Dün kaleme aldığım “CHP’deki baskı meselesinin iç yüzü” başlıklı yazımın sonunda, CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü’nün ifadelerinde özellikle yorumlanması gereken bazı ayrıntılar olduğunu, bu ayrıntıları daha sonra yorumlayacağımı ifade etmiştim.
*
Bugün yorumlamanın faydalı olduğu kanaatindeyim.
*
Jale Nur Süllü, Erdal Şanlı’nın eşi Sevgi Şanlı’ya ne demişti?
Şunu:
“Bak şimdi ne olacağı belli değil, kurultay olmaz da genel başkan değişmezse ne olacağı belli olmaz.”
Peki Süllü, Erdal Şanlı’ya ne demişti?
Şunu:
“Yarın öbür gün imza veren olarak, seni destekleme pozisyonumuzu elimizden alma.”
Bunlara ek olarak Erdal Şanlı’nın ifadesine göre Süllü, Şanlı’ya ne demişti?
Şunu:
“Biz seni seviyoruz, biz dostuz, yarın öbür gün belediye başkan adaylığı sorun olabilir.”
*
Yukarıdaki ifadelerden anlaşılan ne?
Her iki taraf da kurultaya ilişkin yaptıkları telefon görüşmelerinin iyi niyetli olduğunu ifade etse de…
Jale Nur Süllü’nün Erdal Şanlı’ya “imzanı çek” şeklinde bir ifadesi olmasada…
Süllü’nün ifadelerinin anlamı şu:
Erdal Şanlı’nın imzasını çekmesi, siyasi geleceği açısından en doğru hamle.
Ve eğer bu ifadeler iradeli bir siyasetçiye söylenmemiş olsaydı, belki de bugün o siyasetçi imzasını geri çekmiş olacaktı.
Yani burada psikolojik bir baskı olduğunu söylememiz yanlış olmaz.
*
Kaldı ki Süllü, açıklamasının bir bölümünde ne diyor?
Şunu:
“Bakın hatta Genel Başkanımız Utku Bey’le bana, ‘hangi ilçeyi kiminle alabiliriz, araştırın’ talimatını verdi. ‘Bir an önce ilçelerdeki adaylarımızı belirleyelim ve o isimler çalışmalara başlasın’ dedi.”
Bu ne demek oluyor?
İmza veren belediye başkanlarının bir daha aday gösterilip gösterilmemesi hususunda önemli bir mesaj demek oluyor.
*
Jale Nur Süllü’nün, dikkatimi çeken bir açıklaması daha var.
Nedir o açıklama?
Şu:
“Kurultayı kim istiyor? Kim başlattı bu işi? Yaşar Tüzün’ü tenzih ederek söylüyorum… Ya vekil olamayanlar ya da çatışmaya girenler başlattı. Şimdi onlar, ‘ben olsam düzeltirim’ mantığındalar. Şimdi düzeltebilirsin, gel yardımcı ol, katkı ver, hep birlikte düzeltelim. ‘Ben olursam düzelir’ mantığı doğru değil. Bu mantıkta olanlar 24 Haziran seçimlerinde neredeydiler? Ortada yoklardı. Ya şimdi? Kurultay isteyenler koltuk derdinde. Bu koltuk sevdasıdır.”
*
Yukarıda okuduğunuz açıklama, Eskişehir özelinde kimi ilgilendiriyor?
Bu sorunun yanıtı oldukça basit.
Tabii ki Gaye Usluer’i!
Usluer önceki dönem CHP Eskişehir Milletvekiliydi ancak 24 Haziran parlamento seçimi öncesi listeye giremedi.
Ancak CHP Parti Meclisi üyeliği hala devam ediyor ve olağanüstü kurultay isteyen isimlerin başında geliyor.
İmza sürecinde oldukça etkili olduğunu ve isminin sıklıkla gündeme geldiğini de net bir biçimde söyleyebiliriz.
*
Süllü’nün ifadelerine göre…
Usluer,
24 Haziran seçimlerinde ortada yoktu.
Usluer,
Çatışmacı.
Usluer,
Koltuk sevdalısı.
*
Evet…
Jale Nur Süllü’nün açıklamaları içerisinden dikkatimi çeken bölümleri aktarmaya ve yorumlamaya çalıştım.
Ve şu sonuca vardım:
CHP’deki kavga bitmez!
Yazık…
CHP’de olağanüstü kurultay isteyen muhaliflerin imza toplama süresi sona erdi.
Bununla beraber artık Perşembe gününü bekleyeceğiz.
