Görüşler
Başbakan Erdoğan dedi ki:
"Herkesi tatmin edecek çalışmalar yapılacak..."
Ve de beklenen soru:
"CHP'nin Soma'daki madenlerle ilgili araştırma isteği neden reddedildi?"
Yanıt:
"O önerge, gündem engellemek için verilmişti!"
Enerji Bakanı Yıldız diyor ki:
"72 işçimizin otopsi işlemleri tamamlandı..."
Bu açıklamalar yapılırken, yaşamını yitirenlerin aileleri neler düşünüyordu acaba?
…………
Başbakan'ın danışmanları daha etkili olmalı...
Bilimsel araştırmalara, yakın tarihe kadar eğilmeli...
Örneğin "Frederich Bernardi"yi tanıyorlar mı? Ortaçağ'da yaşamıştı...
Genç bir subaya olan Bernardi, savaşları ve toplu ölümlere yol açan kazaları iki kelimeyle yorumlamıştı:
"Biyolojik gereklilik..."
Diyor ki:
"Savaş, felaket ve kazalar biyolojik bir gereksinmedir. Doğadaki unsurların çalışması kadar gereklidir..."
………..
17 Mayıs 2010’daki faciayı anımsayın
Karadon Maden Ocağı'nda meydana gelen grizu faciasında 30 işçi yaşamını yitirmişti....
Ölen işçilerden 28'inin cesedine patlamadan 4 gün sonra ulaşılmıştı...
Başbakan Erdoğan, "Bu mesleğin kaderinde var" dedi...
Zamanın Çalışma Bakanı Ömer Dinçer, tarihe geçen bir sözle “Bernardi”niyi bile aşmıştı:
“Güzel öldüler…”
Geride kalanlara da iki kelime düşüyor:
“Başımız sağolsun…”
Başkan Ataç’ın güzel tercihleri
Olaylar zinciri bazı yazıları geciktiriyor...
Ama bunların "kullanma tarihi" o kadar uzun ki...
Gecikse de gündemini koruyor...
Tepebaşı Belediye Başkanı "Ahmet Ataç"ın, başkan yardımcıları için yaptığı tercih de bunlardan biri...
Biliyorsunuz, 6 başkan yardımcısı var...
4'ü, yani Erdoğan Aydoğmuş, Melih Savaş, Bülent Rıfkı Ustaoğlu ve Fikriye Güven Zaptiye, bir önceki dönem de görev yapmışlardı…
Başkan Ataç, hepsinden memnun kaldı ki, yine görev verdi...
Yeni başkan yardımcısı olan "Erkan Uçkan"ı da iyi tanırız...
Bursa'ya kaçınmışlardı ama, "Sen Eskişehir'e daha çok lazımsın" diye geri getirdiler...
Sonuncusu ise bizim dünyamızdan...
"Azime Şermin Şanlıer..."
Yaklaşık 4 yıl önce yitirdiğimiz gazeteci arkadaşımız "Kenan Şanlıer"in eşi...
"Selami Vardar" zamanından tecrübeli bir isim...
Şermin'in ilk ismi "Azime"yi yeni öğrendik...
Boşuna tercihini "Şermin"den yana kullanmamış Ahmet Başkan…
“Azimlidir Şermin...”
Tüm yardımcıları kutluyor , hepsine görevlerinde başarılar diliyoruz...
Günün Sözü
En çirkin yalan, çocuğa ve halka söylenen yalandır.
"Çünkü her ikisi de kolay kanar."
Lord Braugham
Günün İncisi
Kitabı yargılarsanız kitap da sizi yargılar.
Stehpen Kıng
Özdeyiş
Birliktekilerin ömrünü beklentiler belirler…
Hanri Benazus
"Cadı avını yapacağız"
Bu sözü Başbakan Erdoğan Afyon’daki toplantısında söylemişti :
"Eğer bu ülkeye ihanet edenlerin bir görevden alınıp bir başka yere atanması cadı avıysa, evet biz bu cadı avını yapacağız..."
Pek çok filmde izledik...
"Cadı avı nedir?"
Cadı olduğundan korkulan kimselerin yargılanmadan cezalandırılmasıdır. Cadılar genellikle yakılarak öldürüldü.
Ya günümüzde?
"Fikirleri topluma tehdit olarak görülen kimselere karşı kanıt aramadan suçlu suçsuz bakmadan düzenlenen kampanya..."
Örnek mi?
"Ergenekon davası bir anlamda cadı avıydı."
Ancak bir başbakanın ülkesinde kanunlar ve mahkemeler dururken cadı avına başvurmasına ilk kez rastlanıyor..."
Günün Şiiri
Biter o aşk kelimesi
Bu yağmur ve bahar ikindisi
Uyursam ölürüm belki
Gamlarda çiçekler uzar yüzüme
O küçük kızlarla üşür ellerim
Bu defter sarı kuşları korkunun
Usulca sabahı çizen buğularda
Anılar için ne küçük kelime
İnce bir kelebeğin unutulmuş kanadında
Nevzat Uçkan (Varlık-1966)
Peki, ya anadiliniz?
Ünlü orkestra şefi “Toscanini”ye kaç dil bildiğini sormuşlar.
"Anadilimden başka üç dil daha bilirim" diye başlamış:
"Güzel bir kadınla Fransızca, birini korkutmak istediğim zaman Almanca, iş problemleri çözmek için de İngilizce konuşurum..."
Merak etmişler:
"Peki, ya anadiliniz İtalyanca'yı?"
Gülmüş Toscanini:
"Tabii, İtalyanca da konuşurum. Sabahları traş olurken yüzümü kesince küfretmek için!.."
Arkamda 300 yolcu var
Azrail, Temel’in yanına gelip "Vaktin tamam, hadi gidelim" der.
Temel uyanık ya, yalvarır:
"Bana 5 yıl süre daha ver, sonra gel al canımı... Azrail kabul eder ve Temel de kendi kendine "Pilot olursam beni havada yakalayamaz" diyerek pilot olur.
Tam 5 yılın sonunda Azrail pilot kabinindeki Temel’in yanına gelir:
"Vakit doldu, hadi gidelim..."
Temel, "Ama şimdi canımı alırsan arkamda tam 300 yolcu var, onlar ne olacak?" diye sorar.
Azrail kızar:
"Hepinizi bir araya getirene kadar anam ağladı zaten, hadi gidiyoruz!.."
Balıktaki arkadaşlar
Temel ile Dursun balık tutarken, Dursun "Ula Temel" demiş:
"Haçan böyle paluk tutarken, pen senun eve sızsam, Fadime'yle aşna-fişna edup onu hamule pıraksam, penden çocuğu olsa, ne olurduk?"
Temel gayet sakin yanıtlamış:
"Ödeşmiş olurduk!"
Günün Olayı
Türkiye "Kıbrıs Barış Harekâtı " nedeniyle 90 milyon euro ödemeye mahkûm edildi.
Madem öyle "90 milyon euro daha verelim" Rum kesimini de alalım…
Akif Kökçe
Günün Biberi
Feyzioğlu işi bilmiyor! Erdoğan'a "Van'daki depremzedelerin" değil de, "Suriye'deki ÖSO'nun" selamını götürmüş olsa Erdoğan "Kaç paraya ihtiyaçları varmış?" diye soracaktı...
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...