Prof.Dr. Alper Çabuk

Göç ve Tarım - 3

Geçtiğimiz haftalarda COVID 19 salgını ve tarım/gıda güvenliği konularında yazılar yazmıştım

20 Nisan 2020 09:10
A
a
Sütiş Eskişehir
Geçtiğimiz haftalarda COVID 19 salgını ve tarım/gıda güvenliği konularında yazılar yazmıştım. Bugünlerde bu konu çok konuşulan ve tartışılan konular arasına girdi. Geçen hafta 27. Kabine Toplantısının ardından ulusa sesleniş konuşmasında Cumhurbaşkanımız “Hazine aralarından, özellikle arazilerinden ekilebilir olanları tarıma kazandırmak için ilgili kuruluşlarımız hazırlıklara başladı. Salgın sebebiyle dünyada yaşanabilecek tarım ve gıda ürünleri sıkıntısından Türkiye’nin etkilenmemesi için tüm tedbirleri alıyoruz” vurgusunu yaptı. Bu konuşmanın ardından Tarım ve Orman Bakanımız Bekir Pakdemirli “ekilmedik bir karış tarım toprağı bırakmayacağız” açıklamasını yaptı ve “ kullanılmayan hazine arazilerinin çiftçilerin kullanımına açıldığını, tohum bedelinin yüzde 75’inin ise hibe olarak verileceğini” söyledi.  Bakan Pakdemirli, Euronews’a yaptığı bu açıklamasında “Çiftçilerimizin ekim, dikim, gübreleme, sulama ve bakım faaliyetlerini yürütebilmeleri için tarlaya, seraya, ahıra ulaşmalarını sağlamak amacıyla ilgili bakanlıklarla koordinasyon halinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu an için üreticilerimizin erişim ve dolaşımını engelleyecek bir durum söz konusu değil. Mevcut ekim ve dikim faaliyetleri devam ederken çeşitli nedenlerden dolayı nadasa bırakılan, ekilmeyen tarım arazileri de üretime kazandırılıyor. Boş bırakılan bu tarım arazilerinde; hububat, baklagiller ve yağlı tohumlu bitkilerin ekilmesi suretiyle tarımsal üretimin artırılması ve ülke ekonomisine katkı sağlanmasını hedefliyoruz” dedi. Açıklamasında “uygulamayla 6 bin 700 ton sertifikalı buğday, arpa, kuru fasulye, mercimek, mısır, ayçiçeği, çeltik tohumları 21 ilde, 364 bin dekar alanda ekilecek ve ülke ekonomimize ilave 220 milyon lira değer katmış olacağız. Ayrıca kullanılmayan hazine arazilerini de üretime kazandıracağız. Bu çalışmalarımızı da Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız ile birlikte yürütüyoruz. Bu çerçevede, hazineye ait kullanılmayan tarım arazilerini, örnek ekilişler için çiftçilerimizin kullanımına açıyoruz. Böylece tarım arazilerimizden en etkin bir şekilde çiftçilerimizin yararlanmasını sağlayacağız. Pilot uygulama olarak başlatılan bu çalışmada, ilk etapta 9 milyon 700 bin metrekare alanda ekim yapılacak. Hububat, baklagiller, yağlı tohumlar ve yem bitkileri gibi stratejik ürünlerimizin ekilmesi sağlanacak. Çiftçilerimiz, bu arazileri bedelsiz olarak örnek yaz ekilişler için kullanacak. Hem çiftçimiz hem de ülkemiz kazanacak” diyen Bakan Pakdemirli “bu uygulamada, kadınlara ve gençlere projede pozitif ayrımcılık tanınacağını, kullanılmayan Hazine arazisinin olduğu köylerde ikamet eden çiftçilere, yapılacak olan puanlama sistemiyle öncelik verileceğini” açıkladı. “Tüm bu çalışmalarda tarımsal hasılanın artırılması hedeflendiğinden mevcut ekilen alanların yanında atıl tarım arazilerinin üretime kazandırmış olacağız” diyen Bakan Pakdemirli, “Ekilmedik bir karış tarım toprağı kalmayıncaya kadar, çalışmalarımız devam edecek” vurgusunu yaptı.  Bakan Pakdemirli, “Çiftçilerimizin ekim, dikim, gübreleme, sulama ve bakım faaliyetlerini yürütebilmeleri için tarlaya, seraya, meraya, ahıra ulaşmalarını sağlamak amacıyla başta İçişleri Bakanlığı olmak üzere ilgili bakanlıklarla koordinasyon halinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu anlamda üreticilerimizin, yetiştiricilerimizin erişim ve dolaşımını engelleyecek bir durum söz konusu değil. Ayrıca, tarım işçilerinin hijyen ve koruyucu malzemelere erişiminin kolaylaştırılması, mevsimlik tarım işçilerinin faaliyetlerine devam edecek şekilde nakilleri ve barınma koşullarının düzenlenmesi, hasat edilen ürünlerin pazara arzının kesintisiz bir şekilde ulaştırılmasına yönelik lojistik imkanların sağlanması için de gerekli tedbirlerimizi ilgili kurum ve kuruluşlarla görüşerek alıyoruz” diyerek tarımsal üretimin salgın nedeniyle kesintiye uğramaması için alınan önlemlere de vurgu yaptı.
…………………………
Çok uzun zamandır ifade ettiğim, akademik ve mesleki olarak yaptığım çoğu çalışmada ön plana çıkardığım bir konudur gıda, enerji ve su güvenliği. 21. Yüzyılda bağımsız olmak istiyorsanız, önce can ve mal güvenliğini, ardından gıda, enerji ve su güvenliğini sağlamak zorundasınız. Ülkemizin güçlü güvenlik, savunma ve sağlık sistemi, afet yönetimi çalışmalarında elde ettiği tecrübe ve kentsel dönüşümlerle iyileştirme arayışları düşünüldüğünde can ve mal güvenliğinin sağlanması anlamında dünyanın önce gelen ülkeleri arasında olduğumuzu söyleyebiliriz. Bu açıklamalarla, görüyorum ki,  ülkemizde en az yarım asırdır söylemde kalan tarımsal üretim kapasitesinin artırılması konusunda da bir kararlılık sergilenmeye çalışılacak. Eğer bu çabaları, kentten köye tersine göçü sağlayacak teşviklerle destekleyebilecek olursak, gıda güvenliği anlamında da çok yol kat edilmiş olunacak ve dolayısıyla aslında “Biz bize yeteriz” diyebilmek adına da çok mesafe alınmış olacak. Umarım salgın sonrası ülkemiz gerçekten kendi kendine yetmek adına gıda, enerji ve su güvenliği anlamında önemli hamleleri yapmış olur. Salgının çözümünde beklenen mucizenin sosyal mesafenin korunması ve kişisel hijyene dikkat edilmesiyle sağlanacağı vurgusunun yeniden yaparak, herkese sağlıklı günler diliyorum.

 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi