Fuat Çapa güzel konuşmuş

Teknik Direktör Fuat Çapa 3 – 0'lık Adanaspor mağlubiyetinin ardından bir takım açıklamalarda bulundu. Zor hedeflere ulaşıldıktan sonra futbol takımlarında bir gevşeme olur. Mesela dünya kupasını kazanan ülke, daha sonra ardı ardına başarısız sonuçlar alabilir. Bizim de zor bir hedefimiz vardı; kümede kalmak. Bu hedefe ne mutlu ki ulaştık. Daha sonraki maçlarda mağlubiyet alınmasını doğal karşılıyorum.
Şimdi elbette ki sevinç içindeyiz. Ancak fazla abartmamak lazım. Zira biliyoruz ki gelecek sezon 'En az' bu sezon kadar zor geçecek. Bu sene taraftarımız olağan üstü bir gayret gösterdi ve Eskişehirspor'un küme düşmesini engelledi. Fakat taraftarın da gücü bir yere kadar. Bir sezon sonra bu taraftarın da moralinin bozulması, direncini kaybetmesi olası. Kulübümüzün borçlarını ödenebilir bir yapıya getirmesi, mevcut kadroyu en azından bozmaması gerekiyor. Yoksa hâlimiz duman olur...
Fuat Çapa da maçtan sonra bu konulara değinmiş ve, "Bu sezon Karabük olayı var. Daha önceki sezonlarda değişik olaylar var. Bu futbolda hafife alınacak bir ortam değil. Onun için birlik ve beraberliği bir an önce sağlayıp tekrar hedef belirlenmesi lazım. Eskişehirspor’un içinde bulunduğu süreç kişilerin grupların değil camianın yapması gereken bir şey” demiş. Sayın Çapa ile hiç karşılaşmadık. Ancak kendisini severiz. Böyle gerçekçi ve ayakları yere sağlam basan açıklamalar yaptığı zaman da kendisine olan sevgimiz bir kat daha artıyor.

Nereye giriyoruz?

Yeniçağ Gazetesi'nin 'Sivri dilli' kalemi Yavuz Selim Demirağ, ellerinde beyzbol sopaları bulunan 7 kişilik bir çetenin saldırısına uğradı. Sayın Demirağ'a büyük geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz... Basına yapılan bu saldırı maalesef ilk saldırı değil. Ve yine maalesef ki son saldırı olacağını da düşünmüyorum. Hatta bu ve benzeri saldırıların çoğalması, şiddet düzeyinin artması, cinayet boyutuna ulaşması da ihtimal dâhilinde... Kahraman polislerimizin saldırganları derhal derdest edeceğinden şüphem yok. Ancak saldırganların çıkarılacakları ilk mahkemede serbest bırakılacağından da şüphe etmiyorum. Sçünkü ayın Meral Akşener'in evini basanların, Kemal Kılıçdaroğlu'na linç girişiminde bulunanların serbest bırakıldıklarını biliyoruz. Hatta Selim Demirağ'a saldıranların 'Kahraman' ilan edilmeleri bile olası... Ülke olarak nereye gittiğimizin farkında mıyız acaba?..

Su samurlarımız da varmış

Bartın Üniversitesi'nde Yüksek Lisans yapan genç bilim adamı Emir Özay, Eskişehir'de su samurlarının bulunduğunu ispatladı. Sayın Özay daha önce de kurduğu Foto-Kapanlar ile Eskişehir'de sazlık kedilerinin yaşadığını da ispat etmişti. Pek çoğumuz Eskişehir'i "Bozkırın ortasında bir vaha' olarak tanımlıyoruz. Belediyecilik anlayışı olarak bu benzetmeyi kabul edebilirim. Ancak son derece zengin bir doğal yapının içinde bulunduğumuzu da ifade edelim. Ancak ve yavaş yavaş, doğal zenginliğimizi fark ediyoruz. Mesela Eskişehir'de kendine özgü bir akbaba olduğunu, derin ormanlarımızda kurtların yaşadığını yeni öğreniyoruz. Şimdi bu doğal zenginliğe su samurlarının da katıldığını öğrendik. Su samurları sevimli hayvanlar. Onlar da bizim gibi rızıklarının peşinden koşuyor. Tıpkı bizim gibi çocuklarını yetiştiriyor. Su samurlarının bulunduğu bölgedeki vatandaşlarımızı bilinçlendirmeliyiz. Bu konuda da valilik kadar biz gazetecilere de görevler düşüyor sanırım...