GARİP YILDIRIM DSP'DEN Mİ ADAY OLACAK?

Garip Yıldırım Köy Hizmetleri’nden ESKİ’ye gelmişti. Daha sonra Genel Müdür oldu. Önceleri Büyükşehir B

20 Aralık 2012 00:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Garip Yıldırım Köy Hizmetleri’nden ESKİ’ye gelmişti. Daha sonra Genel Müdür oldu. Önceleri Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in prenslerindendi. Hakkında birçok olumsuzluklar yazılmasına rağmen, Yılmaz Hoca hep korudu. Ne oldu ise bu yaz oldu. CHP İl Kongresi’nde Yılmaz Hoca’nın destek verdiği adayın karşısındaki listeye destek verdiği iddiaları dolaştı dillerde. ‘Resmen Yılmaz Hoca’ya bu şekilde bayrak açtı’ diye değerlendirildi. Hatta bu iddialar köşelerde yazıldı.
Sanıyorum bu olaydan sonra Yılmaz Hoca ile arası açıldı ve gözden düştü. Aralık ayının başlarında yaklaşık üç ay sürecek yıllık izne ayrıldı. Kimileri ‘izinden sonra dönmeyecek’, kimileri ise ‘2013 yılının ortalarına kadar çalıştıktan sonra emekli olacak’ dedi.
Hatta kendisi;
‘İzne ayrıldım. İzin bitiminde görevime geri döneceğim. Ben istemediğim sürece kimse beni emekli edemez’ demişti.
Bu sözlerinin üzerinden 10 gün geçti geçmedi. Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen imzalı bir genelge yayımlandı ve ESKİ’de üst düzey yöneticilere tebliğ edildi.
‘Genel Müdür Garip Yıldırım görevinden istifa etmiştir. İzin dönüşü görevinden ayrılacaktır.’
Garip Yıldırım’ın, ‘Görevimin başındayım. İznimi tamamladıktan sonra görevime geri döneceğim’ sözleri Yılmaz Hoca’yla arasında pamuk ipliği ile bağlı olan bağıda kopardı.
 
CHP’DEN OLMAZSA DSP’YE DÖNECEK
Garip Yıldırım’ın, CHP’den Odunpazarı Belediye Başkanlığı için nabız yokladığı biliniyordu. Hem de İl Başkanı Erman Gölet, ‘Odunpazarı Belediyesi için aday olacağım’ demesine rağmen.
Resmen emekli olduktan sonra Yılmaz Büyükerşen’in CHP’den Odunpazarı Belediye Başkanlığını engelleyeceği, aday olma ihtimalinin zayıf olacağını düşünen Garip Yıldırım’ın DSP’den Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olacağı dedikoduları dolaşıyor şimdi de.
Garip Yıldırım’ım Büyükşehir adaylığı doğru ise DSP ise bir taşla iki kuş vurma peşinde. Birincisi: Partilerinden seçilmiş olmasına rağmen istifa ederek CHP’ye geçen Yılmaz Hoca’yı kendi silahı ile vurmak istiyor.
İkincisi ise: Garip Yıldırım’ın adaylığı ile Yılmaz Hoca’nın CHP adayı olarak gireceği seçimlerde, bu kez seçilemeyerek sandıkta bırakmanın hesapları yapılıyormuş.
Bakalım bugünlerde yazılan bu senaryolar, oyun olarak sahneye konulacak mı? Yoksa çöpe mi atılacak? Bunu 2013 yılının yaz sonunda, sonbaharda daha net olarak görebileceğiz.
 
 
ŞİMDİ ONLAR NEREDE?
 
Sadri Yıldırım, Fevzi Yalçın, Demir Berberoğlu, Necati Okuroğlu, Orhan Soydaş, Ayhan Boyer, Bekir Sıtkı Saraç, Adnan Karamanlı, Mustafa Barış, İzzet Atik, Orhan Kesikoğlu.
Bu isimleri çoğaltmak mümkün. Bu isimler yıllardır kapısından ayrılmadıkları Demokrat Parti’nin son yıllarda kapısından içeri dahi girmemişler.
Oysa bu isimler 1983 yılından sonra DYP’den milletvekili, il başkanı, il genel meclisi ve belediye meclisi üyesi, hatta delege olmak için birbirlerini kırdı, döktü. Kimilerinin beklentisi gerçekleşti, kimileri ise hayal kırıklığına uğradı.
1999 yılına kadar bu mücadele kıran kırana sürdü. 1999 seçimlerinde DYP’nin seçim barajının altında kalması ile taban yavaş yavaş kaymaya başladı. Hele bir de bu yıllarda AK Parti kurulunca bazı isimler bu partiye gitti. Girdiği ilk seçimde iktidarı kucaklamasıyla DP’den bir gurup daha AKP’ye kaydı.
Daha sonraki seçimlerde büyük umutlarla partinin başına getirilen Mehmet Ağar, Süleyman Soylu, Hüsamettin Cindoruk, Namık Kemal Zeybek gibi isimlerde sarsılan Demokrat Parti’ye taze kan olamadı.
Bugün ise partinin başında Gültekin Uysal var. Çok büyük beklentiler içerisinde genel Başkan seçilen Uysal’ın da, hızlı başladığı yarışta bugünlerde sesi soluğu çıkmıyor.
Yukarıda rüzgâr estiremezsiniz, aşağıda hiç esmez. Bu sessizlik sürdüğü sürece Demokrat Parti’nin siyasi yaşama havlu attığı düşüncesi süratle yayılır. Ondan sonra da, birçok parti gibi DP’nin, AP’nin, DYP’nin devamı olan Demokrat Parti, bir kez daha tarihin karanlık sayfalarına gömülür.
 
 
 
LİSANS BİLMENİN FAYDASI
 
Fare bir peynir kokusu duyup, kafasını dışarı uzatmıştı. Fakat bunun kedinin tuzağı olabileceğini düşünüp dışarı çıkmadı.
Bekledi ve biraz sonra "miyav" diye bir ses duydu.
Ertesi gün de peynir kokusunu aldı ve "miyav" sesini duydu, yerinden çıkmadı.
Sonraki gün "havhav" diye bir ses duydu ve kedinin ortalarda olmadığını anlayarak dışarı çıktı.
Çıkmasıyla pençe yemesi bir oldu. Kedinin tuzağına düşmüştü.
Kedi yerde baygın yatan fareyi yavrusuna gösterip izahat verdi:
"Bak yavrum, sana dememiş miydim, ikinci lisan gibisi yok diye."
 
 
 
(Bize mesaj ve ihbarda bulunmak için, sitenin üst ve alt kısmında bulunan mesaj gönder bölümünü kullanabilirsiniz. Herhangi bir haber ya da köşeye yorum yapmak için ise haberin altında bulunan mesaj bölümünü doldurmanız yeterli olacaktır)
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi