Prof.Dr. Alper Çabuk

Geleceği Kurtarmak ve Buna Bugün Başlamak

Geçen haftaki yazımda, “bir insanın dünyayı olumlu şekilde değiştirebileceği fikrine” yeniden inanmamı sağlayan ve şu an Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’ne katılmak için ABD’de olan 16 yaşındaki İsveçli Greta Thunberg’ten bahsetmiştim

30 Eylül 2019 09:25
A
a
Sütiş Eskişehir
Geçen haftaki yazımda, “bir insanın dünyayı olumlu şekilde değiştirebileceği fikrine” yeniden inanmamı sağlayan ve şu an Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’ne katılmak için ABD’de olan 16 yaşındaki İsveçli Greta Thunberg’ten bahsetmiştim. Başlangıçta iklim değişikliklerine dikkat çekmek için bireysel bir eylem olarak Cuma günleri okula gitmeyip, okul grevi ve eylemler düzenleyen Greta’nın bu eylemleri kısa sürede kitlesel bir harekete dönüştü ve sesini dünyanın en önemli konferanslarında yaptığı konuşmalarla ve politikacılarla yaptığı görüşmelerle duyurdu. Bir otizm türü olan Asperger sendromuna sahip olan, yalnızca çok gerekli zamanlarda konuşan Greta, otizme bağlı bu farklılığı nedeniyle kendi ifadesiyle “sosyal oyuna katılmayı sevmiyor, yalan söyleyemiyor ve söylediği bir şeyin aksini yapamıyor”. 
Seçici konuşmamazlık teşhisi olsa da, her konuştuğunda taşları yerinden oynatıyor Greta. Örneğin yol açtığımız küresel iklim değişiklikleri nedeniyle bizlere soruyor: “Bile bile kitlesel bir yok oluşa mı neden oluyoruz? Biz cani miyiz?” 
Politikacılara hitaben “Eğer böyle davranmaya devam ederseniz başarısız olacaksınız. Eğer başarısız olursanız da insanlık tarihinin en kötüleri olarak anılacaksınız” diyor. 
Dünya liderlerine ve iş insanlarına “Benim her gün hissettiğim korkuyu sizin de hissetmenizi istiyorum. Tıpkı kriz anlarında olduğu gibi harekete geçmenizi istiyorum. Eviniz yanıyormuş gibi… Çünkü olan bu” diye sesleniyor. 
Ama her konuşmasındaki en önemli vurgu şu: “Geleceği kurtarmak ve buna bugün başlamak”. 
Geçen hafta ülkemizde ulusal basında ve sosyal medyada da çok adı geçti Greta’nın. Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne imza koymamıza rağmen, yüksek karbon emisyonu yaratmaya devam ederek çocukların geleceğini tehdit altına aldığımız için, Fransa, Almanya, Brezilya, Arjantin ile birlikte bizi Birleşmiş Milletlere şikayet etmesi nedeniyle bazı basın kuruluşları ve sosyal medya hesapları, yayınladıkları yazılarla ve paylaşımlarla Greta’yı adeta yerden yere vurdular; hatta bazıları Greta’nın farklılığını bir alay konusu yaptı. Oysaki Greta’dan biz yetişkinlerin öğrenmesi gereken çok şey var. Öncelikle neden olduğumuz küresel iklim değişiklikleri nedeniyle on binlerce yılda kurduğumuz medeniyetimizin hızla sonunu getirdiğimiz ve acil olarak bir şeyler yapmak zorunda olduğumuz. Sık sık söylediğim bir konu var, 21. yüzyılın en önemli gündem maddesi küresel iklim değişiklikleri, dahası yok… Greta’dan öğrenmemiz gereken diğer şey ise otizmin bir farklılık olduğu, hastalık değil… 
