Görüşler
Futbol, sadece futbol mu?
Spor yazarı gençlerimizden biri demişti ya...
"Bazı köşe yazarları, konu bulamayınca sahamıza giriyorlar... "
Haklıydı ama...
"Bir sınırı olmalıydı...”
Daha geçen hafta içinde dile getirdiğimiz bir olay...
Hürriyet'in Kelebek ekinde "Cengiz Semercioğlu" yazıyor:
"Eskişehirspor neden hep ligten düşme tehlikesi bulunan takımlara arka arkaya yeniliyor..."
Yazının tarihi 6 Mayıs...
Bir gün sonra final maçı oynayacağız Galatasaray ile...
Aklınıza bir şey gelmez mi?
Üstelik yazarı da...
"Bir Galatasaray taraftarıysa!.."
………….
Bugünlerde "Ertuğrul Sağlam"ın son açıklamaları konuşuluyor...
Spor yazarı arkadaşlarımız haklı olarak ama eleştiriyor...
Ve de yeni sezon için nasıl bir Eskişehirspor istenildiği tartışılıyor...
Avrupa, Lig ve Kupa gibi üç kulvarda top oynayacaksınız...
Kadro yapanlar bile var... Bizimkini de öğrenmek ister misiniz?
"Kalede Ali, orta sahada İsmail, forvette Korkmaz ...”
Başta yönetim olmak üzere "Amigo Orhan"ın sahaya çıkmasını isteyenler var... Soma’yla yanıyor içimiz… Çıkarın yukarıdaki takımı, görün "Orhan abi"yi...
Kafasında "Baret”le gelir…
“Futbol sadece futbol değildir!..”
"Bunca yıllık memursunuz!"
Yıllar önce bir köylü vatandaşımız milli piyangodan yüklü bir para kazanmış.. Hemen Ankara'ya gelmiş ve bir otele yerleşmiş...
Daha sonra güzel bir hanımla tanışmış ve geceyi de birlikte geçirmişler... Kadının adı "Dürriye" imiş...
Ertesi gün Dürriye, kendisinin zor durumda olduğunu ve Ankara'ya hayat kadını olarak çalışmaya geldiğini söylemiş ve ayrılmış köylüden...
Bir süre sonra paralarını bitiren adam, son bir kez Dürriye'yi görmek için çalıştığı yere gitmiş... Sarhoş diye içeri almamışlar, o da basmış kalayı:
"Dürriye'nin anasını!.."
Ancak dolaşan polisler sözü "Türkiye'nin anasını" gibi anlamışlar ve yaka paça götürmüşler köylüyü...
Çıkarıldığı mahkemede olanları dinlemiş yargıç ve polislere "Bunca yıllık memursunuz" diye bağırmış:
“Hala Dürriye'nin anasını şey edenle, Türkiye'nin anasını şey edeni ayıramadınız!.."
Sadece bir kere!
Karısını sevgilisiyle yakalayıp öldüren Temel'e hakim sormuş:
"Neden yalnız karını vurdun?"
"Neden olacak hakim bey?" demiş Temel:
"Her hafta bir adamı öldürmekten iyi değil mi!.."
Günün Olayı
"Fakir, fukara, garip gureba partisiyiz" diyen AKP’de milletvekillerinden kaçı "maden, tersane patronu", kaçı "maden, tersane" işçisi acaba?
Akif Kökçe
Günün Biberi
Hapiste haksız yere çürüyenler var...
Sömürü ve ihmal sonucu yüzlerce insan ölüyor... Yakın hedef Cumhurbaşkanlığı seçimleri...
"Asıl hedef, demokrasinin tümüyle ortadan kaldırılmasıdır!..”
Emre Kongar
Atatürk ve Konstantin
İzmir kurtulduktan sonra "Mustafa Kemal" yanına birkaç arkadaşını alarak iki kadeh rakı içmek için “Kramer Palas"a gider. Salon tıklım tıklım doludur. Paşa da kimseyi rahatsız etmek istemeyen nazik bir müşteri gibidir. Masaya oturur ve Rum garsona takılır:
"Kral Konstantin buraya gelip bir kadeh rakı içti mi?"
Garson, "Hayır efendim" der, Paşa devam eder:
"O zaman İzmir'i neden almak istemiş ki!.."
Günün Şiiri
Tanrısal sevgiler
Bu ilahi Komedya'lar, bu oynanan
Bu cennetli, cehennemli yaşayışımız
Tanrısal sevgilerle bağlanışımız
Bir saadet Poemi mi, nedir söylenen
Aranan dostluklar ömürlerince
Ben neyi arıyorum, sen nerdesin
Biliyorum, yoksun sen, ben özleyince
Var, bir saadet var yeryüzünde
Bu duygulu, bu insancıl yaşayışımız
Bu anlam ve tabiat rapsodisinde
Tanrısal şafaklarda uyanmışız...
Ergun Evren (Varlık-1958)
Nazım Hikmet'ten
"Emekçi" gördü mü "kırmızı" gören boğalar gibi saldıran zihniyete "Nazım Hikmet"in çıkardığı bir kimlik kartı vardır:
-Bursa'da havlucu Recebe, Karabük fabrikasında tesviyeci Hasan'a düşman, fakirköyde Hatçe kadına, Irgat Süleyman'a düşman, vatan ki bu insanların evidir, sevgilim onlar vatana düşman...
Gerilim
Kömüre "kara elmas" dediler.
Karası garibana..
"Elması patrona..."
Kıssa-dan
Türk halkı yavaş yavaş bölgesel özerklik tuzağına alıştırılmak isteniyor.
Ancak, Türk milleti henüz son sözünü söylemedi!
Rahmi Turan
Günün Balı
Demirel ne diyordu?
"Yollar yürümekle aşınmaz!"
Ama yürüyenlerin üzerine polisi salmıyordu!
Günün Sorusu
Mantar ile erkek arasındaki fark nedir?
Yanıt:
"Mantarın kültürü vardır!"
Kolsuz Yaşar’dan
Sermaye el değiştiriyormuş.
Hiç önemli değil...
"Bize düşen zaten KOL'dur!
Cumartesi öyküsü
Masal merakından gelen yara!
Ünlü düşünür "Demosthenes" kürsüde konuşmaktadır. Kimi dinleyicilerin aralarındaki söyleşi bir türlü bitmez. Demosthenes’in, "Bir öykü anlatacağım!" sözüyle salon bir anda sessizleşir, konuşmacıya dönülür.
-Adamın biri Atina'dan bir başka yere gitmek için eşek kiralar. Eşeğin sahibiyle sıcak bir günde yola çıkılır.
Yorulunca dinlenmek üzere durulur. Ortalıkta bir gölge yoktur. Eşeğin sahibi, güneşten korunmak için hemen eşeğin gölgesine sığınır.
Eşeği kiralayan karşı çıkar:
"Ama eşeği ben kiraladım" der.
Eşeğin sahibi şu yanıtı verir:
"Ben sana eşeği kiraya verdim, gölgesini değil."
Aralarında anlaşmazlık başlar, mahkemelik olunur.
Öykünün tam burasında "Demosthenes" konuşmasını keser. Dinleyiciler merakla sorarlar:
"Eee, sonra ne oldu? Anlat anlat!"
Demosthenes sözünü şöyle sürdürür:
"Size çok önemli şeyler anlatıyordum. Dinlemediniz. Şimdi ise bir eşeğin gölgesini merak ediyorsunuz. Öykünün sonunu söylemeyeceğim" der ve oradan ayrılır...
………
Masalların, yararlı yanlarının yanında kesin uyutucu, uyuşturucu etkileri de vardır. Yoksa, örneğin bu masal binlerce yıl yaşar mıydı? Örnek vermede bile bir masala yer veriliyor. Ondandır, en çok kullanılan türlerin önünde masal geliyor.
Kısacası...
Masal merakımız bazen her şeyin önüne geçiyor...
"Yan etkisi, bazen yara bile oluyor!"
Nusret Ertürk