Haklarını ödemiyoruz

Sadece hekimlere yapılacak olan maaş zammıyla ilgili açıklama yapan SES Eskişehir Şube Yönetim Kurulu Başkanı Umut Özge Yılmaz, "Bir düzenleme yapılacaksa ekibin her bireyi için adil bir şekilde yapılmalıdır" dedi. Sağlık sektörü de tıpkı gazetecilik gibi ekip işi. Doktorların rahat edip, diğer sağlık çalışanlarının az maaş alması doğru bir şey değil. Bizler akşamları avuçlarımız patlayıncaya kadar sağlıkçılarımız için alkış tuttuk. O alkışlar sadece doktorlarımız için değil aynı zamanda tüm sağlık çalışanlarımız içindi. Bizler "Sağlık çalışanlarının hakkı ödenmez" derken hükûmetimiz de bize destek oluyordu. Ancak sanırım yanlış anlamışlar. Onlar "Sağlık çalışanlarının haklarını ödemiyoruz" diye anlamışlar belli ki. Şimdi sağlıkçıların 6 Aralık'ta iş bırakmaya hazırlandıklarını öğreniyoruz. Tabii ki hükûmetimiz, "Dıjjj güjjjlerin oyunu bu!" diyecek sağlıkçılarımızı itibarsızlaştırmak isteyecektir. Ancak sağlık çalışanlarımızın insanca yaşamaktan başka bir isteği yok. Ülkemizde iyi – kötü ilerleyen bir sağlık sistemi var. Bu sistemin kuruluşunda da AK Parti hükûmetlerinin büyük payı bulunuyor. Şimdi sağlık çalışanları arasında ikilik yaratmak bu sistemin temeline dinamit koymaktır. Allah aşkına nefret, fitne ve bozgunculuk tohumlarını sağlık çalışanları arasına serpmeyelim ve sağlık sistemimize sahip çıkalım. Bari memlekette düzgün giden bir iş kalsın.

Bunun adı terbiyesizlik
Daha önceden yıllık enflasyonu yüzde 19,89 olarak açıklayan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) son olarak aralık ayında bir sene önceki aynı aya göre yüzde 21 enflasyon olduğunu açıkladı. Artık TÜİK'in açıkladığı rakamları, Karadeniz fıkrası kadar ciddiye almak lazım. Ancak millet ekonomik krizden öyle etkileniyor ki, şaka kaldıracak durumumuz kalmadı. Belli ki TÜİK'i hükûmetimiz telefonla arıyor ve,"Alo TÜİKciğim kaç oldu bu enflasyon?" diyor ve TÜİK yetkilileri, "Sana kaç lazım ağbi?" diye yanıt veriyor. İşin bu kadar cılkı çıkmış durumda... Bu arada TÜİK'in açıklamalarından sonra kurumu ziyaret etmek isteyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na randevu verilmemesi ise, ayrı bir konu... Ana Muhalefet Partisi liderine randevu bile vermemek, milletvekillerini sanki apartmana giren dilenci muamelesi yaparak kapıdan kovmak kelimenin tam anlamıyla terbiyesizliktir. Maalesef her gün yeni krizler, yeni skandallar yaşayan ülkemizde hafta sonu bir kriz daha yaşandı. Bütün kurumlarımızı devlet ciddiyetine davet ediyoruz.

Arıköy Türkiye'ye örnek olsun
Sağlıklı Kentler Birliği tarafından 12'incisi düzenlenen "Sağlıklı Şehirler En İyi Uygulama Yarışması'nda Odunpazarı Belediyesi'nin Arıköy Projesi jüri özel ödülüne layık görüldü. "Özellikle pandemi sürecinde gıdanın en önemli kaynaklardan biri olduğunu gördük. Yeniden, kendi kendimize yetebilir hale gelmemiz gerekli. Arıcılık da bu anlamda çok önemli" diyen Kazım Kurt'a katılıyorum. Dünyanın iki büyük sorunu var. Birincisi süratle değişen iklim. Artık gıda üretmek daha zor. İkinci sorun ise hızla artan nüfus. İnsanlık 9 milyarlık sınıra dayanmış durumda. Yani maaşımız azalıyor, ama evdeki boğaz sayısı artıyor. Kazım Kurt ve arkadaşlarının Arıköy gibi projeleri çok önemli. Önümüzdeki 10 yıl içinde daha çok çelik veya petrol değil, daha çok yiyecek üreten ülkelerin ne kadar güçleneceklerini göreceğiz. İnşallah Odunpazarı Belediyesi tüm Türkiye'ye örnek olur.