Garibim Küçükçekmeceliler...

6 Mayıs Operasyonu ile birlikte iptal edilen İstanbul seçimlerinin, çoktan bir Türkiye seçimine döndüğünü hepimiz biliyoruz. Eskişehir'in CHP'li vekilleri, nicedir İstanbul'u mesken tutmuştu. Ayrıca MHP'li Metin Nurullah Sazak da İstanbul'a giderek, ittifak üyesi olmanın gereğini yerine getiriyordu. AK Partili vekiller de boş durmayarak hemşeri derneklerine uğruyor, gerektiğinde kapı kapı dolaşarak oy istiyordu. Şimdi bu isimlere İYİ Partili Arslan Kabukçuoğlu da eklendi. Kabukçuoğlu'nun İstanbul Küçükçekmece teşkilatı ile birlikte çalışacağını öğrendik. Doğrusu bu haberden sonra Küçükçekmecelilere acıdım. Muhtemelen pek çok İYİ Parti Küçükçekmece üyesi, "Eskişehir'den milletvekili gelmiş. Uzunca boylu, orta yaşlarının sonunda bir beyefendi" diye düşünmüştür. Ancak garibim Küçükçekmecelilerin bilmediği şey, Arsan Kabukçuoğlu'nun bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi. Sanırım Küçükçekmeceliler günlerce uykusuz kalmanın ne demek olduğunu anlayacak. Fakat bir de meseleye olumlu yanından baksınlar; Muhtemelen 10 günlük seçim süreci boyunca 2'şer, 3'er kilo vereceklerdir...

Dağ fare doğuracak

Bütün Türkiye Pazar günü yapılacak İmamoğlu – Yıldırım açık oturumuna kilitlendi. Aslında demokratik olgunluğu olan memleketlerde bu tip lider buluşmaları doğal karşılanır. Ancak bizler – sağcısıyla ve solcusuyla – demokratik olgunluktan uzağız. Mesela bizim memlekette bir lider rakibine 'Bahtsız bedevi' derse, o liderin taraftarları sevinç çığlıkları atar. Veya biri öbürüne 'kalpazan' derse yine aynı netice olur...
Üstelik ben, Sayın İsmail Küçükkaya'nın yöneteceği açık oturumun seçimin neticesine tesir edeceğine de inanmıyorum. Göreceksiniz program bittiği zaman AK Partililer zaferlerini ilan edecek. Aynı şeyi CHP'liler de yapacak. Üstelik her iki taraf da İsmail Küçükkaya'nın taraflı olduğunu ileri sürecek. Sonuç olarak zaten CHP'ye oy vermeye niyetli olan kişiler CHP'ye, AK Parti'ye oy vermek niyetinde olanlar da AK Parti'ye oy verecek. Açık oturumun meslektaşım İsmail Küçükkaya için zor geçeceğini de düşünmüyorum. Biz milletçe kavgadan besleniyoruz çünkü. Mesela dünyanın en büyük aşçısını bir programa davet edin, o program seyredilmez.
Ünlü şef sol elinin iki parmağıyla soğanları keserken, sağ elinin baş parmağıyla domatesin kabuklarını soysun fark etmez. Ancak 'Yemekteyiz' diye bir program yapıp, acemi aşçıları birbiriyle kavga ettirin; işte o program reyting rekorları kırar. Hem Sayın Binali Yıldırım'ın hem de Ekrem İmamoğlu'nun sakin kişiler olduklarını biliyoruz. Sonuç olarak her iki lider de projelerini anlatacak, arada birbirlerine inceden laf sokuşturacak, ancak birbirlerinin kafasına da bardak fırlatmayacak. Yani uzun lafın kısası dağ fare doğuracak. Ancak yine de söz konusu programı merakla bekleyeceğim. Zira uzun süredir boyun damarlarını şişirmeyen, sinirinden masaları tekmelemeyen iki lideri karşı karşıya görmemiştim...

Ömer Duru'yu kaybettik

Eskişehir basınının usta kalemi Ömer Duru'yu maalesef kaybettik. Allah rahmet eylesin. Ömer Duru dolu dolu bir ömür geçirdi. Eskişehir Basınının önemli noktalarında yıllarca görev yaptı. Usta kalemini, namusu ve cesaretiyle birleştirmeyi başardı. Mensubu bulunmaktan kıvanç duyduğum Çağdaş Gazeteciler Derneği Eskişehir Şubesi'nin kurucusu olan Duru, aynı zamanda şubemizin onursal başkanıydı. Nezaketi ve gazeteciliğiyle hepimize örnek olmuştu. Belediye Meclis üyeliği de yapan Ömer Duru'ya Allah'tan rahmet, yakınlarına ise sabır ve baş sağlığı dilerim.