CHP’nin grup başkanvekilleri belli oldu.
Bizi ilgilendiren adaylar Eskişehir Milletvekilleri Gaye Usluer ve Cemal Okan Yüksel.
İkisi de adaydı ancak ikisi de grup başkanvekili olamadı.
*
Geçtiğimiz Pazartesi günü yazdığım ve dün de hatırlattığım,
“Yemezler” başlıklı yazımda, her iki vekilin de grup başkanvekili seçilebilmelerinin neredeyse imkansız olduğunu ve sonuçlar belli olduktan sonra yapacakları açıklamaları merak ettiğimi belirtmiştim.
*
CHP PM Üyesi ve Eskişehir Milletvekili olan Gaye Usluer, esgundem26.com’a konuya ilişkin açıklama yaptı. Açıklamasında burnundan kıl aldırmayan Usluer, Eskişehir medyasının grup başkanvekilliği konusunda yanlış değerlendirmeler yaptığını ifade etti.
Usluer’in açıklamasından, kendisinin tamamen haklı, Eskişehir medyasının tamamen haksız olduğu ortaya çıkıyor.
Tabii ki Usluer’e saygımız var.
Biz nasıl eleştiriyorsak, kendisinin de eleştiri yapması en doğal hakkı.
*
Tabi Usluer’in eleştirisi sadece medyaya dönük değil.
Açıklamasının bir bölümü, mensubu olduğu partiyi de suçlar nitelikte.
Usluer’in açıklamasının o bölümlerini paylaşıyorum:
- “Bir yeni parti kuruldu. Kurulan partinin kurucusu bir kadın. Kadın ve gençlik söylemiyle yola çıkan bir partiye karşın, AKP’de ve HDP’de grup başkanvekilleri, meclis başkan vekilleri kadınken, CHP’ye de yakışan tavrın böyle olması gerektiği düşünüyorum. Ben veya bir başkası… Yaptığımız siyaseti, söylediğimiz söylemleri de bu tür siyaset güçlendirirdi. Olmadı. Bunun sonuçları tabi ki parti üzerinden olacak, kişisel olarak olmayacak.”
- “Parti olarak kadınlara değer veriyoruz’ gibi söylemlerin gerçek olduğunun göstergesi bu süreçlerdir aslında.”
*
Usluer, az önce okuduğunuz açıklamalarında İYİ Parti, AKP ve HDP’nin kadın ve gençlik politikalarını CHP’ye örnek gösteriyor. Üç partinin grup başkanvekillerinin ve meclis başkanvekillerinin kadın olduğunu söylüyor. CHP’nin ise bunu yapmadığını ifade ediyor. Hatta CHP’ye yakışmadığını belirtmekten de geri kalmıyor.
Dahası, grup başkanvekillerinin üçünün de erkek olmasının, parti üzerinde sonuçları olacağını vurgulayarak, kendince
aba altından sopa gösteriyor.
Ayrıca grup başkanvekilliği süreci Usluer’e göre şunu gösterdi: CHP söylemlerinin aksi hareket ediyor ve kadınlara aslında değer vermiyor.
*
Eğer Usluer,
aday olmadığı bir grup başkanvekilliği seçiminden sonra bu açıklamaları yapsaydı, açıklaması doğru da olsa yanlış da olsa kendisini cesareti sebebiyle tebrik eder ancak söz konusu açıklamalarıyla parti suçu işlediği konusunda da uyarırdım.
Çünkü CHP, bu ve buna benzer birçok seçim gerçekleştirdi ancak Usluer’in ağzından bugüne dek tek bir kelime dahi çıkmadı.
Ancak bugün, işin içinde kendisi olunca, deyim yerindeyse gözü karardı ve saldıracak yer aradı.
Sağına soluna baktı…
Önce medyayı hedef aldı.
Sonra mensubu olduğu partisine fütursuzca suçlamalar yaptı.
