AK Parti Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Üyesi Emine Nur Günay, Dışişleri Bakanlığı'nın çağrısı ile Kırım Tatar Teşkilatları Platformu tarafından organize edilen "İşgal Altındaki Kırım'da İnsan Hakları ve Kırım Tatarları" etkinliğinde konuştu. Emine Nur Günay Kırım'ın işgal ve ilhakını tanımadıklarını söyledi. Emine Nur Günay'ın bu açıklamalarını duyunca aklıma bir Karadeniz fıkrası geldi.
Efendim fıkra şöyle, Karadenizli Temel bir arkadaşına verdiği borcu bir türlü alamayınca mahkemeye başvurmuş. Fakat ortada senet yok, şahit yok. Yani her şey borç alanın sütüne kalmış durumda. Hâkim borç alan adama dönerek, "Temel Bey size borç verdiğini söylüyor? Ne diyorsunuz?" diye sormuş. Adam ise, "Hâkim Bey ben bu Temel denilen adamı bile tanımıyorum" demiş. Bunun üzerine onuru kırılan Temel, "Asıl bundan sonra ben seni hiç tanimayrum" demiş.
Şimdi Ruslar'ın AK Parti iktidarını Temel fıkrası kadar ciddiye aldığını zannetmiyorum. Madem Rusların Kırım'ı işgalini tanımıyoruz, ne meneme zaten Amerika'dan korktuğumuz için kullanmadığımız S – 400'lerin ikinci partisini alıyoruz? Neden PKK / PYD üyelerini Moskova'da ağırlayan Rus Dışişleri Bakanı Lavrov'a, "Eyyyy Lavrov! Sergey misin? Viktoroviç misin nesin? Attırma tepemizin tasını!.." diye kükreyemiyoruz? Neden doğalgaz almak için ceketimizin düğmelerini Rus mevkidaşlarımızın karşısında ilikliyoruz ve esas duruşa geçiyoruz? Neden Vladimir Putin'in kapısında seyyar satıcı gibi bekletiliyoruz?
Sayın Emine Nur Günay'ın bir Türk davası olan Kırım hakkındaki fikirlerini öğrendiğimize çok sevindik. Fakat bu tarz açıklamaları kamuoyuna yapmasına gerek yok. Açıklamalar yanlış adrese yapılmış. Bu açıklamaları Moskova'daki Kremlin Sarayına değil, asıl Beştepe'deki AK Saray'a karşı yapması lazım...
Eskişehirspor zorlu Nazilli deplaslanından 1 puanla döndü. Aslında her iki takım da galibiyeti getirebilecek pozisyonlara girdi. Ancak galibiyet ibresi Eskişehirspor'a daha yakındı. Her iki takım da yakaladığı pozisyonları değerlendiremeşince 1 puana razı oldu. Aslında maç öncesinde "Nazilli deplasmanından 1 puanla dönmek ister misiniz?" deseler, bir an bile tereddüt etmeden bu teklifi kabul ederdim. Yine de 90 dakika bittiğinde, kendimizi 2 pquan kaybetmiş gibi hissettik.
Suat Kaya'nın takımın başına gelmesiyle birlikte daha iyi top oynamaya başladık. Deneyimli hocamızla birlikte aldığımız puanlar da ortada. Ancak belli ki devre arasında transfer tahtasını açamayacağız. Bu durumda Suat Kaya Eskişehirspor'dan ayrılmayı düşünebilir. Bir şekilde Suat Kaya'yı ikna edip, takımın başında tutmamız lazım. Ligin ikinci yarısında Eskişehirspor'un 20 – 25 arası puan toplaması gerekecek. Bu hedef öyle kolay değil. Başarabilirsek Suat Kaya ile başarırız. O da olmazsa 3'üncü lig yolu gözükür.
fetocular avrupa ülkerinde başları abd de napcaz şimdi onlara savaş mı açacağız sizin mantığınıza göre böyle olması lazım