Fiyatlar dolar gibi hokus pokusla düşmez!

Dolar yükseldi, fiyatlar da yükseldi…
Dolar düştü!
Ama işte fiyatlar düşmüyor…
Çaresi ne?
Sokaktaki vatandaş ne düşünüyor.
Mesela Fethi Bayındır’ın düşüncesi şöyle:
-Fiyatlarda değişiklik yok. Hala aynı. Sorduğumuzda da ‘çıkan inmez’ diyor. Dolar, Euro nasıl çıktı da indi? Kendi insanımız bilinçli düşürmüyor fiyatları. Daha sıkı denetim olmalı. Ama hangi birini denetleyecekler? Marketlerde hiç değişen bir şey yok. Ben karşılaştırma yapıyorum markette.
…/…
Vatandaş duyarlı, soruyor ama istediği yanıtı alamıyor.
Mesela Azime Yıldırım:
-Aynı duruyor, fiyatlar felaket, diyor! Bir tane emekli aylığı mümkün değil yetişmiyor. Marketler kendi kafasına göre fiyat koyuyor
Ve vatandaşta şöyle bir şüphe oluşmuş durumda:
-Hep kontrol ediliyor, deniliyor ama bence edilmiyor!
…/…
Dost acı söyler ama fiyatların ineceğini düşünmek ve beklemek pek gerçekçi değil! Evet bazı ürünlerde fiyatlar inebilir ama hayat pahalılığı kaldığı yerden devam edecek!
Çünkü bu fiyatlara dolar gibi “hokus pokus” yapılabilecek bir sihir yok!
 

FAZLALIKLARDAN KURTULUN!

Çoğumuz Diyojen’i çok bilinen iki özelliğinden dolayı tanırız. Birinci özelliği Diyojen’in bir fıçıda yaşadığıdır. İkinci özelliği ise elinde fenerle gündüz Atina sokaklarında “insan aradığıdır”
Bu iki özellik zaten Diyojen’in iki ilkesini anlatır.
Fıçıda yaşama “İnsanın kendisine yetmesidir” kısacası mutluluk için gerekli olanlar zaten bizde vardır. Dışarıda aramamıza gerek yoktur.
Gündüzleri fenerle ne yaptığı soranlara "dürüst bir adam aradığını" söyleyen Diyojen’e göre, sade bir yaşam tarzı, sadelikten başka, toplumların görenek ve yasalarını da önemsememek anlamına gelir.
Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir. Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa:
-Ben bir serseriye yol vermem” der.
 Diyojen, kenara çekilerek gayet sakin şu karşılığı verir:
-Ben veririm!
Büyük İskender  "Bir dileğin var mı?" diye sorunca,
-Gölge etme, başka ihsan istemem,  diye yanıt verir.
Çeşmeden avucu ile su içen bir çocuk görünce "Bu çocuk bana fazladan eşyam olduğunu öğretti" diye haykırıp su çanağını fırlatır.
Diyojen’e bir adamın ne kadar akıllı olduğunun nasıl anlaşıldığını sorarlar. Yanıtı kısa olur:
-Konuşmasından, der.
Bir soru daha sordular:
-Peki adam ya hiç konuşmazsa!
 -O kadar akıllı olanı henüz yok dünyada!
…/…
Yeni yılda sade bir hayat sizinle olsun! Size ağır gelen fazlalıklarınızdan kurtulun!
 

TÜRKLER KAPATIYOR SURİYELİLER AÇIYOR!

 
Kepenk kapatan esnafla, mülteciler arasında bir ilişki var mı?
Kayseri Esnaf Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanı Mustafa Alan, şöyle bir yorumda bulunuyor:
-Kayseri’de 2021 yılı içerisinde 1138 esnaf iş yerini kapattı, buna karşın 1200 Suriyeli iş yeri açtı!
…/…
Özetidir, bu olan bitenin…
Türkler kapatırken, Suriyeliler açıyor.
 

BOZULAN İNSAN!

Tolstoy şöyle diyor:
-Bozulduğu zaman insandan daha korkunç bir yaratık yoktur!
Tolstoy, bu sözü söylediğinden bu yana 100 yıldan fazla zaman geçti. Çağımızda ne yazık ki artık bozuk olmayan insanlara pek rastlanmıyor…
Ve tamiri de pek mümkün değil!
 

GÜNÜN SÖZÜ!

Sen birini kandırdığında, o aptal biri olmuyor! Sen karaktersiz biri oluyorsun.
 

GÜNÜN KARİKATÜRÜ