Hakkımızı istiyoruz

Eskişehirspor Başkanı Mehmet Şimşek, Sportoto kurumundan almamız gereken 7 milyon liraya dikkat çekti. Şimdi öyle garip bir memleketteyiz ki, Eskişehirspor'un uçan kuşa buğday danesi borcu olsa, karşılığından 3 puanımızı silmesini biliyorlar. Ancak tepeden tırnağa kadar hakkımız olan 7 milyon lirayı tahsil edemiyoruz. İşin ilginci "Sizin siciliniz bozuk" diye bu parayı Eskişehirspor'a vermeyenler, zaten Eskişehirspor'un borçlarının en azından bir kısmının ödenmemesine neden olarak sicilimizi bozuyor.

Söz konusu 7 milyon lira, bir ara yaklaşık 1 buçuk milyon Avro ediyordu. Şimdi bu parayla 450 bin Avroyu ancak alırsınız. Yani vaktinde ödenmeyen paramız nedeniyle 1 milyon Avro zarar etmişiz. Bu zararımızı kim karşılayacak? Belli ki Sportoto bizim 7 milyonumuzun üzerine oturmuş, Varyemez Amca gibi faizinden çatır çatır para kazanıyor. Oh ne güzel iş!..

Konuyu sosyal medya platformlarında hatırlatan Mehmet Şimşek haklı olarak isyan etmiş ve "Yardımcı olabilecek şehrin ileri geleni var mıdır?" diye bir yarı soru – yarı sitemle noktayı koymuş.

Sanırım "Şehrin ileri geleni" sözünü üzerine alınmış olacak ki, AK Parti MKYK üyesi Burhan Sakallı konuya dâhil olarak, "Daha önce de bu konu birçok kez gündeme gelmiş ve dönemin kulüp yöneticisi arkadaşların talebi üzerine spor toto başkanı ile görüşmüştüm. Fakat bilinen nedenlerden dolayı bir sonuç alamamıştık. Eğer isteniyorsa  sizin için  randevu talebinde bulunayım" diye cevap vermiş.

İşin ilginci "Bilinen sebepler" veya "Malum nedenler" gibi kapalı açıklamalardan ben pek bir şey anlamadım. Belli ki Başkan Şimşek de bir şey anlamamış ki, "Bilinen nedenleri bilmiyorum" demiş ve "Spor toto alacak sırasında kim varsa ona versin. Borcumuz azalsın BİZ o parayı bize verin demiyoruz. Konuyu aktaracak muhatap bulamıyoruz. İki aydır randevu talebimiz kabul edilmiyor" ifadelerinde bulunmuş.

Şimdi Eskişehir'de "Ben bu şehrin ağbisiyim, önde gelenlerindenim" iddiasında bulunan çok kişi var. Mehmet Şimşek'in "Şehrin ileri geleni" çağrısına bir tek Burhan Sakallı yanıt verdiyse, burada Sayın Sakallı'ya kızacak değiliz. Nihayetinde kendisi bir çözüm önerisinde bulunmuş.

Asıl mesele – Sayın Sakallı'yı tenzih ediyorum – Eskişehirspor'un sahipsiz olması.

Büyükerşen'i örnek alsınlar

Büyükşehir Belediyesi 2018'de kurduğu Yerel Tohum Üretim Merkezi'nde çoğalttığı tohumları, ücretsiz olarak çiftçimize dağıtıyor.

Öncelikle Yılmaz Büyükerşen'i Eskişehirlilere verdiği sözleri tuttuğu için tebrik edelim. Kendisi son seçimlerden önce, Eskişehir'de kırsal kalkınmaya öncelik vereceğini belirtmişti. Geçen süre zarfında sözünün arkasında durduğunu pek çok kez gösterdi. Bu son tohum dağıtım işini de aynı kapsamda değerlendiriyorum.

Şimdi üzerinde çok durulan şu GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) meselesine değinelim. Yediğiniz her yiyeceğin genetiğinin değiştiğini unutmayın. Chrales Darwin amcamız buna "Evrim" diyor. Mesela siz "Ata Tohumu" denilen tohumların 5 bin yıl öncekilerle aynı olduğunu mu düşünüyorsunuz? Bunların kromozomları bile farklı.

Sonuç olarak bütün organizmaların genetiği değişmiştir. Ancak işin içine uluslar arası şirketler girince iki kere düşünmek lazım. Bu şirketlerin amacı Türk Halkına daha lezzetli ve sağlıklı ürünler sunmak değil. Bunların tek bir amacı vardır, para kazanmak.

Dolayısıyla yerel tohumları korumak ve geliştirmek durumundayız. Bunu da kar amacı gütmeyen kurumlar yapar. Tıpkı Eskişehir Büyükşehir Belediyesi gibi...

Maalesef çiftçinin alın teriyle toprağı sulayarak rızkını kazandığı dönemi çoktan geride bıraktık. Şimdi devir kapitalizm devri. Çiftçi tarlasına adımını atsa, bankadan para transfer etmesi gerekiyor. Tohum ekse para, çapa yapsa para, ilaç atsa yine para... Son zamanlarda Türk tarımının gerilemiş olmasının nedenlerinden biri bu. Neyse ki Eskişehir'de Büyükerşen yönetimi var. Tohum ve fide dağıtarak, en azından çiftçinin tohum masrafını ortadan kaldırıyorlar. Bugün gıda ürünlerinden KDV oranının yüzde 1'e indirilmesini sevinçle karşıladık. Ancak hepimiz farkındayız ki, gıda fiyatlarındaki düşüş geçici bir durum. Dolayısıyla çiftçinin yükünü hafifletmemiz gerekiyor.

Önümüzdeki günlerde – çok değil 1 sene içinde – ekmeğin 10 lira olmasını konuşacağız.

Büyükerşen yönetiminin Türkiye'ye örnek olmasını umut ediyorum. Tarımı ve kırsal kalkınmayı desteklemek konusunda, yine Türkiye'ye örnek oldu...