FUTBOLCULAR DA ETKİLENMİŞ

Son aylarda kimin veya kimlerin (!) basına sızdırdığı belgeler ve bunların üzerinde çok yüksek sesle yapılan konuşmalar, Teknik

18 Şubat 2013 00:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Son aylarda kimin veya kimlerin (!) basına sızdırdığı belgeler ve bunların üzerinde çok yüksek sesle yapılan konuşmalar, Teknik Direktör Ersun Yanal ile futbolcularını da etkilemiş. Cumartesi günü kendi evinde Kayserispor’a net bir skorla yenilmesinin nedenleri arasında günlerdir konuşulan basına sızdırılan belgeler, kulüp başkanlığı ve yönetimi için 5-6 ay öncesi başlatılan yarışta var.
Maçtan önce ısınmak için sahaya çıkan futbolcuların tek tek yüzlerine baktım. Isınma çalışmaları yaparken özellikle izledim. Bir hafta önce Ankara’da Gençlerbirliği’ni 2-0 yenen futbolcular sanki kendileri değil. Topa vuramıyorlar, koşamıyorlar. Bir şeyler olduğu belli.
KONUŞULANLARI BİZDE DUYUYORUZ
Isınma çalışmaları yaparken iki futbolcuyla sohbet ettim.
“Şehirdeki dedikodulardan, gazetelerdeki haber ve yorumlardan siz futbolcu olsanız etkilenmez misiniz? Bizde insanız. Daha Haziran’a 4 ay var. Başkan kim olacak? Kulüp yönetimi değişirse neler olacak? Bazı futbolcular gönderilecekmiş. Ersun Hoca ile yollar ayrılacakmış. Bunların bugünden konuşulması sahada futbol oynamazı etkiliyor. Bu dedikodular futbolcular olarak bizlerin, hocalarımızın ister istemez şevkini kırıyor. Bu dedikodular büyük Eskişehirspor camiasına zarar veriyor. Sanılıyor ki dışarıda konuşulanlar futbolcuların kulağına gitmeyecek. Biz esaret kampında yaşamıyoruz. Bu kulüpte futbol oynadığımız süre içerisinde bizde bu şehrin aktörlerinden birisiyiz. Şehirde geziyor, dostluk, arkadaşlık kurduğumuz insanlar var. Sezon sonuna kadar taraftarlar sahada bize destek vermeli. Ne konuşulacaksa kongrede konuşulmalı’ dediler.
Kayserispor karşısında alınan mağlubiyetin ardından iki futbolcunun anlattıkları kulaklarımı çınlattı. Alınan mağlubiyetin nedenlerinden birisi de iki futbolcu kardeşimin anlattıkları. Elbette başka gerekçelerde vardır. Örneğin futbolcuların transfer alacaklarının ödenmediği gibi.
Kongreye 4-5 ay var. Bu süreç içerisinde hala birilerinin sızdırdıkları belgeler üzerinde yorum yapmaya devam edersek, bugün puan durumuna baktığımızda tehlike yok gibi gözüken Eskişehirspor Kulübü, bir bakmışız Allah göstermesin küme düşmüş. Bundan hepimiz zarar görürüz.
Bu nedenle bugün artık herkes susmalı. Daha fazla kulübe, yöneticilere, futbolculara ve teknik adamlara zarar vermeyelim. Eteğimizdeki taşları genel kurul günü genel kurulun yapılacağı salonda dökelim.
KAYSERİ MAÇINDAN DERS ÇIKARALIM
Kayserispor karşısında tüm futbolcular tel tel döküldüler. Yaşanan olaylar, konuşulanlar, yazılanlar futbolcuları da etkilemiş. Sadece birkaç futbolcu olsa neyse. O nedenle şimdi susma zamanı. Eğer daha fazla konuşur, başka başka belgeler (!) ortaya çıkarsa bir bakmışız küme düşmüşüz.
Bundan sadece yönetim mi etkilenecek veya zarar görecek. Bu nedenle Haziran’a kadar hepimizin görevi Eskişehirspor’u desteklemek, alkışlamak, motive etmek.
 
 
 
NECAT KILIÇ VE NECMETTİN YAVUZ TELEFON ETTİ
 
Cuma günkü yazılarım ile ilgili Türk-İş Bölge Temsilcisi Necat Kılıç ve Demokrat Parti Yüksek Haysiyet Divanı Genel Sekreteri Necmettin Yavuz telefon ettiler.
Yazılarımı takip etmelerine sevindim. Kendilerine teşekkür ederim.
Öncelikle Necat Kılıç’ın söylediklerini değerlendireyim.
‘Sevgili Sadi. O açıklamayı yapmamın nedeni işçi kardeşlerimi ve sendikaları seçim öncesi uyarmaktı. Türkiye’de kamu ve özel sektörde yaklaşık 10 milyona yakın işçi var. Bunlardan bugün sendikaya kayıtlı olan sayısı 1 milyon civarında. Son yıllarda işçiler sendikasızlaştırıldı. Sendikaların eski güçleri kalmadı. İşçilerin sendikalarına sahip çıkmalarını, sendikalara üye olmaları için uyarmak istedim. Sendikalara da bir birleriyle dayanışma içerisine girmeleri, birlik içerisinde olmaları halinde hem hükümet hem de özel sektör patronlarının karşısına çıktıklarında daha güçlü olacakları söylemeye çalıştım. Benim işim siyaset yapmak değil. Yanlış anlaşılmış olabilirim. Vermek istediğim mesaj bir siyasi partiye destek verelim değildi.’
Zaten sendika başkan ve yöneticilerinin görevleri siyaset yapmak değil! Siyaset yapmak istiyorlarsa sendika yöneticiliğinden istifa eder, hangi siyasi parti içerisinde bulunmak istiyorsa gidip üye olur. Ne söylemek istiyorsa o siyasi parti çatısı altında söylesin. Doğrusu budur.
Sendikacıların görevi mensubu bulundukları sendikalara üye olan işçi veya kamu çalışanlarının hak ve menfaatlerini korumak, savunmak olmalı. Sendikalarında patronlara, hükümete sözünü dinletemeyenler, karşılarında mikrofon buldular mı ağızlarının fermuarlarını sonuna kadar açıyorlar! Sanki onların söylediklerini dinleyenler var!
Necmettin Yavuz’da, DP Genel Merkez yöneticisi olarak Tepebaşı İlçe Başkan ve Yönetimi oluşturulurken kendisinin müdahil olmadığını, görüşlerinin bile sorulmadığını söyledi.
 
 
 
FIKRA:
 
Rizeli Hoca ile Trabzonlu Hoca
Trabzonlu imamlarla, Rizeli imamlar turnuva düzenleyip maç yaparlarmış; ama her defasında Rizeli imamlar yenerlermiş. Trabzon’un takım kaptanı Temel Hoca demiş ki; “Uşaklar bu böyle gitmez, bizim Trabzonsporlu Hami’yi takıma alalım, diyelim ki bu bizim merkez caminin yeni hocası.” Diğerleri de kabul etmişler ve maça gitmişler Rize’ye. Dönüşte takım kaptanı Temel Hoca’ya sormuşlar: “Maç ne oldu?” “2-1 yenildik” demiş. “Peki golleri kim attı?” diye sormuşlar; Temel “Bizim golü Hami Hoca attı; onların golleri de Del Pierro Hoca ile Roberto Carlos Hoca attı” demiş.
 
 
 
 
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi