Kentimizin sembollerinden biri haline geldiğini daha önce ifade etmiştim.
Tepebaşı Belediyesi tarafından gerçekleştirilen
Uluslararası Pişmiş Toprak Sempozyumu…
Hala gitmeye fırsat bulamayanlar telaş yapmasın.
Sempozyum Pazar gününe kadar devam ediyor.
*
Tabi ben de eğer önemli bir programım yoksa sıklıkla gitmeye çalışıyorum ve çalışmaları yakından takip ediyorum.
Hem pişmiş toprak konusunda bilgileniyorum hem de stres atıyorum.
*
Mesela tornada her hangi bir objenin nasıl yapıldığını öğrendim.
İlk denememe rağmen az-çok başarılı olduğumu söyleyebilirim.
Tabi bana tornayı öğreten bir de öğreticim vardı.
Ebru Ertek…
Anadolu Üniversitesi Seramik ve Cam Bölümü son sınıf öğrencisi.
Barcelona’dan gelerek şehrimize konuk olan sanatçı
Penelope Vallejo Gomez’in asistanlığını yapıyor.
*
Peki, konuk sanatçı nasıl bir eser ortaya çıkaracak?
Şöyle anlatayım…
Gomez, Türkiye’ye gelmeden önce harita üzerinde ülkemizi incelemiş.
İncelemesi sırasında
Sakarya Nehri oldukça dikkatini çekmiş ve daha ülkesindeyken Sakarya Nehri’ni pişmiş toprağa dökmeye karar vermiş.
Eser yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladığı günlerde, Gomez’in başarılı asistanlarından Ertek,
Kurtuluş Savaşı’nın en önemli ayaklarından bir tanesi olan ve Sakarya Nehri civarında gerçekleşen
Sakarya Meydan Savaşı’ndan bahsetmiş.
Bunun ardından Gomez,
“Şimdi ne kadar doğru bir karar verdiğimi daha da iyi anladım” şeklinde bir ifade kullanmış.
*
Evet…
Barcelona’dan ülkemize gelen bir sanatçı, Türkiye tarihi ve coğrafyası açısından oldukça önemli olan bir nehri işliyor.
Gözüne, daha büyük nehirler olan Kızılırmak ya da Yeşilırmak değil de Sakarya Nehri çarpıyor.
Niye?
Çünkü orada etkileyici bir ruh var.
Bir diriliş ve direniş var.
Düşmanı Ege Denizi’ne kadar iten ve sonrasında da denize döken bir kahramanlık destanının başlangıcı var.
Yani orada bir milletin kurtuluşu var.
Çağdaş Sanatlar Galerisi
Sanattan başladık, yine sanattan devam edelim…
Geçtiğimiz Cumartesi günü
Odunpazarı Belediyesi’ne ait Çağdaş Sanatlar Galerisi’ni ziyaret ettim.
Galeri oldukça iyi tasarımlanmış.
*
Galeride geçtiğimiz ay düzenlenen Seramik Pişirim Teknikleri Çalıştayı’nda ortaya çıkan eserlerin sergisi vardı.
Birbirinden değerli eserler üretilmiş diyebilirim.
*
Tabi bunun yanı sıra daha önce galeride; Salvador Dali’nin resim sergisi, Hanefi Yeter’in resim-heykel sergisi, Suluboya Günleri sergisi ve atölyesi de gerçekleştirildi.
Buradan görülüyor ki, sanat yelpazesi oldukça geniş tutulmuş.
Üniversitedeki akademisyenlerden ve belediyenin ilgili yetkililerinden oluşan sanat danışma kurulu görevini yapmış yani.
Küratör
İbrahim Karaoğlu’nu da itici güç olarak ayrıca belirtmekte fayda var.
*
Odunpazarı Belediyesi şimdi yeni bir sergi hazırlığında.
Gürbüz Doğan Ekşioğlu’nun “Benim kedilerim” isimli illüstrasyon çalışmaları yakında Çağdaş Sanatlar Galerisi’nde yerini alacak.
Belediye yakında tarihini açıklar diye düşünüyorum.
*
Bu galerinin ayrı bir özelliği daha var.
İçeride bir de
nikah salonu mevcut.
“Sanat galerisinde nikah salonu ne iş” diye sorabilirsiniz.
Enteresan gibi görünüyor ama aslında önemli bir faydası var.
Hayatında bu ve buna benzer mekanların önünden dahi geçmeyecek kitleler, düzenlenen nikah programları sayesinde mekanın ve işlevinin farkına varıyor.
Gerçekleştirilen sergileri geziyor, eserleri inceliyor, bilgi sahibi oluyor vs…
Sonrasında, kaba tabirle
ayağı iyice alışıyor ve etkinlikleri takip etmeye başlıyor.
*
Belediyenin düzeltmesi için bir de
eleştiri sunayım…
Galeriye girdiğimde alanda hiçbir görevli yoktu.
Bilgi almak için ortalıkta görevli aradım.
En son koridorun sonundaki odalara yöneldim ve neyse ki iki görevlinin olduğunu görünce sevindim.
Herhalde yardımcı olurlar diye düşündüm.
Ancak arkadaşlar odada
keyif yapıyorlar.
Koltuklara sanki zamkla yapıştırılmışlar gibi kımıldamıyorlar.
Neyse deyip, selam verip geri döndüm.
*
Bu anlattıklarımla şuraya geleceğim…
Oraya iki tane görevli oturtturuluyorsa, vatandaş sergi salonuna girerken
güler yüzle profesyonel bir şekilde karşılanır.
Galeri ve o gün sergilenen eserler hakkında detaylı bilgi verilir.
Sürekli bağlantı kurabilmek adına
iletişim bilgileri alınır.
Daha sonra
nazik bir biçimde yolcu edilir.
Böylelikle ziyaretçi de, bu memnuniyetini çevresine mutlaka anlatır.
Umarım dikkate alınır…