Çünkü muhalifler, toplanan imzaları Perşembe günü teslim edeceklerini ve olağanüstü kurultay isteyeceklerini ifade ediyorlar.
Ancak yeterli sayıda imzanın toplanıp toplanmadığını bilemiyoruz.
Dedim ya, Perşembe gününü bekleyeceğiz ve yeterli imzanın toplanıp toplanmadığını göreceğiz.
*
İmza toplama sürecinde şaşırmadığımız birçok olay yaşandı.
Hem iktidar kanadı tarafından, hem de muhalifler tarafından hiç de tasvip edemeyeceğimiz eylem ve söylemlere şahit olduk.
CHP’nin birbirini yeme hastalığı yine nüksetmişti.
*
Bu noktada Eskişehir özelinde neler yaşandı?
CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü ve Han Belediye Başkanı Erdal Şanlı arasında geçen konuşmaları zaten biliyorsunuz, dün ve bugün bu konuşmaları aynen aktardık.
Ancak yukarıda saydığım iki ismin arasında geçen diyalog dışında kulağımıza ciddi bilgiler geldi.
Öyle ki birazdan aktaracaklarımın, CHP gibi köklü bir parti için
utanç kaynağı olacağını söyleyebilirim.
*
CHP kulislerinde şu üç şey konuşuluyor.
PARTİDEN İSTİFA ETTİ
- CHP İl eski Başkanı Erman Gölet döneminde, Disiplin Kurulunda görev yapan Betül Duman isimli bir partili var. Duman aynı zamanda avukat. Kurultay delegesi de olan duman, olağanüstü kurultay isteyenlerden. Ancak şahsına üst düzey CHP’liler tarafından öyle büyük baskı yapılmış ki önce kurultay delegeliğinden istifa etmiş, sonrasında bu durumu içine sindiremeyip partiden istifa etmiş.
KURULTAY İSTİYORDU
- Sema Yavuz da olağanüstü kurultay isteyenlerdenmiş. Ancak Yavuz’un ablası belediyelerden birine işe alınmış. Yavuz böylelikle vazgeçirilmiş.
ŞENEL VAZGEÇMEDİ
- Yine oldukça kudretli bir CHP’li, Hacı Bektaş-i Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı İsmail Kılıç’la görüşmüş. Peki, niye görüşmüş? Şöyle anlatayım… Gülnur Şenel imza veren bir kurultay delegesi. Aynı zamanda Muharrem Şenel’in eşi. İsmail Kılıç, kudretli CHP’liyle görüştükten sonra Muharrem Şenel’i arayıp eşini ikna etmesini ve imzasını çekmesini sağlamasını istemiş. Ancak böyle bir istek kabul görmemiş, Gülnur Şenel imzasını çekmemiş.
*
Tüm bunları okuduktan sonra ne denebilir ki?
Yazık, çok yazık…
CHP’deki korkunç iddia!
Halk TV Genel Müdürü
Şaban Sevinç’in çok konuşulan bir iddiası var. Söz konusu iddiayı ilk gündeme getiren kişi Habertürk yazarı Sevilay Yılman oldu. İddia sonrası CHP Genel Başkan Yardımcısı
Tuncay Özkan Habertürk TV’ye bağlanarak iddiayı yalanladı. Özkan’dan sonra yayına bağlanan Sevinç ise iddiasının arkasında durdu.
*
Peki, neydi bu iddia?
CHP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan ve Halk TV Genel Müdürü Şaban Sevinç, 24 Haziran seçimlerinden üç gün sonra, yani 27 Haziran 2018 tarihinde saat 10.00 sularında Tucay Özkan’ın CHP Genel Merkezi’ndeki odasında görüşmüşler.
Görüşme sırasında Özkan, Sevinç’e şunu söylemiş:
“CHP'de parti organları dışında bir karar merkezi var. Kılıçdaroğlu parti kararlarını o bilinmeyen merkezden gelen telkinlerle alıyor. Bu merkezi hâlâ çözemedim.”
*
İddiayı okudunuz.
Bu iddiayla birlikte Özkan ve Sevinç birbirine girdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bu iddia üzerine Özkan’la muhakkak görüşmüştür.
Ancak ne görüştüklerini bilemiyoruz.
İddianın doğruluğunu ve yanlışlığını da bilemiyoruz.
*
Ancak bildiğimiz şu ki, CHP freni boşalmış bir kamyon gibi hızına hız katarak çarşıya doğru sürükleniyor.
Eğer önlem alınıp durdurulmazsa, hem parti, hem de çarşı da bulunan partili, büyük bir tehlike altında!