Hani, nereden nereye derler ya… İşte, Eskişehirspor için de aynı ifadeyi kullanabiliriz. Ekonomik darboğaz. Güvensizlik ortamı. Puan silme cezaları. Transfer tahtasını açamayışımız. Giden futbolcularımız. Vesaire… Ancak Mustafa Akgören’in başkanlık koltuğuna oturması ve Mustafa Özer’in teknik patron olarak görev yapmasıyla beraber, takımımız, deyim yerindeyse yeniden doğdu. Bunun bir nedeni var elbette. Şöyle ki… Kimse kongre yapılmasını ağzına almıyor. Yönetimdeki isimler, şehrin iyi tanıdığı güvenilir isimler. Durum böyle olunca kapılar açılıyor. Mesela ETİ ile anlaşma sağlandı, kulübe gelen para deyim yerindeyse can suyu oldu. Kısacası, bir güven ortamı sağlandı. Primler ödeniyor, maaşlar olabildiğince ödeniyor, yemek sorunu yok, deplasman parasını bulma anlamında strese girmiyoruz. Durum böyle olunca genç futbolcularımız, amatör bir ruhla harikalar yaratıyor. Altınordu karşılaşmasında aldığımız 3-0’lık net galibiyet, bunun en iyi göstergesidir diye düşünüyorum.
Bir kreş de Tepebaşı’ndan
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Fatih Belde Evi’nde düzenlenen bilgilendirme toplantısında müjde verdi ve dedi ki: “Mahalleye Erken Çocukluk Eğitim Merkezi yapacağız!” Konuya ilişkin mahalleliye detaylı bilgi de veren Ataç’ın ifadelerinin bir bölümü şöyle: “Bir süredir üzerinde çalıştığımız kreş projesinde yapım aşamasına geldik. Bağışçımız Sayın Canan Şeker Hanım da aramızda. Çalışan annelerin çocuklarını güvenerek bırakacağı nezih yerlerin olması gerekiyor. Çünkü çocuklarımızın doğru eğitim alması, doğru yönlendirilmesi çok önemlidir. Zaten yaptığımız bütün işleri uzman ekiplerle gerçekleştiriyoruz. Bu açılacak kreşte de uzman eğitmenler, çocuklarımıza eğitim verecek. İnanın Tepebaşı’nda son 10 yılda eğitim alanında farklı bir kültür oluşmaya başladı. Bu da sizlerin eğitime verdiği destekler neticesinde oldu.” Bu müjde üzerine şunu söyleyebilirim: Kreş, Türkiye’nin bir sorunu. Eskişehir’de de büyük eksik var. Belediyeler ise bu eksikliği tamamlamak için ellerinden geldiğince adım atıyorlar.
Kaç okul sağlam, kaç okul çürük?
Elazığ ve Malatya’da 24 Ocak’ta gerçekleşen ve birçok yurttaşımızın hayatını kaybettiği deprem sonrası, Eskişehir’deki deprem riski, bina sağlamlığı ve dönüşüm konusu bir daha gündeme geldi. Bununla beraber gördük ki, herhangi bir depremde, Eskişehir’de ciddi facia yaşanacak! Dahası, depreme hazırlıklı olduğumuz da söylenemez. Beri yandan, yapı stokumuzun ne durumda olduğunu bilmiyoruz. Bütün bunlar konuşulurken, İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukçuoğlu, önemli bir konuyu gündeme getirdi. Elazığ’da yaşanan depremde 10 okulun ağır hasarlı olduğu için yıkılmasına karar verilmesinin ardından Eskişehir’deki okulların yaşanacak bir depremde dayanıklı olup olmadığını masaya yatırdı. Bununla beraber Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un yanıtlaması istemiyle TBMM’ye soru önergesi verdi. Eskişehir’de 610 okul, 140 bin öğrenci, 12 bin öğretmen olduğunu da hatırlatan Kabukçuoğlu, MTAL’deki makine bölümünün yıkılma kararı alınmasına rağmen niçin dört yıldır faaliyette olduğunu da sordu.
Hoca göçe çözüm bulmalı
CHP tarafından, Adana’da, Büyükşehir Belediye Başkanları toplantısı gerçekleştirildi. Yılmaz Büyükerşen, her zaman olduğu gibi ilgi odağıydı. Son dönemde özellikle kırsal kalkınma çalışmalarıyla öne çıkan Büyükerşen’in projeleri, örnek olarak gösterildi. Büyükerşen ise toplantıya ilişkin şunları söyledi: “Ülkemizin birçok anlamda zor günlerden geçtiği şu günlerde, hayata geçireceğimiz projeler ile yurttaşlarımızın yüzünü biraz olsun güldürmek, yaşadıkları kentlerde huzurla yaşamalarını sağlamak amacıyla tekrar bir araya geldik. Gündemimizde belediyelerimizin finans durumları, kırsal kalkınma, kooperatifçilik, iklim değişikliği ve çevre var. Ortaya çıkan fikirler, öneriler ve kendi şehirlerimizde hayata geçirdiğimiz projeler birbirimize ilham kaynağı oluyor. Bu paylaşımlar sayesinde yaşadığımız kentlere daha fazla huzur ve daha fazla bereket gelecek, ekonomik kalkınmayı yerelde hep birlikte sağlayacağız.” Hoca doğru söylüyor. Bir de şuna kafa yorması gerekiyor. Eskişehir’de dış ilçelerden merkeze göç hızlanıyor. Bunu durdurmak için daha farklı çözümler üretilmesi gerekiyor.
