Yaşamın İçinden
Görüntüyü karatmak
Gazeteniz Anadolu’nun 3 Temmuz 2013 tarihli sayısının manşetini:
“ İsmail’den iyi haber” diye atmıştık.
Biliyorsunuz Gezi Parkı Olayları sırasında, polisin gazından kaçan Ali İsmail Korkmaz, girdiği bir ara sokakta kimliği belirsiz kişilerce hunharca dövüldükten sonra komaya girmiş, bağlandığı cihazda tam bir aydır ölümle cebelleşiyordu.
Ali İsmail Korkmaz önceki gün kendi kendine nefes alıp vermeye başladı.
Hastane bahçesinde yatıp kalkan anne Emel hanım umutlarının arttığını belirterek:
“ Doktorlar bu durumun iyiye gidiş olduğunu söylediler, çok mutluyuz” dedi.
--//--
3 Temmuz 2013 günü Milliyet’e Mehveş Evin yazmış:
“Günün en güzel haberini Eskişehir’den aldım. 2 Haziran’da gösterilere katılan Ali İsmail Korkmaz gazdan kaçarken, girdiği bir ara sokakta hunharca dövülmüş. Haftalarca komada kaldıktan sonra dün tahliye olan Ali’den solunum cihazı çıkarılmış. Ancak Ali’yi bu hale kimlerin soktuğuna ilişkin yapılan soruşturmalardan sonuç alınamamış. Ali’nin avukat olan ağabeyi Gürkan Korkmaz, Ali’nin dövüldüğü yerdeki otel kamerasındaki Hard Diskin Emniyete teslim edildikten sonra görüntülerinin sıfırlandığını anladık. Benzer şekilde ayna noktada iki mekanın kameralarındaki görüntüler de havaya uçmuş.”
Sayın Evin şöyle bağlamış yazısını:
“Adli makamlar bu konuyu araştırmalı.”
--//--
Dün saat 14.30 filan.
Evden eşim aradı.
Ev telefonundan polis olduğunu söyleyen bir kişi arayarak sormuş:
“ Bu telefon kime ait?
“ Eşiniz ne iş yapar?”
“ Ne zaman işe gider?”
“ Ne zaman gelir?”
Şaşıran eşim sormuş:
“ Siz kimsiniz? Niçin arıyorsunuz? Eşimi ne yapacaksınız?”
“ Ben polisim” demiş arayan kişi:
“Adım Ö. F. Bir araştırma yapıyoruz.”
--//-
Bilemiyorum.
Ali İsmail Korkmaz’ı hunharca dövenlerin araştırılması sürüyor mu?
Mehveş Evin’in yazdığı silindiği iddia edilen kamera görüntüleri neyin nesidir?
Emniyet bu konuda bir araştırma yapmış, ya da yapmakta mıdır?
Ev telefonumdan arayanlara gelince.
Ne istediler anlamadım.
Durumu bildirdiğim Emniyet Müdürlüğü yetkilileri konuyla ilgilendiler teşekkür ediyorum.
Her ne kadar bir şey olmasa da, sinek küçük ama mide bulandırıyor da aldım köşeme.
Arayan gerçekten polis miydi yoksa kendini polis yerine koyan biri mi?
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------.
Günlerin getirdiği
Anketlerin dili
Hemen her hafta, bir araştırma şirketinin yaptığı, anketler düşüyor internet sayfalarına. Sonuçlardan siyasi partilerin kimisi memnun oluyor, kimisi memnun olmuyor. ORC araştırma şirketinin en son yaptığı ankette 63 bin 750 kişiye, birinci aşamada “Bu gün seçim olsa oyunuzu hangi partiye verirsiniz?” diye sorulmuş. İkinci aşamada ise “Bugün yerel seçim olsa?” sorusu sorulmuş. 10-26 Haziran 2013 tarihleri arasını kapsayan anketin birinci, yani genel seçim bölümünde AKP’nin oyu yüzde 44.2, CHP’nin oyu yüzde 30.1, MHP’nin oyu da yüzde 15.5 olarak çıkmış. İnanılır, ya da inanılmaz ayrı konu. Bir gerçek var ortada. AKP’nin yüzde elli denilen oyu, 6 puan gerilerken, CHP’nin oyu da yaklaşık sekiz puan yükselmiş. Ülkemizde çalkantılı günler yaşandı. Gezi Parkı olayları var. Başbakan Erdoğan’ın Gezi Parkı olayları başlarken yurtdışına gitmesi. Gezi park olaylarını değerlendirirken “Çapulcular. Tencere tava hepsi eski hava” gibi söylemlerde bulunması. Polisin eylemcilere bber gazı, tazyikli su, cop vb. araçlar kullanması... Ölenler. Yaralananlar. Sürüklenenler. Elbette politik tansiyonu etkilemiştir. Sonuç olarak da iktidar partisinin yüzde 50 olan oy oranı düşmüştür. Aynı ankette yerel seçimlere yönelik değerlendirmede de AKP’nin oyu yüzde 41.5, CHP’nin oyu yüzde 33 ve MHP’nin oyu da yüzde 15.9 olarak seyrederken, politik yorumcular bu değişikliği gene Gezi Parkı ile başlayan gelişmelere bağlamışlardır. Bekleyip göreceğiz, önümüzdeki günlerde neler olacak, anketlerin yönü ne tarafa dönecektir.
Bisikletli çocuklar
Sokak aralarında, hatta ana caddelerde bisikletle dolaşan çocuklar trafiği allak bullak ediyorlar. Bırakın 10-12 yaşlarında olanları beş altı yaşlarında olanların bile bisikletle sokaklarda dolaştığını belirten bir okurumuz “Bunlardan biri taksinin altında kalmak üzereydi. Ödüm koptu. Bereket versin taksici, dikkatli davrandı da, çocuk kurtuldu” dedi. Çocuklarına yaz tatili için bisiklet alan anne ve babalardan biri ise “Söz vermiştim. Takdir alan oğluma bisiklet aldım. Aldığıma da bin pişman oldum. Oğlum ne zaman bisiklete bineceğim dese bizde hanımla peşinden koşuyoruz. Çünkü bisiklete binecek yer yok” diye konuştu.
Gerçekte ilginç. Bisiklet olup, bisiklete binip dolaşacak yer olmayınca neye yarar? Son günlerde başlayan bisiklete bineceklere yönelik çalışmalar hızlandırılmalı. Hızlandırılmalı ki, hem çocuklar rahatlamalı, hem de anne babalar.
Günün yorumu
Sormuşlar adayım demiş
CHP’de yeni belediye başkan adayları çıkmaya başladı. Bunlardan birisi Türk-Harbiş Sendikası Başkanı Hasan Atak, diğeri öğretim üyesi Ali Ulu. Hasan Atak’a “Aday mısınız?” dediğimizde gülerek “Neden olmasın? Gel derlerse gelirim” dedi. Genç Ali Ulu ise “Niyetim var. Görev verilirse alırım. Önemli olan CHP’ye hizmet değil mi?” diye konuştu. Ne diyelim. Her şey gönüllerince olsun.