Yaşamın İçinden
Geçmiş geldi aklıma
Yıl 1984.
Hanefi Demirkol Eskişehir Valisi.
Rahmetli Sezai Aksoy Eskişehir Belediye Başkanı’ydı.
Aynı kente hizmet eden iki görevlinin yıldızı bir türlü barışmamıştı.
Eskişehirliler çok iyi bilirdi.
Vali Demirkol “beş vakit ”, Başkan Aksoy ”akşamdan akşamaydı.”
Dahası ikisinin de siyasi görüşleri ayrıydı.
Politikayla ilgilenenler bilir, Demirkol rahmetli Erbakan’ın partisinden milletvekili seçilmişti.
Buna karşın.
Ne Vali Demirkol’un ne de Aksoy’un ağzından birbirini için tek söz duyulmamıştı
Yaşça hangisi büyüktü tam bilemiyorum.
Ama, Sayın Demirkol’un zaman zaman Aksoy’a hizmete yönelik çalışmalarda ağabeylik yaptığını biliyorum.
Önder Baloğlu hatırlar.
Ben Aksoy’un, o da Demirkol’un makam aracıyla, aynı saatte, arka arkaya şimdiki Demirkol Tesisi’ni gezerken gülmüştük.
--//--
Eskişehir’de halen unutulmayan valilerden, Ali Fuat Güven başta olmak üzere, Sami Sönmez’i, ardından Kadir Çalışıcı’yı hatırlıyorum.
Onlar valiydi. Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen Belediye Başkanı.
Ve kentsel konularda, bu üç valiyi Büyükerşen ile yan yana görmüştük.
Daha sonra ne olduysa oldu.
Valilerle Büyükşehir arasına soğuk hava girdi.
Mehmet Kılıçlar döneminde başlayan bu manzara ne yazık ki, halen Kadir Koçdemir’li günlerde de sürüyor.
--//--
Kent yöneticilerini bir araya getiren kravatsızlar toplantısı başladığı gibi sona erdi.
Oysa “birlik beraberlik” demiştik.
Olmadı.
En son ”Kültür Başkentliği” olayında denebilir ki, “Valilik- Büyükşehir” bağları koptu.
Büyükerşen’in istifa olayına “ Yasal değil, olmaz” filan diyenlerin aksine Vali Koçdemir yönetimini tamamladı.
Üstelik hiçbir açıklama yapmadan.
--//--
Diyeceksiniz ki,
“Bu kırgınlık ve dargınlığın altında yatan gerçek nedir?”
Kestirmeden belirteyim.
Kimse tarafsızız falan demesin.
Olay politiktir.
Yılmaz Büyükerşen’in iktidara karşın üç dönemdir, Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesidir.
Açık konuşmak lazım.
Büyükerşen iktidar yanlısı olsaydı, ortada kırgınlık ve dargınlık kalır mıydı?
Geçmişi ve içinde bulunduğumuz gelişmeleri hatırladığım için yazdım bunları.
Kimse darılıp gücenmesin. Gerçek bu çünkü.
Günlerin getirdiği
Kapanacak belediyeler rahatsız
Eskişehir’de Dümrek, Bozan, Gümüşkonak, Alpagut, Kayakent, Yunus Emre, Laçin, Kırka, Doğançayır ve Nasrettin Hoca başta olmak üzere 13 belde belediyesi büyük olasılıkla tarihe karışacak. Bu belde belediyelerinden Doğançayır’ın dışında kalanların tümü yanılmıyorsam AKP’lidir. Yalnızca Doğançayır Belediyesi’ni CHP kazanmıştı. Şimdi bir belde CHP’den, 12 Belde AKP’den kaybolacak demektir. Hatırlarsınız. Doğançayır beldesinde resmi olmayan bir refarandum yapılmış “Belde belediyenizin kapanmasını istiyor musunuz?” sorusuna şirin belde Doğançayır’dan 2 kişi hariç 954 vatandaş “hayır” yanıtını vermişti. Önceki gün Sıcaksular’da kahvede arkadaşla otururken, şahsen tanıdığım, ama ismen hatırlamadığım bir vatandaş “Abi bizim belediye kapanacak mı?” diye sordu. Sonradan tanıştık bu kişiyle. Bozanlıymış. Dedi ki “Doğançayır’ı duyduk. Bizim belediyemiz de kapanacaklar arasında. Arkadaşlarla konuştuk. Bozan’da da oylama yapacağız. Hatta bu eylemimizi yaygınlaştırıp, 13 beldeyi de içine alan bir eylem yapmayı düşünüyoruz. Kimse belediyemizin kapanmasını istemiyor çünkü.” Anlattım kendilerine. Yerel yönetimler yasa tasarısının henüz kanunlaşmadığını söyledim ve “Sesinizi duyurmanız yararlı olur. Bu tepkinizi beldelerinize gelen AKP’li vekillere de duyurun”dedim. İlginç bir durum. Kapanacak belde belediyesi sakinleri endişeli. Ama ne yapacakları konusunda kendilerine destek veren yok. Acaba diyorum. Bu konu da CHP il örgütü bir şeyler yapamaz mı?
Bu tabela unutuldu galiba
Muttalıp köprüsü yıkılalı aşağı yukarı yedi yıl oldu. Köprünün yıkılma gerekçesi demiryolu hattının yer altına alınmasıydı. Ne yazık ki, Şeker Fabrikası’na yakın bir yerden başlayan kazı çalışmaları, bir türlü şehir dışına çıkmadı. Durum onu gösteriyor ki, bu kış döneminde de çıkacağa benzemiyor Muttalıp köprüsünün yarısı trafiğe açık. Buradan araçlar kendi bildiklerine göre geçiyorlar. Her tren geçişinde ise, gene yol kapanıyor. Araçlar uzun kuyruklar oluşturuyor. Çok ilginç. Trafik ekiplerinin gözü önünde kurallar çiğnenip, insanların mal ve canları tehlikeye giriyor. Kamyonlar, tırlar, kocaman otobüsler ile onlarca özel oto yıkılan Muttalıp köprüsünün yerinde bedava park yapmanın zevkini çıkarıyor. Vatandaş rahatsız. Ama başvuracak makam bulamıyor. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi, mezbeleliğin tam orta yerine ise, insanlarla alay edilircesine “ T.C. Ulaştırma Bakanlığı, TCDD Genel Müdürlüğü, Hızlı Tren inşaatı. Verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz” yazılı büyük boy bir tabela konmuş. Vatandaşlar soruyorlar “Bu tabelanın anlamı kaldı mı? Kalmadıysa kaldırılsın artık.”