Gazeteciler gününü kutlamadık

10 Ocak Çalışan Gazeteciler günümüzü kutlayan bütün dostlarımıza teşekkür ederiz. Aslında biz gazetecilerin çok günü var. Ben en çok 24 Temmuz’u seviyorum; basında sansürün kaldırıldığı gün. Bu arada 21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü de var.
1961 yılında gazetecilerin özlük haklarının tanınmasıyla birlikte bazı gazete patronları, gazete çıkartmama kararı alır. Buna tarihimizde “9 Patron olayı” adı verilir. Bunun üzerine basın emekçileri “Basın” adı altında bir gazete çıkarır ve patronlara karşı bayrak açarlar. Nihayetinde gazetecilerin istekleri 10 Ocak 1961’de kanunlaşır ve 10 Ocak tarihi o günden bu güne kutlanır.
Bugün gazeteciler üzerinde 9 patron belki yok. Arcak çok daha güçlü bir hükûmet baskısı var. Ayrıca yerel yönetimler de basın üzerinde baskı kurabiliyor. Dolayısıyla 2024 Türkiye’sinde 10 Ocak 1961’in çok daha gerisinde olduğumuzu söyleyebilirim.
Umarın bundan sonraki 10 Ocakları çok daha özgür ve mutlu bir biçimde kutlarız. Çünkü 10 Ocak 2024 Türkiye’sinde biz hiçbir şeyi kutlamadık. Hiçbir zengin çocuğunun bize sadaka vermeye kalkmadığı, gazetecilerin “Milliyetçilik yapmak” suçundan zindanlara tıkılmadığı günlerin özlemi içindeyiz. 

Toprağı değil vatanı savunuyorlar

Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Selma Güder, ES TV’de Sonhaber Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ayşegül Hümmet’in konuğu oldu. Hümmet’in sorularını cevaplayan Selma Güler, “Bu bölgede maden aranmayacak, siyanür gelemeyecek diyemeyiz. Benim şahsi öngörüm şudur: 31 Mart seçimleri bekleniyor olabilir. O yüzden hazırlıklı olmamızda fayda var” ifadelerinde bulundu.
Selma Güler’in bahsettiği konu Cengiz Holding’in Eskişehir’de altın arayacak olması.
Normal koşullarda Eskişehir’de bir maden çıkartılmasına sevinmek gerekir. Hele ki “Altın” denildiği zaman insanın içi ürperiyor.
Ancak işin içinde AK Parti’ye yakın “Yandaş” müteahhitler olunca yoğurdu üfleyerek yemek istiyoruz. Dolayısıyla Selma Güler’e katılıyorum; 31 Mart seçimlerinden sonra her şey olabilir.
Biz bunu daha önce Alpu Termik Santralinde de görmüştük. Nihayetinde Eskişehir’in tabiatına dokunmak isteyenler, karşılarında bilinçli ve vatansever Eskişehirlileri bulacaktır. Zira toprağı savunmak, zaten vatanı savunmak anlamına geliyor.