Görüşler
Gaffar Okan
Ankaralı bir arkadaşımızın gücümüze giden sözüydü:
"Polisten ve gazeteciden dost olmaz!"
Neden?
"İkisine de güven olmaz!"
Böyle bir görüş doğruysa, polisle gazeteci dost olabilir mi?
“Gaffar Okkan..."
Eskişehir'de yıllarca hizmet etmiş, önce insan, sonra iyi bir polisti...
İzmir'den gelmişti sayın Okkan...
"Sayın” sözcüğüne özellikle dikkat etmenizi salık veriyoruz.. Çünkü "Ecevit”ten sonra bu kelimeyi, karşısında kim olursa olsun ayırmayan bir insandı…
Görev yaptığı yıllarda, en küçük bir olayı çok kısa bir zamanda çözer, gereğini yapardı..
Daha açık bir deyimle..
"Olayın nereden, kimden çıkacağını çok iyi bilir ve önlemini önceden alırdı..."
Sosyal yönü çok kuvvetliydi...
Öylesine atılgandı ki, Eskişehir'de ilk kez Polisgücü futbol ve hentbol takımlarını kurdu.
Karda kışta takımlarının başındaydı.
Bir polis için kolay değildi bunlar...
Eskişehir'den Kars Emniyet Müdürü olarak ayrılırken, kendisini bir sütunluk değil, iki satırlık yazı ile uğurlamıştık:
"Dileriz, vali olarak dönersin..."
…………
Olmadı...
Kars'tan atandığı Diyarbakır'da 5 arkadaşıyla birlikte katledildi...
Hani "olmaz" diyarlardı ya..
"Çok iyi bir polis dostumuzdu...”
Bir kez daha sevgi, saygı ve rahmetle anıyoruz… Rahat uyu…
Cumartesi öyküsü
Neden iki köpek besliyorsun?
Yaşlı kızılderili reisi çadırının önünde oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşan iki köpeği izliyordu...
Köpeklerin biri beyaz, diğeri siyaltı... 12 yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler, dedesinin çadırı önünde bağırıp dururlardı... Dedesinin sürekli gözünün önünde tuttuğu yanından hiç ayırmadığı iki iri köpekti bunlar... Çocuk, çadırı korumak için bir köpek yeterli gözükürken, niye ötekinin de olduğunu, bir türlü anlamazdı... Hem renkleri niye birbirinin tam zıttıydı...
Günlerden bir gün sordu dedesine:
"Neden birbirinin zıttı iki köpek besliyorsun?"
"Onlar" diye başladı yaşlı kızılderili:
"Benim için iki simgedir. İyilik ve kötülüğün simgesi... Aynen gördüğün şu iki köpek gibi, iyilikle kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur... Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm..."
Çocuk, dedesini dinlerken içinden şöyle geçirdi...
İki köpek arasında mücadele varsa, bunların bir kazananı da olmalı...
"Peki dede" dedi:
"Sence hangisi kazanacak?"
Bilge reis derin bir gülümsemeyle baktı torununa, "Hangisi mi evlat?" dedi:
"Ben hangisini daha iyi beslersem!..”
Evlenip ne yapacaksın?
Dört yıldır akıl hastanesinde olan adam, sakin duruyor, sorulana aklı başında cevaplar veriyormuş.. İyileştiğine hükmetmişler... Başhekim yanına çağırarak sormuş:
"Seni taburcu edeceğiz, çıkınca ne yaparsın?"
Hasta, "Bir sapan bulup camlara taş atacağım" demiş.
Başhekim de zile basın "Alın bunu koğuşuna götürün" karşılığını vermiş...
Altı ay sonra yine iyileştiğini düşünerek başhekimin yanına çıkarmışlar. Doktor aynı soruyu sorunca, hastanın gözü birden parlamış:
“Evleneceğim…”
-Peki evlenip ne yapacaksın?
“Gerdeğe gireceğim…”
-Eeeee?
“Kilotunu çıkaracağım…
Sonra?
"Külotun lastiğini alacağım, sapan yapıp camlara taş atacağım..."
Neyzen'e tokat!
Bir gün sarhoşun biri Neyzen Tevfik'in ensesine tokadı patlatmış. Neyzen hiç karşılık vermemiş, Olayı gören biri sormuş:
"Tokadı yediğinle kaldın, sesin bile çıkmadı..."
Neyzen gülmüş:
"Ne yapayım yani? Sana bir eşek çifte atsa sen ne yapardın?"
Günün Şiiri
Çıplak
Aşka uyanırım her gece
Ay doğar göğeren dağlara karşı
Kan rengi kuşlar uçuşur uçuşur
Bitmez çıktığım ağacın yokuşu
Hep o özleyiş, o isteyiş
Dinmez açlığım, dinmemiş
Bembeyaz uykusunda bembeyaz yemiş
Beni çağırır, çağırır, çağırır
Aşka uyanırım her gece
Ellerim ışığa değmemiş...
Selahattin Batu (Varlık-1959)
Yaşam dizgemiz
"Hakan"ı vurdular. Bildiri dağıtmıştı.
"İlhan abi"yi döve döve öldürdüler. Kitap yayımlamıştı,
"Muammer Hoca"nın ensesinden kurşun sıktılar. Dernek kurmuştu.
"Behçet abi"yi diri diri yaktılar. Şiir imgelemişti.
"Engin abi"yi tutukladılar. İçine verdi, eridi gitti. Dostları ile söyleşmişti.
"Mahmut abi"yi ezdiler. Caddede, karşıdan karşıya geçecekti.
"Uğur abi"yi havaya uçurdular. Yazı yazmıştı.
Biz mi?
"Bizler kuyruktayız, sıramızı bekliyoruz..."
IŞIK KANSU
Çağın yazarı
"Hem daktilo eski, hem de ben eskidim" diyor ama bize göre çağın yazarı "Oktay Akbal..."
İlerlemiş yaşına karşın hala güzel yazıyor...
Küçük bir alıntı: - Elli, altmış yıl -saba^ akşam birlice dünyayı, insanları izledik daktilom i&e...
Yeter artık diyor, tuşlarım hala çalışıyor, daha ne istiyorsun. Otur masa başına yaz,, yaz, yaz...
Neyse, neresiyse, nasılsa, senin beklediğin şey değilse, yine yaz...
Daktiloda kaç şerit eskidi, çöpe atıldı. Ben bilmem nasıl görünüyorum ama pammam aynalar da eski dost olduğu için gerçeği saklamıyorsa fena değilim.
Zaman gelmiş geçmiş. Bir yerde kapıların kapanması gerek. Ama zor kapatmak, o insanlık, dostluk dünyasının kapılarını...
GününOlayı
Gezi davalarında ilkokula giden çocuklar bile yargılanırken, yolsuzluğa karışan siyasilerin çocukları yargılanmıyor!
Yazıki Mahdumlar yalnızca "askerliğe" değil, "yargılanmaya" da elverişsiz...
%if Kökçe
Günün Biberi
Cemaat yargıya hakimdir... Ancak Başbakan'ı rahatsı*-eden bu değil, yargının AKP'nin hizmetinde olmamasıdır.
"Böyle bir ülkedfe hukuk yaşamaz..." Yargı ayakta duramaz...
Melih Aşık
Günün Sözü
Özdeyiş
Türkü yine o türkü, sazlarda tel değişti. Yumruk yine o yumruk, bir varsa el değişti...
Neyzen Tevfik
Cesaret ve mutluluk taklit edilemez.
Kemal Sümer
Günün İncisj.
İnsanlar gösterdikleriyle özelleşir, gizle-dikleriyle benzeşirler.
Paul Valery
Cuk
Boş fıçıdan daha çok ses çıkar..
