Güniz Sokağa adım atar atmaz taziye ziyaretine gelen insanların eve adeta gıdım gıdım yürüyerek ulaşabildiklerini söyledi.
Demirel’in evine ulaştığında 20 yıldır yanında olan özel doktoru Aylin Cesur ile aile bireylerine başsağlığı dileyen Emeksiz, çıktığında ise Hacettepe Üniversitesinden arkadaşı olan CHP Parti Meclis Üyesi ve Mersin Milletvekili Fikri Sağlar ile karşılaşmış.
Sağlar’da Demirel’in vefatından duyduğu üzüntüyü paylaşmak ve yakınlarına başsağlığı dilemek için Güniz Sokağa gelmiş.
Kamil Emeksiz, Fikri Sağlar’ın yanına giderek kendisini tanıtmış. Aradan yıllar geçmesine rağmen Sağlar kendisini hatırlamış.
Eskişehir’i konuşmuşlar, Yılmaz Büyükerşen’in icraatlarını tartışmışlar. Son olarakta 7 Haziran 2015 seçimleri gündeme gelmiş.
Fikri Sağlar Eskişehirlilere ve Yılmaz Büyükerşen’e övgüler yağdırmış.
‘Eskişehirliler olarak çok şanslısınız. Yılmaz Büyükerşen gibi bir Büyükşehir Belediye Başkanınız var. Yıllar sonra Eskişehir’e deldiğimde tanıyamadım. Çehresi çok değişmiş. Kendisi bir mimar değil ama şehri öyle bir imar etmiş ki hayran kaldım. Ses getiren projelere imza atmış. Kendisine hayranlığım bir kat daha arttı. Eskişehirliler şehre hizmet yapanı takdir ediyor’ demiş.
7 Haziran 2015’de yapılan milletvekili genel seçimlerinde CHP’nin yıllar sonra üç milletvekili çıkarmasının mimarının da yine Yılmaz Büyükerşen olduğunu vurgulamış Fikri Sağlar.
‘Önce yerel seçimlerde CHP’de olmayan Odunpazarı Belediye Başkanlığı da CHP’ye geçti. Şimdi de CHP’li üç milletvekilini meclise gönderdi Eskişehirliler. Bu vesile ile CHP’ye zafer kazandıran başta Yılmaz Büyükerşen olmak üzere yeni seçilen üç milletvekili arkadaşımı, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediye Başkanlarını da kutluyorum. Örgütü es geçersem ayıp olur. Onlarda üzerlerine düşeni fazlasıyla yapmışlar’ diyerek övgüler de yağdırmış.
Koalisyon ortak uzlaşı demek
CHP’nin çiçeği burnunda Eskişehir’in bayan milletvekili Gaye Usluer önceki gün ESGROUP’a ziyarete geldi.
Kendisiyle en son milletvekili seçimlerinden yaklaşık 15 gün önce görüşmüştük. CHP Milletvekili adayları ile birlikte yine ziyaretimize gelmişti.
Ziyareti tamamlayarak ESGROUP’dan ayrılırken,’inşallah sizi bir daha gelişinizde milletvekili olarak ağırlayacağız’ demiştim.
Önceki gün ‘teşekkür ziyareti’ için ESGROUP’a gelen Gaye Hocama, seçim öncesi söylemiş olduğum bu sözümü hatırlattım.
“Evet, aynen öyle söylemiştiniz. Biz nasipse olur diyorduk. Bugün nasip oldu. Birinci sıradayım nasıl olsa seçilmem garanti demedim. Birinci sıradaki adayda, 6’ncı sıradaki adayda 7 Haziran’da sandıktan milletvekili olarak çıkacağımıza inandık, öyle çalıştık. 4, 5 ve 6’ncı sıradaki arkadaşlarımızın hiçbiri ‘bana ne’ demedi. Örgütümüz de arkamızda durdu. 7 Haziran günü oyların sayımları tamamlanıncaya kadar ne bizi ne sandıkları yalnız bırakmadılar. Başarı hepimizin” dedi.
Kendisine seçmenin sandıktan tek başına bir hükümet çıkarmadığını, partilere aranızda anlaşın koalisyon hükümeti kurun dediğini hatırlatarak, CHP’nin koalisyona nasıl baktığını sorduk.
“Halk gerilimden usandığı için sandıktan koalisyon çıktı. Koalisyon kiminle olur. Hangi parti hangi partiyle uzlaşıp hükümeti kurar bunun cevabı milletvekillerinin yemini ve arkasından yapılacak olan meclis başkanlığı seçimlerinden sonra netleşecek sanıyorum. CHP’nin içinde olduğu bir, dışarıda kalacağı bir koalisyonda olabilir. Ama Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ülkenin hükümetsiz kalmaması adına gereken uzlaşıyı sağlamaya çalışıyor. Koalisyonlardan korkmamak lazım.. Avrupa’ya baktığımızda birçok devlet koalisyonla yönetiliyor. Çünkü koalisyon demek ortak uzlaşı ve ortak kültürün oluşması demektir. Bugün koalisyonlar demokrasinin gereği olarak görülüyor.”