Otizm deyince belirtmeden geçmek olmaz; Anadolu Üniversitesinden Doç. Dr.Onur Kurt’un danışmanlığında, Arş. Gör. Dr. Erkan Kurnaz tarafından yürütülen “Otizmli Çocukların Sosyal İletişim Becerilerinin Geliştirilmesi” başlıklı doktora tezi, YÖK 2019 Üstün Başarı Ödülüne layık görüldü. Afet ve acil durum yönetimi alanında ortak çalışmalar gerçekleştirdiğimiz, birlikte Anadolu Üniversitesi Afet ve Acil Durum Yönetimi Önlisans Programı’nda görev yaptığımız ve en son 2019 yılı başında Eskişehir’de Eskişehir Valiliği, AFAD Eskişehir İl Müdürlüğü, Eskişehir Teknik Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi ev sahipliğinde, İçişleri Bakanlığı ve AFAD’ın koordinasyonunda düzenlenen Özel Gereksinimli Bireyler İçin Afet Risklerinin Azaltılması Çalıştayı’nın organizasyonunda birlikte yer aldığımız Onur hocanın bu başarısı bizleri gururlandırdı. Kendisini, doktora öğrencisini ve çalıştığı kurumda ve enstitüde bu başarının ortaya çıkmasında bugüne kadar emeği geçmiş herkesi kutluyorum. 
……………………
Bugün de her zamanki gibi, afet dedik, özel gereksinimli bireyler dedik, iklim değişiklikleri dedik, afet risklerinin azaltılması dedik. Bunları demişken, sadece kendini meydana geldiğinde anımsatan depremden bahsetmedik… İstanbul geçtiğimiz hafta 5.8 büyüklüğünde bir depremle “hafifçe” sallandı malumunuz. Böylece kendini anımsatarak, 1999 Marmara Depreminden bu yana yaptıklarımızın veya yapmadıklarımızın yeniden konuşulmasına neden oldu. Önemli değil, hafifçe salladı ya, birkaç haftaya unutulur, her şey normale döner. Ama hep söylediğim ve yaptığımız çalışmalarda ön plana çıkardığımız gibi depremler gezegenimizi yaşanabilir kılan güzel doğa olayları. Depremlere karşı yapılması gereken şey çok basit; gezegenimizi ve onu oluşturan sistemleri anlamaya çalışmak -ki bugünkü teknolojiyle ve bilgi birikimiyle bu çok kolay- ve gezegenimize ve onu oluşturan sistemlere uyumlu şekilde tüm faaliyetlerimizi yapmak. Hepsi bu kadar… Bu 5.8’lik depremin ardından yeniden anımsanan sorulara yanıt vermek, tüm bilim insanlarının ve uzmanların açıklamalarında yer aldığı gibi, ‘Deprem olacak mı, olacak…’; ‘Büyük mü olacak, çok mu yıkıcı olacak, olacak…’ demesi de çok kolay. Yine bu yıl Eskişehir Teknik Üniversitesinde gerçekleştirdiğimiz Uluslararası Afet ve Dirençlilik Kongresinde “olacak”lar değildi ana tema… Bu olacaklara karşı dirençliliğimizi artırmak için neler yapmamız gerektiğiydi. Bu kongrede ifade edilenleri, sunulan çalışmaları dikkate almazsak ne mi olacak? Onu da Kandilli Rasathanesi Müdürü Haluk Özener hocamızın ifade ettiği gibi ben de şöyle özetleyeyim:
 “Gitgide sona yaklaşılacak.”
Küresel iklim değişiklikleri ve diğer tüm afet risklerine karşı yapılması gerekenler için de son bir şey söylemek adına Greta’nın tavsiyesiyle başladık ve onun tavsiyesiyle de bitirelim yazımızı: “Geleceği kurtarmamız ve buna bugün başlamamız lazım… Bunun için de tıpkı kriz anlarında olduğu gibi harekete geçmemiz gerekiyor. Eviniz yanıyormuş gibi… Çünkü olan bu.”
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi