Gezegenimizi iyileştiren eller

Geçtiğimiz Cumartesi Günü Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü’nü kutladık. Peyzaj mimarlığı çoğu kişi tarafından yanlış anlaşılan, hatta telaffuz dahi edilemeyen bir meslektir. Ben sıklıkla ülkemizde peyzaj mimarlığı eğitimi alan peyzaj mimarları adaylarının şu tür bir diyalogla karşı karşıya kaldıklarından eminim:
 

• Ne okuyorsun?
• Peyzaj Mimarlığı…
• Peysaj…
• Yok, hayır peyzaj…
• Tamam işte peysaj mimarlığı değil mi…
• Hayır, peyzaj mimarlığı…
• Hııı…Peki…Peyzaj mimarlığı… Bahçe yapcan yani…
• Yok bahçe yapanlar, bahçıvan…
• Bahçe yapmayacaksan, sen ne yapcan peki?

 
İşte bu noktada  ne desen boştur artık. Peyzaj Mimarları Odası Genel Merkezi bu yıl Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü vesilesiyle yayınladığı bildiride bu sorunun yanıtını şu şekilde vermiş:
 
“Peyzaj Mimarlığı, yapıların içinden çıkarak onları çevreleyen kenti ve tüm kırları; kentin içerisinde yürürken adımladığımız sokakları, meydanları, caddeleri, toprağı, taşın soğukluğunu, bir kentin siluetinden, kentin dışına doğru seyrederken etrafımızı çevreleyen bozkırları, ormanları, gölleri, denizleri, bastığımız toprağın ve taşın altındaki bitki köklerini, su canlılarından, kentlerin oluşturduğu bölgelerden ülkemizi, oradan evreni kucaklayan bir meslek dalı olarak soluk alıp veren vermeyen her zerreyi kapsamaktadır”.
 
 
Biraz karışık geldi, değil mi? Hiç dolandırmaya, karıştırmaya gerek yok, anlaşılmayacak. Bu yüzden, ben bu noktada verilecek en doğru cevabın şu olduğuna inanıyorum...
 

• Yok… Dünyayı kurtaracağım…

 
Dervişe “en zor olan nedir” diye sormuşlar. Derviş; "sözdür” demiş; “anlatması da zor... anlaması da”...Hiç lafı dolandırmayacağım. Anlaşılmak istiyorsan, anlaşılır olacaksın. Peyzaj mimarlığı, etrafımızı kuşatan doğal, kültürel ve fiziksel çevrenin, gelecek nesillere aktarılması için tasarım, planlama, uygulama ve doğa onarımı çalışmaları yapan, yönetim planları hazırlayan  bir meslek disiplinidir. Başka bir deyişle peyzaj mimarları, kentsel ve kırsal çevreyi daha yaşanabilir kılan tasarımlar ve planlamalar yaparken, bir yandan da bozulmuş çevrenin onarılması için çalışmalar yapan; dünyamızın, çocuklarımızın geleceğini güvence altına alan kişilerdir…
 
Her gün on binlerce kişinin açlıktan, afetlerden ya da temiz su kaynaklarına erişemediği için hayatını kaybettiği, yaşamımızın kaynağı olan doğal kaynakların, verimli tarımsal toprakların ve soluduğumuz hava için ihtiyaç duyduğumuz ormanların hızla tahrip olduğu, yaşanan afetler ve küresel iklim değişiklikleri nedeniyle her geçen gün daha da yaşanmaz hale gelen dünyamızda, peyzaj mimarları yaşadığımız gezegeni nazikçe tasarlayan ve daha yaşanabilir kılan ellerdir… Kimi zaman bu eller, her geçen gün biraz daha hastalanan gezegenimizde tahrip edilmiş yerlere şifa veren eller olur, buraları tekrar yaşanabilir hale getirir.
 
İşte Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü, geçtiğimiz Cumartesi günü o değerli ellere atfen, yine sessiz sedasız kutlandı… Peyzaj mimarlığının geleceğimiz için öneminin anlaşıldığı ve yasal yönetsel çerçeveyle çalışma alanlarının tanımlı hale geldiği ve güvence altına alındığı, daha iyi günlerde, daha nicelerini kutlamak ümidiyle buradan yeniden ifade etmek ihtiyacı duyuyorum. Bu şehirde, Eskişehir’de Peyzaj Mimarlığı Odası’nın bir temsilciği, elliye yakın üyesi var. Yaşadığınız yeri daha yaşanabilir kılmak ya da tahrip edilmiş yerleri yeniden yaşanabilir kılmak için göreve hazırlar...