Fransa’ya çıkarma yaptık
Eskişehir, 1’inci Ana Jet Üs Komutanlığı, 1’inci Hava İkmal Bakım Merkez Komutanlığı, ESTÜ Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi, Hasan Polatkan Havalimanı, ESOGÜ Uçak Mühendisliği Bölümü ve önemli havacılık şirketleriyle, Türkiye’nin en önde gelen havacılık merkezi. Her ne kadar dünyanın sayılı havacılık festivallerinden birini Gaziantep’e kaptırsak da, yerli uçak yapımı konusunda şimdiden herhangi bir adım atmasak da, Eskişehir önemli bir havacılık şehridir. Bu noktada nihayet bir kurum çıktı ve havacılığa ilişkin bir şeyler yapmaya çalışıyor. Celalettin Kesikbaş’ın başkanlığındaki Eskişehir Sanayi Odası (ESO), AB tarafından finanse edilen ‘KOBİ’ler için Uluslararası İş Ağları ve Kümelenme’ başlıklı proje kapsamında Fransa’ya gitti. Ama nasıl gitti? ESO, Eskişehir Havacılık sektörüyle, Fransa’ya adeta çıkarma yaptı! Amaç, firmalar arası işbirliği kurulması ile Eskişehir’e daha çok iş gelmesi. Hem ESO’yu, hem firmalarımızı kutluyor, benzeri girişimlerin devamını diliyorum.
Depremin siyaseti olmaz!
Eskişehir’in önemli sorunlarından bir tanesi dönüşüm sorunu. Ancak gelin görün ki AK Parti ile CHP’nin bir türlü uzlaşamaması, bu sorunu çözümsüz kılıyor. Elazığ ve Malatya’da yaşanan depremle birlikte, Eskişehir’deki dönüşüm sorunu bir kez daha gündeme geldi. Kazım Kurt da, soruna ilişkin açıklama yapanlar arasındaydı. Kurt, afet riskli alan olarak ilan edilen ‘Gündoğdu, Küçük Sanayi Sitesi ve Porsuk çevresi’ni hatırlatarak “bu üç alanda afet riskini sonlandıracak önlemleri almak yasal olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın görevidir. Bakanlığımız yetkililerinin bu işe bir an önce el atmasını sağlamamız lazım. Göz göre göre meydana gelebilecek bir depremde insanların ölmesine izin vermemeliyiz” diye konuştu. Ardından AK Partili Murat Özcan’a çağrı yaparak şunları söyledi, Kurt: “Biz zaman zaman bakanlık ile görüşmeler yapıyoruz ama siz de bu konuda bize yardımcı olacak adımları atın. Ya bakanlık bu işleri yapsın ya da yetkisini bize devretsin.” Kurt’un bu feryadının özeti şu: İnsanlar ölebilir, depremin siyaseti olmaz, uzlaşalım ve sorunu çözelim!
Bu çatılara ne oluyor?
Şu sıralar Eskişehir’de bir çatı sorunu var ve aldı başını gidiyor. Önce, TOKİ tarafından tüm eleştirilere rağmen Sazova’ya yapılan yeni stadyumun çatısının bir bölümü büyük zarar gördü. Gerekçe olarak kar yağışı ve rüzgar gösterildi. Neyse ki kısa süre içerisinde yapıldı ve stadyum kullanıma açıldı. Daha sonra Yunus Emre Devlet Hastanesinin çatısı çöktü. Yine şiddetli rüzgar suçlu olarak gösterildi. Ardından çevre yolu-Fevzi Çakmak mevkiindeki bir üst geçidin çatısını kapatan malzeme kırılarak yola saçıldı. Bununla beraber aynı gerekçe tekrarlandı: Şiddetli rüzgar yüzünden oldu! Bir olsa tamam, iki olsa tamam, aynı anda tam üç sıkıntı yaşandı kardeşim. Rüzgara niye suç buluyorsun? Yapılar, hava şartları ve zemine göre inşa edilmez mi? Sorun rüzgarda değil, hava şartlarına göre kullanılmayan malzemede! Neyse… İyi ki bu sorunlar yüzünden hiçbir insanın burnu dahi kanamadı.
BİR TWEET
EMİNE NUR GÜNAY
Her 1 sigara, hayattan 12 dakika çalıyor. Sigarayı atın, hayatı tadın… #sigarayıbırakmagünü
FOTOĞRAFIN DİLİ OLSA
Sivrihisar Bld. Bşk. Hamid Yüzügüllü: Sayın Bakanım, gelecek dönem Odunpazarı Belediye Başkan Adayı olmak istiyorum. Desteğinize ihtiyacım var.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Önce Volkan Doğan’la bir görüş. “Ben yokum” derse, değerlendirmeye çalışırım…
DÜNYA İNSANLARI
YIL: 1982
Falkland Adaları’ndaki bir muharebenin ardından, Arjantinli askerlerin kasklarını kontrol eden İngiliz askeri…
AFİŞ
OLAĞAN ŞÜPHELİLER
1995 yılında vizyona giren filmin oyuncu kadrosunda Stephen Baldwin, Gabriel Byrne, Benicio Del Toro ve Kevin Spacey gibi usta isimler yer almaktadır. Film, polisin, San Pedro’da patlayan bir tekneyi araştırmasıyla başlıyor. Olay yerinde 27 ceset ve 91 milyon dolarlık uyuşturucu parası bulunur. Yaşanan patlamada kurtulan iki kişi vardır; Macar terörist ile tetikçi olan Verbal Kint. Kint, polis sorgusunda, yaşanan olayları 6 hafta öncesinden itibaren anlatmaya başlar ve 5 suçlunun nasıl bir araya geldiğini aktarır. Gerilim, suç ve gizem türünün en güzel filmlerinden olan bu yapımı, mutlaka izlemeniz gereken filmler listesine almalısınız.
KARİKATÜR
Ahmad Haji Babaei