*
Dedik ya…
Alışmışlar emek vermeden sürekli yemeye…
Nasıl üflediler milletvekili olması için…
Grup başkanvekili olsun diye de üfleyecekler hanımefendiyi…
Üflemeyince, istediğini de alamayınca, en kötü parti CHP oldu öyle mi?!
Buyursun partisinin önüne koyduğu İYİ Parti’ye geçsin.
AKP’de kadınlara çok değer veriliyormuş, buyursun AKP’li olsun.
HDP’de eş genel başkanlık da var, belki kadın eş genel başkan olabilir, haydi HDP’de açık sana!..
*
Yazık deyip…
Bir diğer Eskişehir Milletvekili ve grup başkanvekili adayı olan Cemal Okan Yüksel’e geçiyorum.
*
Bakalım Yüksel grup başkanvekilliğine ilişkin ne söylemiş?
- “Türkiye’de demokrasiyi tam anlamıyla uygulayan tek partinin CHP olduğu bir kez daha görülmüştür. Grup başkanvekili adaylarımızın tümü birbirine saygılı, nezaketi elden bırakmadan ve parti menfaatleri çerçevesinde yarışmışlardır. Aday olan her arkadaşımızın birbirinden ayrı ve çok nitelikli özellikleri var. Kim seçilseydi, bu işi o iyi yapardı. Nitekim seçim bitti ve seçilen arkadaşlarımızın nitelikleri demek ki daha iyiymiş ve başarılı olacaklarına inanıyorum. Bizler de onlara her konuda yardımcı olacağız.”
*
İşte…
Yüksel’in söyledikleri bu şekilde.
Yüksel, olayı kişiselleştirmeden, profesyonel bir politikacı gibi açıklama yaptı.
Adayları yüceltti, kaybedenleri yüceltti, kazananları yüceltti, partisini yüceltti ve dolayısıyla kendini yüceltti.
Atanmışta olsa politikayı öğrenmek oldukça önemli.
Yüksel bu işi ciddi bir biçimde kıvırmış
İşte burada zeka devreye giriyor diyelim…
*
Neyse…
Her iki vekilin açıklamaları bu yönde.
Kıssadan hisseyi bu kez ben yapmayacağım.
Yorumu size bırakıyorum.
NOT: Her iki vekilin de, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup başkanvekilliği adaylığı konusunda kendilerine tam destek verdiği ifadelerini hatırlayınca, hala gülüyorum. Allah da sizi güldürsün.
Mumcu’dan Büyükerşen’e sitem
23 Ekim’de kaleme aldığım
“Yemezler” ve 24 Ekim’de size aktardığım
“Politikanın en yüzsüz tarafı” başlıklı yazılarımda, Büyükşehir Belediye Başkanı
Yılmaz Büyükerşen’in gerçekleştirdiği bir projeden bahsetmiş ve Büyükerşen’in projenin açılışına katılmayan bürokratlar ve milletvekillerine yaptığı serzenişi aktarmıştım.
*
Bunun üzerine İl Sağlık Müdürü Dr.
Ali Mumcu arayarak konuya açıklık getirmek istediğini ifade etti.
Mumcu’nun ifadelerini aynen aktarıyorum:
HABER VERMEDİLER Kİ HABERİM OLSUN
“Büyükşehir Belediyesi’nin Zihinsel Engelli Gündüz Yaşam Merkezi ile ilgili açılış töreninden haberim olmadı. Haber vermediler ki haberim olsun. Ben kesinlikle siyasi parti ayrımı yapmam. Ben çekinmem öyle şeyden. Kaldı ki orası bir belediye. Görevi hizmet. Partisi önemli mi? Sağlıkla ilgili bir durum varsa ortada, kalkar giderim.
BİZ HEP İŞLERİ KOLAYLAŞTIRMAYA ÇALIŞTIK
Bakın ben 2013 yılı Aralık ayında göreve başladım. Benim burada dördüncü yılım. Biz hep işleri kolaylaştırmaya çalıştık. Hatta o binayı bize verin dedik ama vermedi belediye başkanımız. Yani biz bunu da yaptık, daha ne yapalım?”