Koalisyonlar kötü bir yönetim modeli asla değildir. Ortaklar bir birleriyle asgari müşterek konularda anlaşabilir, ülkenin ve milletin menfaatleri önce gelir diyebilirse tek başına yönetimlerden daha demokratik olur.
Yeter ki koalisyon ortakları ‘önce benim dediğim olacak’ diye bir birlerine baskı yapmasınlar.
Mangal yasaklansın!
Eskişehir Mihalıççık Gürleyik Doğal ve Tarihi Varlıkları Koruma ve Geliştirme Derneği Başkanı Halit Gürsoy, kimi zaman tek başına, kimi zamanda dernek yönetim kurulu üyeleri, doğa sevenlerin de destekleriyle Gürleyik’in ‘Ekolojik Köy’ olması için yıllardır mücadele veriyor.
Dün ziyaretime geldi Halit Gürsoy. Zaman zaman ziyaret eder, Gürleyik Köyü ve Çayı ile yaptığı mücadele hakkında gelişmeler ile bilgi verir.
Gürsoy, birkaç gün önce tarihi Odunpazarı’nda düzenlediği basın toplantısında önemli bir konuya dikkat çekmiş.
Gürleyik Çayı’nın hemen yanında araçların oto park yaptığını, araçlarıyla gelen vatandaşların ateşli yani mangal yakarak piknik yaptıklarını, akşam giderken de gerek mangalın gerekse piknik sonu oluşan atıklarla çevreyi kirlettiklerine dikkat çekti.
‘Yetkilerden özellikle rica ediyorum. Ateş yakmadan da piknik yapılabilir. Mangalsız da piknik olur. Doğayı bugün bizler koruyamazsak yarın çocuklarımız ve torunlarımız bizim arkamızdan beddua edecekler. Gürleyik Çayı bir doğa harikası. Buraya yaz aylarında binlerce yerli ve yabancı turist geliyor. Eğer bu Çayı da atıklarla kirletirsek, bu çaydan sulanan birçok tarlalarda yetişen ürünlerde sağlıksız olacak. Gün gelecek bu tarlalar verimiz toprak haline dönüşecek. Ben yeni seçilen milletvekillerimizden ve valimizden ve de özellikle Mihalıççık Belediye Başkanımızdan Gürleyik Çayı kenarında araçların otopark yapmaları ile mangallı piknik yapmalarını engellemesini rica ediyorum.”
İnşallah Halit Gürsoy’un bu sesine valimiz, milletvekillerimiz ve Mihalıççık Belediye Başkanı kulak verirde doğa harikası Gürleyik Çayı kirlenmekten kurtarılır.
Politik Bir Cevap
Bir politikacı, seyahat için trene binmeyi tercih etmiş, bir kompartımana girmiş. Ortalık gayet sakin. Karşısında dergi okuyan birisi var.
Adamın elindeki dergiye bakmış "Time" yazılı. "Tamamdır!" diye geçirmiş içinden. Adamın İngilizce bildiğinden girmiş ve:
"Efendim," demiş. "Ne güzel, İngilizce dergi okuyorsunuz."
"Vıy!"
"Ooo, aynı zamanda Fransızca da var."
"Si!"
"Harika! Bir şeyim beyim. İtalyancaya da vakıfsınız."
"Yah!"
"Bu ne kültür efendim. Almanca da biliyorsunuz."
"Da!"
"Efendim pes doğrusu, Rusça da biliyorsunuz."
"Yes!"
"Beyefendi yoksa siz benimle dalga mı geçiyorsunuz?"
"Evet!!"
Çanakkale'de Ne İşi Varmış?
Cumhuriyet'in ilanından sonra İstanbul'da bir resepsiyon verilir.
Tüm dünya ülkelerinin elçileri ve ataşeleri de davet edilir.
Davet güzel bir şekilde devam etmektedir fakat İngiliz ataşesi olan binbaşının bakışları Mustafa Kemal'in gözünden kaçmaz.
Bütün davet boyunca kendisine dik dik bakmıştır ve bakmaya devam etmektedir.
Ne olduğunu öğrenmek için yaverini gönderir. Yaver Mustafa Kemal'e şöyle der:
- Paşam kendisine neden ters bir tavır takındığını sordum, o da bana:
Mustafa Kemal'in Çanakkale'de babasını öldürdüğünü söyledi.
Bunun üzerine Mustafa Kemal şöyle der:
- Git sor bakalım babasının Çanakkale'de ne işi varmış?
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...