Gaffar Okkan
Ankaralı bir arkadaşımızın gücümüze jfiden sözüydü:
"Polisten ve gazeteciden dost olmazl" Neden?
"İkisine de güven olmazî" Böyle "bir görüş doğruysa, polisle gazeteci d ost olabilir mi?
»Gaffar Okkan..."
Eskişehir'de yıllarca hizinet etmiş, önce insan sonra iyi bir polisti...
İzmir'den gelmişti sayın Okkan...
"Sayın " um? sözcüğüne özellikle dikkat ' etmenizi salık veriyoruz.. Çünkü "^cevif'ten sonra bu kelimeyi , karşısında kim olursa olsun ayırmayan bir insandı»>,imm<IJı^TTTwyjii—w
Görev yaptığı yıllarda, en küçük bir olayı çok kısa bir zamanda çözer, gereğini yapardı..
Daha açık bir deyimle..
"Olayın nereden, kimden şrotaa çıkacağını çok iyi bilir ve önlemini önceden alırdı..."
Sosyal yönü çok kuvvetliydi...
Öylesine atılgandı ki, Eskişehir'de ilk kez Polisgücü futbol ve hentbol takımlarını kurdu.
Karda kışta takımlarının başındaydı.
Bir polis için kolay değildi bunlar...
Eskişehir'den ©p Kars Emniyet Müdürü olarak ayrılırken, kendisini lt&s&fg%2&msg3Kl Bümramânam İf sütunluk değil, iki satırlık yazı ile uğurlamıştık
"Dileriz, vali olarak dönersin..."
Olmadı...
Kars'tan atandığı Diyarbakır'da 5 arkadaşıyla birlikte katledildi...
Hani "olmaz" diyarlardı ya.. "Çok iyi bir polis dostumuzdu..." ıMmmtafflmdatammfflffliHpimm
Çağın yazarı Oktay Akbal
"Hem daktilo eski, hem de ben eskidim" diyor ama bize göre çağın yazarı "Oktay Akbal..."
İlerlemiş yaşına karşın hala güzel yazıyor...
Küçük bir alıntı:
- Elli, altmış yıl sabah akşam birlikte dünyayı, insanları izledik daktilom ile...
Yeter artık diyor, tuşlarım hala çalışıyor, daha ne istiyorsun. Otur masa başına yaz, yaz, yaz...
Neyse, neresiyse, nasılsa, senin beklediğin şey değilse, yine yaz...
Daktiloda kaç şerit eskidi, çöpe atıldı. Ben bilmem nasıl görünüyorum ama aynalar da eski dost olduğu için gerçeği saklamıyorsa fena değilim.
Zaman gelmiş geçmiş. Bir yerde kapıların kapanması gerek. Ama zor kapatmak, o insanlık, dostluk dünyasının kapılarını...
Günün Olayı
Gezi davalarında ilkokula giden çocuklar bile yargılanırken, yolsuzluğa karışan siyasilerin çocukları yargılanmıyor!
Yazık! Mahdumlar yalnızca "askerliğe" değil, "yargılanmaya" da elverişsiz...
Akif Kökçe
Günün Biberi
Cemaat yargıya hakimdir... Ancak Başbakan'ı rahatsız eden bu değil, yargının AKP'nin hizmetinde olmamasıdır.
"Böyle bir ülkede hukuk yaşamaz..."
Yargı ayakta duramaz...
Melih Aşık
Günün Sözü
Türkü yine o türkü, sazlarda tel değişti.
Yumruk yine o yumruk, bir varsa el değişti...
Neyzen Tevfik
Özdeyiş
Cesaret ve mutluluk taklit edilemez.
Kemal Sümer
Günün İncisi
İnsanlar gösterdikleriyle özelleşir, gizledikleriyle benzeşirler.
Paul Valery
Cuk
Boş fıçıdan daha çok ses çıkar…