Gıda ürünleri, mal ve hizmetlerin; kur artışları, yani devalüasyonlar ve pandeminin etkisiyle enflasyondan daha fazla yükselmesine tanık olduğumuz bir 4 yılı yaşadık, yaşamaya devam ediyoruz.
Gıda ürünleri, mal ve hizmetlerin; kur artışları, yani devalüasyonlar ve pandeminin etkisiyle enflasyondan daha fazla yükselmesine tanık olduğumuz bir 4 yılı yaşadık, yaşamaya devam ediyoruz.
Bazı gerçekleri daha iyi görebilmek için Temmuz 2020 - Temmuz 2024 yılları arasında yani enflasyonun artış eğilimi gösterdiği yılları baz alarak bazı hesaplamalar yaptım sizler için.
Asgari ücret son 4 yılda, 2 bin 324 liradan 17 bin 2 liraya yükseldi.
4 yıllık artış oranı yüzde 631,5 oldu.
Aynı dönemde, bir profesörün maaşı yaklaşık 10 bin liradan geçen yıl verilen seyyanen 8 bin 77 lira zam dahil 80 bin liraya çıktı. Bu ücrete açıklanan enflasyon rakamlarına göre bu ay yapılacak yüzde 19,31’lik artış dahil.
Memur maaşlarındaki artış oranı 4 yıl için yaklaşık yüzde 700.
En düşük emekli maaşının 4 yıllık artışına baktığımızda da durumu farklı değil.
Yüzde 25 zamlanacağını düşünüp en düşük emekli maaşının 10 bin liradan 12 bin 500 liraya çıkacağını ön görsek bile artış oranı yüzde 733 oluyor.
Peki bazı temel besin kaynaklarında 4 yıllık artış oranları nasıl?
Son 4 yılda 200 gram ekmek 1,20 liradan yüzde 900’lük artışla 12 liraya, 1 kilogram kıyma 52 liradan yüzde 1.009 artışla 577 liraya, 1 litre süt 3,75 liradan yüzde 646 artışla 28 liraya çıktı.
Ürünleri çoğaltmak mümkün.
Enflasyonla mücadeleyi zorlaştıran en önemli sorunlardan biri enflasyonun kronikleşmesi, piyasada mal ve ürün fiyatlarındaki artışların kanıksanmasıdır.
Son 4 yıl için memur, emekli ve asgari ücretlilerin maaş artışlarını baz aldığımızda, temel bazı mal ve ürünlerin fiyat artışlarının ne kadar gerisinde kaldığını görebiliyoruz.
Enflasyonla mücadele programı ve kamuda tedbir paketinden sonra yeni vergi düzenlemeleriyle yama tutmayan bütçeye ek gelir elde etmek isteyen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bunu da değim yerindeyse “halkın sırtından kurban keserek” gerçekleştirmek niyetinde.
Merkez Bankası, yüzde 70 olan mevcut tüketici enflasyonunu bu yıl sonunda yüzde 38, gelecek yıl sonunda yüzde 14 ve 2026’da ise yüzde 9’a çekmeyi hedefliyor.
Tabii ki bu hedeflerin tutması şu an için pek mümkün görünmüyor…
Ancak asıl sorun şu…
TL’nin satın alma gücü, gıda, mal ve hizmetlerin artışının gerisinde kaldı.
Emekli, memur, işçi, asgari ücretli gibi dar ve sabit gelirlilerin maaşları artık piyasanın gerçek rakamlarının çok ama çok altında kaldı.
Enflasyondaki düşüşün yaratacağı pozitif etki bile, artık parasının satın alma gücü gerilemiş milyonlarca kişinin yoksulluğunun önüne geçemeyecek durumda.
Artık bu makas çok açıldı.
Her zamanki gibi yanlış ekonomi politikalarının faturasını iktidar değil maalesef yoksul yurttaş ödüyor.
Yazık.
CHP İl Danışma Kurulu’nun şifreleri!
Son söyleyeceğimi ilk söyleyerek başlayayım.
Edindiğim bilgilere göre CHP’nin Odunpazarı Belediyesi Hasan Polatkan Kültür Merkezi’nde düzenlenen İl Danışma Kurulu Toplantısı hararetli konuşmalara ev sahipliği yaptı.
CHP’nin 3 milletvekili ile belediye başkanlarının tam kadro katıldığı toplantıda, eski Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen de yer aldı ama konuşma yapmadı.
Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, her zamanki nezaketiyle parti içi birlik ve beraberliğin önemine işaret ederken, vekillerden İbrahim Arslan, sol politikalara duyulan ihtiyaca ilişkin önemli tespitlerde bulundu.
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, örgütlenme konusunda gördüğü eksiklikleri gündeme getirerek İl Başkanı Talat Yalaz’ı isim vermeden üstü örtülü eleştirirken, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ise kendisi hakkında ithamlarda bulunanları hedef alarak “ağır” denilebilecek bir konuşmaya imza attı.
Bu arada il kadın kolları ile il gençlik kolları başkanlığı seçimleri öncesi belediyelerin destekledikleri adaylar üzerinden bir çekişme yaşanacağı şimdiden görünüyor.
CHP üyelerinden söz alıp artık gerginlik ve çekişmelerin geride kalıp, iktidar olmak istediklerini dile getirenler oldu.
Cesur eleştirilerin dile getirildiği İl Danışma Kurulu Toplantısı demokratik bir ortamda, CHP kültürüne uygun bir şekilde yapıldı.
Darısı diğer partilerin başına.