Hakkı Sağlam görevini yapmıştır, yanındayız!

Hukukun rant çevrelerinin baskısıyla ayaklar altına alındığı zamanlar hep şunu söyleriz: Hukuk, hukuku çiğneyenlere de bir gün mutlaka lazım olacak!

*

Medya için de aynı tarifi yapabiliriz: Medyayı alaşağı edenler, gün gelecek yine medyaya sığınarak ‘sesimi duyurun’ diyecek!

*

1980’li yılların ortalarında, medyanın, büyük sermaye gruplarının eline geçtiğini, devlet medyasının bile ‘ihaleci tüccarlar’ karşısında çaresiz kalabileceğini tartışıyordu bu ülke.

*

Tartışmaların temeli ise şuydu:

• Medya, önceden, büyük sermaye gruplarının yolsuzluklarını ifşa ediyordu; ama artık bu yolsuzlukları perdelemek için kullanılacaktı!
• Bunu yapmak için gazeteciler bir şekilde susturulacak; yemlenecek, olmuyorsa kovulacak, yine olmuyorsa tehdit edilecek-darp edilecek, daha da olmuyorsa öldürülecek!

*

Ve hepsi oldu. Bazıları yeşil sermayeye secde kıldı, bazıları kovuldu, bazıları saldırıya uğradı, bazıları da öldürüldü!

*

Özellikle 1980 sonrasında medyada baş gösteren çürüme, günümüze kadar devam etti. Ve bu çürümeyi, şu an, iliklerimize kadar hissediyoruz!

*

Hem büyük sermaye gruplarının, hem politik hedefi olan muktedirlerin en büyük silahı haline geldi medya. Gerektiği yerde savunma amacıyla kullanılan bir silah olarak, gerektiğinde ise saldırı amacıyla!

*

Medyanın içinde bulunduğu vaziyet, her ne kadar iç karartıcı olsa da, bir umut hala var! Yerel medya organlarının ve içerisinde görev yapan meslektaşlarımızın çoğu, inatla direniyor ve kamu hizmeti yapmaya devam ediyor.

*

Elbette yerel medyayı da, tıpkı yaygın medya gibi alaşağı etmeye gayret gösteriyorlar; bir bakıma başarıyorlar da. Zira ekonomik baskı altındaki çoğu gazete kapanıyor, gazeteciler işsizlik çukuruna düşürülüyor. Ancak ayakta kalan yerel gazeteler ve içinde çalışan meslektaşlarımız, tüm zor koşullara rağmen yurttaşlarımıza karşı olan sorumluluklarını yerine getiriyorlar.

*

Tüm bu anlattıklarımı kaleme almamın sebebi, başlıkta okuduğunuz cümle: Hakkı Sağlam görevini yapmıştır, yanındayız!

*

Hakkı Sağlam, Sakarya gazetesinin yazı işleri müdürü ve 32 yıldır gazeteci olarak Eskişehir’e hizmet ediyor. Gazeteci olduğu için haliyle düşmanı çok; arı kovanına çomak soktuğu için. Fakat seveni de çok; dara düşen vatandaşlarımızın sesi olduğu için.

*

Geçtiğimiz günlerde saldırıya uğradı ve darp edildi, Hakkı Sağlam. Neden saldırıya uğradığını tahmin edebiliyorum, ancak olay soruşturulduğu için şu an bu tahminimi söylemem pek doğru olmaz.

*

Burada sorgulanması gereken şu: Özellikle 1980’den sonra gazetecilere karşı sistemli bir biçimde başlatılan yıldırma politikası hala devam ediyor ve yerele de sıçramış durumda. İşte, Hakkı Sağlam’a yapılan kabul edilemez saldırının asıl nedeni bu. Sağlam, görevi olan kamu hizmetini icra etti ve çarpık bir olayı gündeme getirerek yetkilileri uyardı. Ancak sonrasında, saldırıya uğradı. Sözüm ona, Sağlam’a ve gıyabında Eskişehir’deki diğer meslektaşlarımıza ‘ayar’ verildi!

*

O ‘ayar’ Eskişehir’de sökmez! Eskişehir’deki gazeteciler, birbirlerinin ne görüşüne bakar ne de belli tezgahların içine girer, birlik ve beraberlik içerisinde ortak paydada her zaman buluşarak mücadele eder.

*

Bugün ortak paydamız Hakkı Sağlam. Bu saldırı Hakkı Sağlam’ın şahsına değil, tüm meslektaşlarımıza ve basın özgürlüğüne yapılmış insanlık dışı bir saldırıdır. O nedenle bu iğrenç saldırıyı kabul etmiyoruz, şiddetle kınıyoruz, omuz omuza mücadeleye devam edeceğimizi vurgulayarak failin ya da faillerin bir an önce tespit edilmesini bekliyoruz.