okuyanlara, yani size canım kardeşim…
Sizin yıllık enflasyonunuz yüzde 69,80 mi yoksa yüzde 124,35 mi?
Özellikle son 3 yıldır fakirleştiğinizin, önceki yıllarda rahatlıkla alabildiğiniz gıda veya herhangi bir ürünü bugün alamadığınızın farkında mısınız?
Bir restoranda eşiniz ve çocuklarınızla en son ne zaman yiyip içtiniz?
En son ne zaman bir eğlenceye gittiniz?
Bırakalım onu bunu da siz emekliler, en son ne zaman kırmızı et yediniz?
Üç yıldır “kalem oynatılarak” belirlenip düşük gösterilen enflasyon rakamlarına göre maaşlara zam yapılarak milletçe fakirleştik.
Yalan mı canım kardeşim?..
Yoksulun sırtından doyan doyana bunu gören yürek nasıl dayana…
Mevla’m gül diyerek iki göz vermiş
Bilmem ağlasam mı ağlamasam mı?
Dura dura bir sel oldum erenler
Bilmem çağlasam mı çağlamasam mı?
Yoksulun sırtından doyan doyana
Bunu gören yürek nasıl dayana
Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana
Bilmem söylesem mi söylemesem mi?
Merhum Aşık Mahzuni Şerif, sözleri ve müziği kendisine ait bu eşsiz eserinde yine ülkenin kanayan yarasına parmak basmıştı yıllar yıllar önce.
Buradaki yoksul, günümüzde 10 bin liraya mahkum emekli, 17 bin lirayla ay sonunu getirmesi imkansız asgari ücretli, perişan memur ve işçi…
Anlayacağınız dar ve sabit gelirli yiğitler.
Tavsiye ederim bu türküyü bir dinleyin, sonra hak verirsiniz…
Eskişehirlinin derdine bir dert daha eklendi!
Geçen gün yazmıştım, temcit pilavı gibi olacak ama...
Mesele Eskişehir ve Eskişehirlilerin menfaatineyse eğer…
Biz yazmaktan siz söylemekten bıkmayın efem…
Konumuz Eskişehirsiz Ankara-İzmir Yüksek Hızlı Tren hattı.
Nereden geçiyor?
Ankara’dan yola çıkıyor, Polatlı, Emirdağ, Afyonkarahisar, Uşak, Alaşehir, Salihli, Manisa, Muradiye, Ayvacık, Emiralem ve Menemen.
Sivrihisar yakınlarından Eskişehir’i teğet geçiyor.
2027’de tamamlanması planlanıyor.
Eskişehir’in yok sayılmasını biz kabul etmiyoruz.
Kendine dert edinenleri burada yazacağız, edinmeyenleri deşifre edeceğiz…
Bu konuyu gündemde tutacağız.
İyi biline…